Açlık grevlerinde ‘kritik eşik’ uyarısı
İHD İstanbul Şubesi’nde açlık grevleri ile ilgili olarak basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Eski Tabip Odası Başkanı Gencay Gürsoy, TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 2000 yılı ölüm oruçlarında arabuluculuk yapan Mehmet Bekaroğlu, sanatçı Jülide ve avukat Filiz Kerestecioğlu katıldı.
Toplantıda açlık grevleri hakkında bilgi veren Tutuklu Yakınları Yardımlaşma Dernekleri Federasyonu Başkanı Zübeyde Teker, şu anda 53 cezaevinde 423 kişinin açlık grevinde olduğunu söyledi. Teker, Maltepe Çocuk Cezaevi'nde 8 çocuğun açlık grevine başladığını, greve ilk başlayanlarda kanama, kusma gibi rahatsızlıklar başladığını söyledi. Teker cezaevi yönetimlerinin B1 vitaminlerini cezaevlerine sokmadığını sözlerine ekledi.
Teker ayrıca, “Sadece Abdullah Öcalan açlık grevlerini durdurabilir. Başka hiç kimsenin çağrısını dikkate almayacaklar” dedi.
Toplantıda konuşan Mehmet Bekaroğlu, siyasi taleplerin açlık grevi gibi bir yöntemle ifade edilmesini eleştirerek “Siyasi taleplerin açlık grevi gibi bir araçla ifade etmek zorunda kalması Türkiye'nin demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda nerede olduğumu gösteriyor” dedi.
Bekaroğlu daha önce cezaevlerine ölüm oruçlarını takip ettiğini belirterek 37. günün kritik bir eşik olduğuna dikkat çekti.
TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı da bakanlık müsteşarının açlık grevinde bulunanların hücrelere alındığını ve bilinçlerinim kapandığında müdahale edebileceklerini söylediğini belirterek “Bilinçleri kapandığında zaten tuvalete gidemeyecek, temizlenemeyecek halde oluyorlar. Bağışıklık sistemleri de zayıfladığı için artık bu mahkumları açlıktan değil enfeksiyon hastalıklarıyla yok etme çabasıdır. Bilinci kapalıyken müdahale etme düşüncesi de baskı unsuru olarak kullanılıyor. Zaten bilinci kapalı iken müdahale artık çok geçtir; çünkü sakat kalmalar başlar” diye konuştu.
Eski Tabipler Birliği Başkanı Gencay Gürsoy da açlık grevlerini desteklemediğine dikkat çekerek “Bu insanların istekleri yerine getirilemeyecek talepler değil, Başbakan'ın iki cümlesine bakar. Başbakan etmeyeceği iki cümle için kaybedilecek hayatların vebalinin altından nasıl kalkacak?” dedi.
Sanatçı Jülide Kural ise “İnsan bedenini ölüme yatırmanın çok ağır bedeli var; bu yalnız bir kişinin ölmesi değil; ortaya atılan bir intikam tohumudur. Bir toplumun bunu unutması çok zordur. Hem bu hak talebi için hayatlarını ortaya atanlara hem de bunu seyredenlere çağrı yapmak istiyorum; iyi düşünmek lazım” diye konuştu.
