E-gazete/Arşiv
Bayiler
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
Հայերէն
English
Ara
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Kategoriler
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Ara
Հայերէն
English
☰
☰
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Ara
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
English
Հայերէն
Yetvart Danzikyan
İmralı’daki görüşme ve sonrası
Peki, görüşme oldu şimdi ne olacak? Kamuoyu elbette ve haklı olarak İmralı’da nelerin konuşulduğunu merak ediyor. Ancak görüşmenin geniş komisyona anlatılacağı ve 26 Kasım Çarşamba günü yapılması beklenen toplantı ertelendi. Hadi buradan da bir sonuç çıkarmayalım ama ana soru yerinde duruyor: Neler konuşulduğunu öğrenebilecek miyiz ve bundan sonra neler olacak? İki soruyu dile getirmekte fayda var: Sürecin siyasi sorumlusu kimdir? Devlet mi, AKP mi, MHP mi? Üçü birden mi? Öyleyse bile, irade kimdeyse iktidar ayağında sahipsiz gibi duran siyasi sorumluluğu almalı ve buna göre hareket etmeli. İkinci olarak: Öcalan’ın perspektifini az çok öğrendik. İktidarın Kürt meselesinin çözümüne dair nasıl bir perspektifi var?
26 Kasım 2025
Bahçeli İmralı’ya gitseydi, neler konuşulacaktı?
Tabloya baktığımızda Komisyon’dan İmralı’ya ziyaret kararının çıkması artık sürpriz olmaz. Şimdi gelin bir zihin egzersizi yapalım ve bu tabloyu tersine çevirelim. Tamam, çok açık ki, Bahçeli’nin zaten İmralı’ya gitme niyeti yoktu, süreci hızlandırmak için bu çıkışı yaptı. Hızlandırdı da. Ama gazeteci ve vatandaş olarak şunu düşünmeden edemiyoruz: Ola ki gelişmeler hiç beklenmedik bir hal aldı ve Bahçeli İmralı’ya gitti. Ne konuşacaklardı acaba?
19 Kasım 2025
Ter-Matevosyan: Ermenilerin 1915'te ne olduğunu anlamak için KGB'nin yönlendirmesine ihtiyacı yoktu
Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın Türk-Ermeni-Azeri düşmanlığını SSCB ve KGB'nin şekillendirdiğine dair açıklaması bazı çevrelerce eleştirilirken, bazılarınca takdir edildi. Türkiye ve Sovyetler ilişkileri uzmanı, "Türkiye'nin Dönüşümüne Sovyet Yaklaşımı" isimli kitabın yazarı ve Ermenistan Amerikan Üniversitesi öğretim üyesi Vahram Ter-Matevosyan, "Osmanlı İmparatorluğu’nun gerçekleştirdiği soykırımdan ve Kemalist güçlerin katliamlarından sağ kurtulan Ermenilerin ailelerine, köylerine, şehirlerine, kiliselerine ne olduğunu anlamak için, 1954’te kurulan KGB’nin, yönlendirmesine ihtiyaçları yoktu" dedi.
13 Kasım 2025
Hukuk kalmadı, “strateji” verelim
TRT’den yayınlanır mı yayınlanmaz mı bilinmez ancak iktidarın en güçlü rakibi İmamoğlu’na yönelik organize ettiği –siyasi hayata darbe niteliği taşıyan- yargı sürecini seçim yılı olan 2028’e kadar taşımak istediği ve böylece hem İmamoğlu’nun hem CHP’yi olabildiğince yıpratmak istediği anlaşılıyor. Gezi direnişi tutuklularından Tayfun Kahraman hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararını ise, yerel mahkeme, uygulamama yoluna gitti. Aynı Can Atalay vakasında olduğu gibi.
