E-gazete/Arşiv
Bayiler
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
Հայերէն
English
Ara
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Kategoriler
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Ara
Հայերէն
English
☰
☰
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Ara
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
English
Հայերէն
Ohannes Kılıçdağı
Sayfa 8
‘Yasal hukuksuzluk’ kültürü
Eğer belli kişi ve grupları belli kategoriler içine yerleştirmeyi, onlara belli sıfatları yakıştırmayı ve onları öyle sunup kabul ettirmeyi başarabiliyorsanız, onlara, onların mal-mülklerine, onurlarına yapabileceklerinizin bir sınırı yoktur.
19 Mart 2021
Vakıflar
1936 Beyannamesi yıllar sonra mülklerle ilgili başka sorunların da kaynağı, daha doğrusu bahanesi oldu. Şöyle ki, bu beyannamede olmayıp daha sonra satın alma, bağış vs. yoluyla bu kurumların uhdesine geçen mallara, bu beyanname –hukuk hilafına– bir vakıf senedi sayılarak ve o vakıf senedinde ileri dönük mal edinmeyle ilgili bir beyan olmadığı gerekçesiyle el konmaya başlandı. Bu konuda açılan davalarda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1974’te hem ibretlik, hem de bu konuda devlet erkânının zihniyetini özetleyen bir karara ve gerekçeye imza attı.
12 Mart 2021
Bu ülke tekçilikten ne kazandı?
Bu ‘aynı labirent içinde dönüp durma’ hissi, hâliyle, tarihle iştigal edenlerde biraz daha fazladır. Bazen, okuduğum bir şeyi dün gazetede mi okumuştum, yoksa II. Meşrutiyet meclis tutanaklarında mı diye tereddüte düşüyorum.
5 Mart 2021
“Ben seçime seçim demem, kazanan ben olmayınca.”
Kaybedilen her seçim hakkı demokrasiye vurulmuş bir darbedir. Dediğim gibi, cemaat vakıfları seçiminde bir fiili durum yaratıp, meseleyi soğutup, uyutup, seçim hakkını tamamen ortadan kaldırmak istiyorlar. Sekiz senedir yönetmelik hazırlanmamasının başka bir izahatı varsa siz bana söyleyin.
26 Şubat 2021
Operasyon başarılı geçti, hasta öldü
Yoksa, operasyonun amacı tutsakları kurtarmak değil, örgüte darbe vurmak, zarar vermek, korkutmak, gözdağı vermek miydi? Esirlerin orada olduğunun bilinmemesi ihtimal dışı, ki bilinmiyorsa o da bir zafiyet. Yok, esirlerin orada olduğunu bile bile böyle toplu tüfekli bir operasyona girişilmişse o da büyük sorumsuzluk, hatta vahim bir hata.
17 Şubat 2021
“Devletimin yanındayım”
Rektör atamasını protesto edenlere tepki gösterenlerin söylediği bir söz de “Devletimin yanındayım.” Devleti kendine ait bir şeymiş gibi düşünmek en büyük yanlış kanılardan biridir, bir yanılgıdır, illüzyondur. Devletin ‘sizin’ olma hâli, siz devlet denen örgütü yöneten insanlarla ters düşene kadardır.
12 Şubat 2021
Dinî değerleriniz sizindir, biz kayyumla ilgiliyiz
Rejimin oynadığı oyun hep aynı. Demokratik bir taleple ortaya çıkanların üstüne şiddetle gidiyor, ortamı gerdikçe geriyor, onlardan gelecek en ufak bir karşı hamlede veya bir falsoda “Gördünüz mü işte, bunlar terörist, bunlar din-millet düşmanı, bunlar şöyle, bunlar böyle” diye, terekesinde ne varsa döküyor.
5 Şubat 2021
Varlık Vergisi, yokluğun yolu
Amacın söylendiği gibi sadece vurguncuyu, istifçiyi, karaborsacıyı vurmak olmadığını gösteren bariz başka bir hâl ise şoför, komisyoncu, sekreter, terzi, garson gibi, emeğiyle hayatını kazanan Hıristiyan ve Yahudilere de vergi salınmış olmasıdır.
29 Ocak 2021
Hrant Dink boşuna mı konuştu?
O öldükten sonra birilerinin ona atfetmeye çalıştığının aksine, ne soykırıma soykırım demekten vazgeçmişti, ne de diasporayı şeytanlaştırıyor veya sorunların tek kaynağı olarak görüyordu. Evet, diaspora kurumlarını da eleştiriyordu. Dürüst bir aydının yapması gerektiği gibi, yanlışı nerede görürse orayı eleştiriyordu ama halkının başına gelenleri ne unutmuş, ne de unutturmaya çalışmıştı.
22 Ocak 2021
Boğaziçi kayyumu
Aynı HDP’li belediyelerde olduğu gibi, rejim, sonucu hoşlarına gitmeyen seçimi tanımadı. Birinci kayyumun atanmasından önceki seçimde Gülay Barbarosoğlu neredeyse %90 oyla seçilmişti ama rejim kayyum atamaktan çekinmedi.
