Türkiye’nin 2010 yılından bu yana ikinci kez düzenlenmesi için Yunanistan’da siyasetin durulmasını beklediği ve en son Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos’un davetine icabetle 10 Ekim 2012 tarihinde Atina’ya gerçekleştirdiği ziyarette açıklanan Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin Ocak 2013’te gerçekleştirilmesi tehlikeye girdi.
Bu köşeyi takip edenler, zaman zaman Türk-Yunan ilişkilerinin iyi gitmediğinden bahsettiğimi hatırlayacaklardır. En son, Yunanistan’daki ana muhalefet partisi SYRIZA’nın ileride iktidara geldiğinde Dışişleri Bakanlığı görevine getireceği Rena Duru’nun “Türk-Yunan komşuluk ilişkilerinin kırılgan bir noktada bulunduğu zor bir dönemden geçtiğimiz” yönündeki ifadelerini bu sütundan aktarmıştım. Muhalefet partileri bile mevcut durumu ‘kırılgan’ olarak değerlendirirken, iktidarın nasıl düşündüğünü anlatmaya çok da gerek kalmıyor zaten. İktidar da Türkiye ile ilişkilerin kırılgan bir zeminde olduğunu düşünüyor.
AK Parti hükümetinin, dönemin Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu önderliğindeki PASOK hükümeti ile Atina’da Mayıs 2010’da gerçekleştirdiği 1. Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nden bu yana çok şey değişti. En başta, iki ülkenin kendi iç sorunları ve farklı problemleri nedeniyle 2010’da imzalanan 22 anlaşma ve protokolün, ve bundan böyle Türk-Yunan yakınlaşmasının dahi ötesinde ortaklık anlamında hareket edileceği yönündeki ifadelerin devamı getirilemedi. Oysa Türk basınında, AK Parti hükümetinin 2010 yılında 10 bakanla Yunanistan’a yapacağı ziyaret, son 20 yıl içinde üç kez sıcak çatışmanın eşiğine gelen iki ülke arasındaki ilişkilerde bir milat olarak değerlendirilmişti.
1. Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ardından iki yıl yedi ay geçti. Bu arada 2012 ortasında Yunanistan’da iki defa erken genel seçim yapıldı, Papandreu hem başbakanlığa, hem de PASOK’un liderliğine veda etti; Yunanistan’ın dümenine yeni bir hükümet geçti.
Beklentiler ve iki ülke hükümetlerinin yaptığı açıklamalar, söz konusu konseyin ikincisinin içinde bulunduğumuz Ocak ayında yapılacağı yönünde. Bu yazının kaleme alındığı âna kadar da aksi yönde resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak geçtiğimiz günlerde, Ta Nea gazetesinde, 2. Yunanistan-Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin erteleneceğini beyan eden bir haber yayımlandı. Gazete, Başbakan Samaras’ın Ocak ayında gerçekleştireceği Almanya ve Katar ziyaretlerinden bahsederken, daha önce programa alınmış olan Türkiye ziyaretinin erteleneceğini söylüyor ve üstelik, bu ziyaretin yakın bir zamanda gerçekleşmeyebileceği yorumunda bulunuyordu.
Peki, ziyaret ve konsey neden erteleniyordu? Bu soruya, “İki taraf arasındaki soğukluk sadece Erdoğan’ın Yunan adalarının satılık olmasıyla ilgili açıklamalarından değil, ayrıca, Yunan hükümetinin Türkiye ile olan ilişkileri iyileştirmek için pek kararlı olmamasından da kaynaklanıyor” cevabı veriliyordu.
Ülkelerin karşılıklı olarak düzenledikleri yüksek düzeyli işbirliği konseylerini tarafların işbirliği iradesini göstermesi açısından çok önemli buluyorum. Umarım 2. Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi gerçekleşir, çünkü iki ülkenin de kırılgan zeminden biraz olsun uzaklaşmaya ihtiyacı var.