12 Kasım 2025
“Çatlak” yok ama frekanslar farklı
Bütün bu tablo içinde Bahçeli’nin -süreç özelinde elbette- Erdoğan’a kıyasla Öcalan ile daha fazla aynı frekansta olduğunu söylesek çok mu iddialı bir analiz yapmış oluruz? Muhtemelen. Ama özellikle ABD ve İsrail’in bölgedeki rolü hakkında Bahçeli ve Öcalan aynı kaygıları taşımakta. Erdoğan ABD’de Trump ile görüşürken Bahçeli’nin Türkiye-Rusya-Çin ittifakı önerdiğini hatırlayalım. Öcalan da sürece bilhassa İsrail’in zarar verebileceği yönünde uyarılarda bulunmuştu. Bu hafta bir diğer gelişme ise ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın, Türkiye ve İsrail arasında yakınlaşma mesajı vermesi oldu.
5 Kasım 2025
Cumhuriyet 102 yaşında, muhalefet hapiste
“Demokrasi ve özgürlüklerle doldurmadığımız sürece kavramın içi boş kalır” diye yıllardır söyleyegeldiğimiz “Cumhuriyet” 102'inci yılında ne durumda? Açıkçası gerek demokrasi, gerek insan hakları, gerekse ekonomik açıdan hiç de parlak durumda değil. Üstelik 102. yılda yeni bir uygulamaya gidildiğini öğrendik meselâ.
29 Ekim 2025
PKK hükümete ‘top sende’ diyor
PKK özetle genel bir af yasası değil “PKK’ye özgü geçiş hukuku”ndan bahsetmekte. Bu geçiş hukuku nedir, nasıl formüle edilebilir şu an bilemiyoruz. Hükümet böyle bir özel geçiş hukukuna hazır mı, bunu da bilemiyoruz. PKK “özel geçiş hukuku”nun yanısıra ayrıca “demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları”ndan da bahsediyor. Peki hükümet ne diyor?
26 Ekim 2025
Kıbrıslılar dertlenmesin, konu Türkiye
Evet Bahçeli’nin önerisi uygulanabilir değil ancak kanımca konu da Kıbrıs’la hem ilgili, hem değil. Kıbrıs ile ilgili çünkü MHP’nin ve MHP’ye yakın isimlerin KKTC’de güçlü ilişkileri var ve belli ki Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı makamında olmaması Bahçeli’yi rahatsız edecek. Öte yandan pek de ilgili değil çünkü MHP, “İmralı Süreci” ile ilgili olarak İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin yanısıra ulusalcı diyebileceğimiz çevreler ve bu çevrelere yakın medya tarafından da sıkıştırılıyor. Ve aslına bakılırsa “Süreç” de pek kolay ilerlemiyor.
22 Ekim 2025
Daron Acemoğlu'ndan Agos'a açıklama: Ermenistan'da ya da Türkiye'de hiçbir parti ile çalışmıyorum
Ermenistan'da Rus oligark Samvel Karapetyan'ın kurucusu olduğu ve partileşme aşamasında olan "Bizim Yöntemimizle " hareketinin düzenlediği son toplantıda Nobel ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu'nun gönderdiği bir görüntülü mesaj paylaşılmış ve Acemoğlu'nun harekete danışmanlık yapacağı belirtilmişti. Acemoğlu Agos'a yaptığı açıklamada "Onların konferansı için bir mesaj gönderdim ama parti ile hiçbir bağlantım yok" dedi.
16 Ekim 2025
Şarm El Şeyh’teki zirve ne anlatmıyor?
Barış elbette önemli. İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda en az 67.869 kişi hayatını kaybetti. Bu kişilerin çoğu kadın ve çocuk. Binlerce insan sürgün edildi, evlerini kaybetti. Ancak olup bitenin arka yüzüne de bakmak zorundayız. İki devletli çözüme ne oldu? İsrail’in 1967 işgali öncesi sınırlarına çekilmesi taleplerine ne oldu? İsrail’in Filistin’de “işgalci” konumda olduğu kayda geçirildi mi, geçirilecek mi? İki yıl süren “Soykırım” uygulamasından ne zaman söz edilecek?
