Version:1.0 StartHTML:0000000167 EndHTML:0000006518 StartFragment:0000000454 EndFragment:0000006502
Yine sınıfta kaldık
Her yıl olduğu gibi bu yıl da kurban kesimi konusunda sınıfta kaldık. Dünyaya rezil olduk. Hiçbir uyarı, ön bilgilendirme, tedbir, hatta yaptırım, işe yaramadı. İnsanlar yine bildiklerini okudular. Yine kızıla boyandı güzelim Marmara ve dereler ve göller... Aynı hainlik, aynı vahşet, aynı rezalet, aynı pislik... Kendime “Sana ne” diye diye sinir krizi geçireceğim. Açmayayım televizyonu, görmeyeyim olanları dedim, olmadı.
Yazık ki bunca uzun tatil süresince hep evimdeydim. Ve de sıkılmadan vakit geçirmek için yapabileceğim yazı yazmak, kitap okumak, resim yapmak, internette oyalanmak gibi şeyler, nasıl geçtiğini bile anlamamamı sağlasa da, hep göz yoran şeyler. Sonunda, hiç olmazsa arada gözümü kapatarak da izleyebileceğim televizyonu açmak zorunda kalıyordum. Bi de ses olsun diye...
Her ses, her resim aynı yürek paralayan sahneleri kaktı durdu tepeme. Ne kadar izlemeyeyim dediysem, olmadı. Ardından da kendi kendime “Yazmayayım şunu bu kez” demelerim para etmedi. Yine gönlüm, beynimi dinlemedi. Üstelik, yıllar önce bu konuda yazdığım bir yazı yüzünden başım belaya girmişti. Bir dolu “Sen kendi Ermeniliğine bak”, “Sen kim oluyorsun, gâvur!”, “Sen kendi dinini eleştir” gibi, hakaretler içeren ileti almıştım. Sanki kurban kesme âdeti bir tek İslamiyet’te varmış da benim ona aklım ermezmiş gibi...
Oysa kurban kesmek bizde de var ama adına bir bayram yok. Ayrıca, benim eleştirdiğim, dini vecibe değildi ki. Her ne kadar gerekliliğine inanmasam da, herkesin inancı kendine ve kimsenin inancını eleştirmek haddim değil. Ama uygulamayı pekâlâ eleştirebilirim. Hani ehil kişiler kesecekti hayvanları? Hani ürkütmeden, dualarla kesilecekti? Hani ortalık yerde, çocukların gözü önünde, hijyenik olmayan ortamlarda kesilmeyecekti? Hani cezası vardı uygunsuz kesimlerin? Kaç kişi ceza aldı?
Binlerce kasap hastanelik olmuş. Oh olsun. Et kesmek başka, canlı hayvan kesmek başka... Bakın, bizim çocukluğumuzda belediyeler bu kadar imkân sağlamazdı insanlara. Herkes kendi mahallesinde, bahçesinde, kapısının önünde, kendi imkânlarıyla kestirirdi kurbanını, ama böyle vahşet yaşanmazdı. Nur yüzlü bir adam dualar eder, hayvana onu ürkütmeden yaklaşır, gözlerini bağlar, okşayarak yatırır, öyle keserdi. Biz çocuklar yine gözyaşlarına boğulurduk ama dehşet içinde kalmazdık. İşin içinde bir tevekkül, elde olmayan bir teslimiyet, tarif edilmez bir kutsallık olduğunu hissederdik. Böyle boğalar koşmazdı sokaklarda.
Neydi o yahu? Hayvan çılgın gibi denize atladı. Yüzdü, kıyıya çıktı. Cani kovalar gibi kovalayıp yakaladılar. Adeta saldırarak kestiler. Eskiden idam mahkûmunu bile asarken, ip üç kere koparsa affedilirmiş. Hayvan da affedilse ne olur? Yok ama, ona para verilmiştir. Ya kahveye dalan boğa? Dereden vinçle çıkarılan dana? Hele, densizin birinin koskoca boğayı zapt edemediği için çifteyle vurmasına ne demeli? O kurban sayılır mı yani? Var mı dinde böyle bir şey? Hem boğa kesmek de ne oluyor? Allah Hz. İbrahim’e gökten boğa mı gönderdi? Hadi, bu yazdıklarımı da eleştirin. Ne yazık, her şey para oldu artık. Tüm bu uygunsuzlukların dibinde yatan, aynı neden; çok para, az para...
Büyük hayvan zenginlik belirtisi de, uygulama bu kadar sünepe olduktan sonra neye yarar? Taşınma parası verilmeyecek, kesilme parası verilmeyecek, ama büyük hayvan kesilecek. Dostlar alışverişte görsün. Adamın biri koca hayvanı bisikletin arkasına bağlamış, bir başkası, bir taksiye sekiz koyun tıkmış. İplerle çekiştirmeler, dürtmeler, tekmelemeler kovalamalar, bağırış çağırış... Her kesim yerinde bırakılan artıklar, pislik ve mikrop da cabası.
O hayvanlar yenmez bir kere. Uzmanlara göre, o derece büyük korku yaşayan bir hayvanın etinin kalitesi bozulurmuş, duymadınız mı? Her itirazı hemen dine bağlamayın. Pelin Batu “Kurban kesmek yasak edilmeli” dedi diye sert eleştirilere hedef oldu. Duyduk. “Senin yediğin et ağaçta mı yetişiyor?” falan dediler. Daha neler dediler ama her birini anmaya gerek yok.
Ben öyle bir şey demiyorum. İnanmasam da demiyorum. Desem de kim takar zaten? Kurban kesmek yasak edilemez ama bu şekilde kesmek pek güzel yasak edilebilir. Hayvana eziyet etmek yasak edilebilir. Ciddi denetlemeler yapılarak, ciddi cezalar uygulanabilir. Sen hele yakaladığının, hem hayvanını al elinden hem de ağır bir ceza ver de, bakalım bir daha aynı densizliği yapar mı...
Her yere gökdelen dikmekle gelinmez uygar ülkeler seviyesine. Zihniyet ileri gideceğine geriledikçe, neye yarar böyle allayıp pullamak?
