Akla sığmayan bir komplo ile tutuklanıp cezaevine gönderilen, ilk duruşmada salıverilen hak savunucularına, toplumsal sorunlara çözüm bulmak için diyalog kanallarını hep açık tutmaya çalışan ve hala tutuklu bulunan Osman Kavala’ya, Kürt meselesinde eskisinden de beter bir politikaya dönüldüğü için aylardır hapis yatan Kürt siyasetinin seçilmiş vekillerine, akıl almaz suçlamalarla hapse atılıp aylarca yattıktan sonra tahliye edilen Cumhuriyet gazetesi yazar ve çalışanlarına, aynı nedenle hapse atılan ve savunma yapma imkanı dahi bulamayan dolayısıyla bu yılbaşını hapiste geçirecek gibi görünen Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerine, “Barış istiyoruz” dedikleri için işlerinden olan ve yargılanan barış akademisyenlerine, haber yaptıkları için hapse atılan kimi hala bırakılmayan, kimi de ‘yeterince yattıklarına’ kanaat getirilmiş olacak ki tahliye edilen gazetecilere, Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliği yaptıkları için yargılanan, hüküm giyen gazeteci ve aydınlara, haklarında bir zamanlar Cemaat’e yakın gazetelerde yazı yazmaktan başka suçlama bulunamayan ama hapse atılan yazarlara, OHAL nedeniyle haksız yere işlerinden atılan kamu çalışanlarına, bilhassa Nuriye ile Semih’e, Türkiye’deki koşullar yüzünden yurtdışında kendilerine gelecek aramak zorunda kalanlara, OHAL koşullarında hak mücadelesi veren işçilere, çalışanlara, Kürt coğrafyasında yürütülen savaş nedeniyle evsiz kalanlara, yakınlarını kaybedenlere..
Evlerinin kapısına çarpı konan Alevilere, ırkı. mezhebi, dini inancı ya da inançsızlığı yüzünden ayrımcılığa uğrayan herkese. Hala patriğini seçemeyen Ermeni toplumuna..
Erkek şiddetine maruz kalan kadınlara, cinsel yönelimlerinden dolayı şiddete/baskıya uğrayan LGBTİ’lere, dövülen, tekmelenen, hunharca öldürülen, aç susuz dağ başına bırakılan hayvanlara, iki yüzlü ahlak kurallarımız yüzünden parkta, sokakta, okulda, ezilen, hor görülen, ahlaksızlık yapıyormuş muamelesine tabi tutulan, eve kapatılmaya çalışılan genç kızlara, çocuk yaşta evlendirilmesinde beis görülmeyen kız çocuklarına..
Tepesine nükleer santral kurulmak istenen, derelerine el konulan insanlara, 3. Köprü, 3. Havalimanı yapılacak diye yaşam alanları ellerinden alına doğal hayat sakinlerine, ağaçlara, kuşlara, şu içinde yaşadığımız önüne çıkan her şeyi tahrip eden zihniyetin kurbanı börtü böceğe, kendi halindeki mahalleye, çeşmeye, ahşap binaya, hana, hamama, kent hafızasına. Bilhassa da Narmanlı Han’a, İstiklal Caddesi’ne, Anadolu’da nefessiz kalan her köşeye.
Nefes alamıyormuş gibi hisseden herkese. Biliyorum çoğunuz/çoğumuz için geçmedi ama, geçmiş olsun. Zor bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2017 sizin ve sizlerle dayanışma gösterenlerin yılı olsun. 2018 böyle geçmesin..