15 Ekim 2025
Müzakere ile mücadele arasında DEM Parti
DEM Parti yöneticileri de 8 Ekim’de Adalet Bakanlığı’na yürüdü ve burada bir açıklama yapıldı. “Bizzat hükûmete sormak istiyoruz. Bu barış nasıl olacak? Demirtaş'ı, Yüksekdağ'ı, cezaevinde tutarak barış inşa edilebilir mi?" dendi. Bunlar gayet haklı sorular. Beri yandan iktidarın aklında ise öyle görünüyor ki Demirtaş’ın bir süre daha özgür olmadığı bir “süreç” var. Bu süre nedir bilmiyoruz. DEM Parti hem mücadele hem de müzakere yürütürken “açmaz” diyebileceğimiz durumla karşı karşıya. Seçilmiş siyasetçiler ısrarla hapiste tutulurken nasıl “mücadele” edilecek, nasıl “müzakere” edilecek? Bu soruya aslında DEM Parti’den çok iktidarın yanıt vermesi gerekiyor.
8 Ekim 2025
“Heybeliada Ruhban Okulu YÖK çatısı altında açılabilir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki zirve 25 Eylül’de Beyaz Saray'da gerçekleşti. Görüşme iki saati aşkın sürdü. İki liderin görüşme öncesi yaptığı açıklamalara göre, F-16 ve F-35 alımı, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması, Halkbank Davası, ABD'nin Türkiye'ye yönelik ticari yaptırımları ile Türkiye'nin Rusya'dan petrol ürünleri alımı ana gündemi oluşturdu. İki lider görüşme öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Heybeliada Ruhban Okulu konusunda gerekli adımların atılacağını, konuyu döndüğünde Patrik Bartholomeos ile görüşeceğini belirtti. Uzun süredir Türkiye Rum toplumunun bu yönde bir beklentisi vardı. Erdoğan’ın açıklamalarını uzun yıllardır bu konular üzerinde çalışan Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Elçin Macar ile konuştuk.
4 Ekim 2025
“Fevkaladenin fevkinde” ziyarette neler oldu?
Bütün bu sorular sorulmamıştı. Asıl kritik gelişme ise Erdoğan yurda döndükten sonra yaşandı. New York'ta basına konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "KAAN'ın motorları ABD Kongresi'nde bekliyor, onların lisansı durmuş durumda" dedi ve bunun "müttefiklik ruhuna, stratejik ortaklık ruhuna yakışmadığını" söyledi. Nasıl yani? Büyük bir tanıtım kampanyasıyla duyurulan yerli ve milli KAAN uçaklarının motorları meğerse ABD’den mi gelecekmiş? Bu açıklama da bir fırtına kopardı desek yeridir. Fidan bu konuşmayı bilerek mi yapmıştı? İktidarın içinde çatlak mı vardı? Bu sorulara yanıt ararken NTV Washington temsilcisi Hüseyin Günay’ın Beyaz Saray bahçesinde Trump-Netanyahu görüşmesinin sonuçlanmasını beklerken canlı yayın hazırlığı sırasında bir gazeteci ile yaptığı konuşma nasıl olduğu anlaşılmaz bir şekilde sosyal medyaya düştü.
2 Ekim 2025
“Bütün masalarda olmak” böyle bir şey mi?
Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’li isimlerin tüm sert açıklamalarına rağmen İsrail’in Gazze’deki soykırım politikalarını durdurmakta etkisiz kalıyor. Üstelik bu politikaların en büyük destekçisi ABD’nin başkanı Trump ile Erdoğan’in görüşecek olması AKP medyası tarafından bir müjde imişcesine sunuluyor. Çizgi romanlarda şöyle bir kalıp vardır: “O esnada başka bir yerde”... Evet o esnada başka bir yerde iktidarın, yani Cumhur İttifakı’nın ortağı ve aynı zamanda İmralı Süreci’nin başlatıcısı ve yürütücüsü MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli şu açıklamayı yapıyordu: "Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek 'TRÇ' ittifakının inşa ve ihya edilmesidir." Bütün bunlara bakıp “İttifakta çatlak mı var?” sorusunu yöneltmek bence anlamsız.
24 Eylül 2025
Demokrasi olmadan nasıl barış olacak?
Barışa, Kürt meselesinde eşit ve adil bir çözüme ne kadar inansak ve destek versek de, AKP-MHP ittifakının önümüzdeki seçimlere yönelik hesabı ayan beyan ortada duruyor, bunu da görmezden gelmek mümkün değil: İmralı Süreci eğer ilerlerse seçmenlere yeni bir proje sunmak ama bu iktidarın seçimle değişebilme ihtimalini yargısal yollarla kapatmak. İki soru var. İlki: AKP-MHP ittifakı İmralı Süreci’nin başlattı ama devamını nasıl getireceğini biliyor mu? İkincisi: CHP’ye yönelik bu kampanya iktidarın istediği biçimde ilerleyecek mi?
10 Eylül 2025
“O ânı, o korkuyu ben her Eylül ayında yaşıyorum"
Gazeteci-yazar Serdar Korucu 6-7 Eylül 1955 pogromunun hayatta olan tanıklarıyla konuşarak yeni bir kitaba imza attı: “Akşam İstanbul’da Çok Fena Şeyler Oldu” başlıklı çalışma, İstos Yayınları’ndan çıktı. Kitabın başlığını oluşturan sözler Marina Kalumenu’ya ait. Kendisi Dimitrios Kalumenos’un, yani 6-7 Eylül 1955’i fotoğraflayarak, pogromun hafızalara kazınmasını sağlayan Patriklik fotoğrafçısının kızı. Kitap, Türkiye, Yunanistan ve Fransa’da yaşayan 32 “son tanığın” dilinden o gece yaşananları aktarıyor. Hatırlanacağı üzere “Atatürk’ün Selanik’teki evi bombalandı” başlıklı sahte bir haber üzerine 6 Eylül gecesi İstanbul’da Rumlar başta olmak üzere gayrimüslimlere ait evler, dükkânlar, kiliseler yıkılmış, yakılmış ve yağmalanmıştı. Resmî verilere göre yalnızca İstanbul’da 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 3.584’ü Rumlara ait olmak üzere 5.538 ev ve işyeri yakılıp yıkıldı. İHD’nin raporlarına göre 35 kişi hayatını kaybetti. Korucu ile yeni çalışmasını konuştuk.
5 Eylül 2025
CHP nasıl direnecek?
AKP ve Erdoğan artık öyle bir durumda ki, iktidarda olmazlarsa siyaseten tükenecekler. MHP ise AKP ile ittifak döneminde yargı, polis ve orduda elde ettiği kadro gücünü korumak için her hamleyi yapıyor. Aslında buna İmralı ile yürütülen süreci de eklemek mümkün. CHP Genel Başkanı Özel bu denklemi bildiği için MHP’ye oynamaya çalıştı.
3 Eylül 2025
İlber Ortaylı’nın önerisi üzerine bazı sorular
Bu satırları okuyunca insanın aklına başka fikirler de üşüşüyor. Yazısında şöyle de bir cümle var: “Fırat ve Dicle havzası, Türkiye için hem teknik hem demografik hem de siyasi açıdan hayati önem taşır." Taşır tabii. Taşır taşımasına da şöyle bir 110 yıl öncesine gidelim. Bu havzada kimler yaşardı, o toprakları kimler işler, şenlendirirdi?
27 Ağustos 2025
“Darbe” diyorduk, itirafçı ayağı da eksik kalmadı
Olan önceki askeri darbelere benzemiyor elbette. CHP haftada iki kez miting yapıyor, meydanları dolduruyor, CHP lideri Özel kendisini çıkarmaya cesaret eden televizyonlarda konuşuyor, Ekrem İmamoğlu (her ne kadar sosyal medya hesabı kapatılsa da) hapisten açıklamalarda bulunabiliyor vs. Beri yandan şöyle de düşünmek mümkün. Zaten çağımıza özgü bir darbe bu. Her şeyin 45 yıl önce bir askeri darbe nasıl olduysa öyle olmasını beklemezsiniz. Zaten olan askeri bir darbe de değil. Ama, nasıl ki totaliter rejimler hâlâ varlar ama 1930’lardaki gibi değillerse, darbeler de varlar ama yeni çağın mantığına, teknolojisine, sosyal medyasına, uygun olarak işliyorlar. Öyle iddialar duyuyoruz ki “Bu çağın darbesi de böyle oluyormuş” demekten de kendimizi alamıyoruz.
21 Ağustos 2025
Beyaz Saray’da Trump, Paşinyan, Aliyev zirvesi: Ne oldu, ne olmadı?
Ankara ve Yerevan üç yıldır bu süreci yürütüyor ve ilk aşama olarak iki ülke arasındaki sınırın önce üçüncü ülke vatandaşlarına ve diplomatik pasaport sahiplerine açılması için mutabakata varılmıştı. Ermenistan kendi üzerine düşeni yaptı ancak Ankara hiç hareket etmedi. Şimdi bu gelişmeyle Ankara’dan da sınırın açılması için bir hamle beklenebilir. Ancak Ankara kanımca yine de Ermenistan –Azerbaycan arasındaki anlaşmanın imzalanmasını bekleyecektir. Aliyev yeri şartlar ileri sürmedikçe ya da daha önce ileri sürdüğü şartlarda ısrarlı olmadıkça, Trump’ın arabuluculuğuyla ve ABD’nin bölgeye yerleşmesi pahasına bile olsa sonuçta bir yol açıldı. Bu yolda nasıl ilerleneceği artık büyük oranda Ankara ve Bakü’ye, son olarak da Yerevan’a bağlı. Niye 'son olarak' diyorum...
10 Ağustos 2025
Özel Haber: Ankara'dan "Kafkasya'da barışa yönelik her adımı memnuniyetle karşılarız" mesajı
ABD Başkanı Trump'ın Ermenistan Başbakanı Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile bugün ayrı ayrı görüştükten sonra ortak bir açıklama yapılması bekleniyor. Açıklamayla Ermenistan -Azerbaycan arasındaki pürüzlerin büyük bölümünün giderileceği ve "Trump Yolu" için varılan mutabakatın da resmi olarak duyurulacağı beklentisi hakim. Ankara ise bu konuda bir süredir sessiz. Ulaştığımız kaynaklar gelişmelere dair olumlu değerlendirmelerde bulundular.
8 Ağustos 2025
Okurlara artık baygınlık geldi biliyorum ama....
Jamanak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ara Koçunyan, bu kez 4 gün süren bir yazı dizisiyle bana şahsi olarak yanıt verdi. Yanıtlarına ve benim karşı yanıtlarıma geçeceğim ama ben baştan beri tek bir yazı ile konuyu toparlamaya çalışırken Sayın Koçunyan’ın ilki 5, ikincisi 4 gün süren yazı dizileri belki bazı okurların ipin ucunu kaçırmasına neden olabilir. O yüzden maddeler halinde durumu özetleyip ben de kendi açımdan diyeceklerimi diyeyim ve yine kendi açımdan, mecbur kalmadıkça bu konuya bir daha değinmeyeyim.
7 Ağustos 2025
Paşinyan’ın İstanbul ziyareti ve “tutarlılık”
Koçunyan, bu cümlelere arka arkaya beş gün süren, gazetenin sürmanşetinde Türkçe olarak yayınlanan “Türkiye Ermeni Toplumunda Tepkiselliği Tekelleştirme Çabaları” başlıklı yazı dizisinin üçüncü bölümünde yer verdi. Karmaşık cümlelerle dolu ilk iki yazıdan sonra sıranın Agos’a ya da bana geleceği belliydi. Biliyorum bu konudan sıkıldınız, ama bu eleştirilere yanıt vermek durumundayım.
24 Temmuz 2025
Bahçeli “Ebedi rejim” istiyor ama...
Cumhurbaşkanı yardımcılarından birinin Kürt, birinin Alevi olmasına yönelik teklif, seçmen nezdinde de Bahçeli’nin yeni garantiler aradığının, bu yönde yoklamalar yaptığının işareti. Bu tablo içinde asıl meselemiz, ‘Lübnanlaşmak’tan ziyade “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin sanki artık tartışılmaz, doğal bir sistem ya da rejimmiş gibi sunulması, toplumun zihninde bu şekliyle yerleşmesinin istenmesidir. Oysa bu sistemin sakıncalarını yaşadık, yaşıyoruz. Güçler ayrılığı artık tamamen buharlaştı. Denge-denetim mekanizmaları tamamen yok olmuş durumda. Yetmezmiş gibi CHP’ye yönelik bir darbe hukuku da tüm hızıyla sürmekte.
24 Temmuz 2025
ABD Kafkasya’ya mı yerleşecek?
Bu teklif önce Paşinyan’ın sözcüsü Bağdasaryan tarafından net ifadelerle reddedildi. Paşinyan ise 16 Temmuz’da düzenlediği basın toplantısında daha kapsamlı ve sanki biraz bu teklife kapı açan ifadeler kullandı. Paşinyan, yabancı güçlerin Ermenistan'dan geçen bölgesel ulaşım güzergahlarının kontrolünü ele geçirebileceği yönündeki endişeleri reddederek, ülkede yönetimde dış kaynak kullanımı uygulansa da tüm altyapının Ermenistan'ın mülkiyetinde kaldığını söyledi.
18 Temmuz 2025
Sahak Sırpazan’a hatırlatmak isteriz: Sizi seçen de İstanbullu Ermenilerdi
İstanbullu Ermenilerin beklediği, bir “kilise”den beklenecek asgari nezaket kuralları idi. Bunun olmaması İstanbullu Ermenileri üzdü ve hayal kırıklığına uğrattı. Yoksa ‘Paşinyan Patrikhane’yi mutlaka ziyaret etsin’ diyen, zaten yoktu. Şunu söylemeden edemeyeceğiz: Az önce aktardığımız bölümde Patrik Maşalyan diyor ki “Zaten Sayın Paşinyan, İstanbullu Ermenilerden daha zeki ve ne olduğunu çok iyi anlıyor” Bilemiyoruz bu konu belki de Başbakan Paşinyan’ın çok da takılmadığı bir konudur. Ama biz (kendini bir şekilde ev sahibi hisseden) İstanbullu Ermenilerin büyük bir kısmı olarak Patrikhane’nin bu tutumunu sindiremedik. Bir not daha: Sahak Sırpazan, sizi seçen de İstanbullu Ermeniler idi. Dokuz bin oyla. O zaman zekilerdi de şimdi mi zeki değiller?
6 Temmuz 2025
100 günün bilançosu
Mitinge bakıldığında İmamoğlu’un tutuklanması sonrasındaki toplumsal hareketliliğin sürdüğünü söylemek mümkün. Özel de bu kalabalığın toplanmasından doğal olarak memnundu. Özel Saraçhane mitingini yaparken İzmir’in eski belediye Başkanı Tunç Soyer ve onlarca belediye çalışanı yolsuzluk iddiasıyla daha yeni gözaltına alınmıştı. Velhasıl darbe ile mücadele sürüyor sürmesine ama her darbede olduğu gibi bunda da uzun ve çetin bir yol CHP'yi ve muhalefeti bekliyor
2 Temmuz 2025
Paşinyan’ın ziyareti ve beklentiler
20 Haziran’da yapılacak görüşme ile ilgili net açıklamalar yok. İlk resmi açıklama Ermenistan Parlamentosu Başkanı Simonyan’dan geldi ve bunun “tarihi bir ziyaret” olduğunu söyledi. Paşinyan da, gündeme ilişkin ortak bir açıklamanın yapılacağını belirterek, şu aşamada kamuoyuyla paylaşılmış bilgilerin ötesine geçmeyeceğini kaydetti. Peki görüşmenin gündemi ne olabilir, hele ki İsrail’in İran’a saldırısı nedeniyle bölge yine bir savaşın içindeyken? Ermenistan açısından duruma bir bakalım.
18 Haziran 2025
Belediyelerde ve medyada neler oluyor?
Bir yıl kadar önce şunları söyleyebiliyordum: Hayli sorunlu bir seçim sistemi de olsa, medya ambargosu da uygulansa, muhalefet seçimlere girebiliyor, belediye başkanlıkları kazanabiliyor, muhalif medya, üzerinde büyük baskılar olsa da yayın yapabiliyor. Artık bunları da söyleyemeyecek haldeyiz. Darbeyi püskürtmek belli ki zaman alacak.
11 Haziran 2025
Gezi direnişi 12 yaşında: Tarih sizi nasıl yazacağını biliyor
Gezi direnişi aslında ilk büyük mağlubiyetleri oldu. Evet iktidarı kaybetmediler, seçim de kaybetmediler ancak toplumu istedikleri biçimde dönüştüremediklerini ve dönüştüremeyeceklerini anladılar. Bu kendi açılarından bir mağlubiyetti. O yüzden “Gezi” ile ilgili dertleri hiç bitmedi.
28 Mayıs 2025
Erdoğan’ın yeniden adaylığı: Söylenenler, olanlar
Erdoğan’ın yeniden aday olmak gibi bir derdi yokmuş. Belki onun yok ama MHP lideri Bahçeli ile birlikte kurduğu rejimin ya da “sistem”in ona ihtiyacı var. Yoksa yargı, emniyet, orduda ve istihbarattaki hükümet hâkimiyeti nasıl devam ettirilecek? Ekonomide doğayı ve dar gelirliyi sömürmek, birilerini palazlandırmak üzere kurulmuş düzen nasıl devam ettirilecek? Semirmekte olan belli başlı patronların düzeninin bozulmaması nasıl sağlanacak? Onlar Erdoğan olmazsa yerlerinde duramazlar. Dolayısıyla onların yeniden adaylık derdi var.
23 Mayıs 2025
Umut ve soru işaretleri
Özetle Öcalan’ın koşullarında değişiklik ve “Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti”, Kürt siyasal hareketinin öne çıkardığı noktalar. Buna rejimin ne ölçüde yanıt vereceğini bilemiyoruz, iktidar ve medyasında şu aşamada “Terörsüz Türkiye” üzerinde duruluyor, bazı adımlar atılacağı belli belirsiz söyleniyor ancak bu adımların nereye varacağı bilinmiyor, belki de iktidar da bunu bilmiyor. Bu tablo içinde, silahlar da sustuğuna göre, artık demokratikleşme, hukukun üstünlüğü önünde bir engel ya da anti-demokratik uygulamalar için bir mazeret kalmamış olsa gerek.
14 Mayıs 2025
1
2
3
4
5
...
10
Abone Ol!
Agos'a abone olarak destek olabilirsiniz. Abone ol, hediye et, askıya abonelik bırak.
Agos'u Sosyal Medyada Takip Edin
Instagram
Twitter
Facebook