8 Ocak 2021
2020, olmasaydın da olurdu!
Biz bir fragman gördük sadece. Onda bile yaşamla ve belki ondan da ilginci ölümle olan ilişkimiz, ölüme karşı hislerimiz rayından çıktı. Hani, ölüm karşısında ‘hayvanileştik’ desem yeridir.
31 Aralık 2020
İsimler önemlidir
Ermeniler söz konusu olduğunda da Halide Edip’te farklı dönemlerde farklı yaklaşımlar ve uygulamalar görüyoruz. Kimi zaman Ermenilerin acılarını açıktan tanıyan ve hatta “mensup olduğu kavim adına” Ermenilerden özür dileyen bir Türk aydını olur.
25 Aralık 2020
İçişleri Bakanı
Okullardaki ‘masum’ çocuk gruplarından tutun da mafyaya kadar her grup kendi çapında şiddet üretebilir. Devletin bu konudaki tekeli, şiddetinin meşru ve bir sınırının olmasına bağlıdır. Bu sınırı çiğnemiş veya çiğnenmesini vazetmiş devlet görevlileri, şiddet üreten diğer yapılar karşısında meşruiyet iddiasını kaybeder, onlardan biri hâline gelir
18 Aralık 2020
Batı’dan medet ummak
Bazı Ermeniler yalnız 19. yüzyılda değil, şimdi bile ‘ortak din ve kimlik’ olarak Hıristiyanlık ve onun sembolleri öne çıkarılırsa ‘Hıristiyan Avrupa’nın ‘din uğruna’ harekete geçeceklerini düşündüler. Göremedikleri, bırakın bugünü, 19. yüzyılda dahi böyle bir ‘Hıristiyan Avrupa’ bloğunun olmadığı.
12 Aralık 2020
Komşunun mesajı
Amerika’da, en azından ülkenin bizim yaşadığımız bölümünde, insanlar bahçelerine siyasi-sosyal mesajlar içeren levhalar koyuyorlar. Burada karşılaştığım bir tanesine dikkatinizi çekmek istiyorum.
4 Aralık 2020
‘Atsız Parkı’ndan geçen yol nereye çıkar?
Bir ırkçının, üstelik ırkçılığıyla övünen bir ırkçının isminin, taltif edilir biçimde bir parka veya başka bir kamusal mekâna verilmesi son derece vahimken, bunun bir de bütün İstanbul’u temsil eden bir meclisten çıkması, İstanbul Belediye Başkanı’nın da desteğini alması, durumu daha da vahim hâle getiriyor
27 Kasım 2020
Cezasızlık
Kurkut davasında çıkan kararın Kürtlere, devletin silahlı adamlarına ve genel olarak topluma verdiği mesajlar çok açık değil mi? Kürtlere bu devlet açıkça “Benden adalet bekleme” derken, kendi silahlı güçlerine de “Ne yaparsan yap senin arkandayım, sana hiçbir şey olmaz” demiş oluyor.
20 Kasım 2020
Bunca genç niye öldü?
Anlaşılır bir şekilde, halkta bir hayal kırıklığı var. Öyle görünüyor ki şu noktada hem Ermenistan, hem Paşinyan için en hayırlısı sakince erken seçime gitmek. Paşinyan’ın halkın desteğini görünür biçimde almadan bu süreçten çıkması, makamında kalsa bile o güvenoyu olmadan ülkeyi yönetmesi zor.
12 Kasım 2020
Eyyy Avrupa!
Avrupa’yı uyaran Erdoğan’ın en üst düzey yönetici olduğu Türkiye’de tarihle yüzleşme, farklılıkların eşitlik temelinde yaşatılması konularında durum nedir?
6 Kasım 2020
Bağcı Ermeni olunca tabii ki dövülecek
Türkiye’de Ermeni olmak zaten zor, Karabağ Savaşı’nın alevlendiği ve ateşkeslere rağmen bütün şiddetiyle sürdüğü bugünlerde daha da zor. Birçok ırkçı ifadenin muhatabı olmayı sineye çekmek gerekiyor.
30 Ekim 2020
Dün Shakespeare, bugün Fo
Adana’da da St. Paul Koleji öğrencileri ‘Hamlet’i sahneye koyuyorlar. Fakat bu, hükümet görevlilerini ve müftüyü rahatsız ediyor. Kendisi de aynı kolejde öğretmen olan Helen Davenport (Brown) Gibbons, yaşananları 7 Nisan 1909 tarihli mektubunda annesine anlatmış. Gibbons’ın aktardığına göre, işler Hamlet’in üvey babası için ters gitmeye başlayınca, başta mülki görevliler olmak üzere seyirciler rahatsız olmaya başlamış.
23 Ekim 2020
Nefreti taşımak zordur
Samimiyet meselesinin ötesinde ne kadar mutlu olduklarını anlatan ve bunun için devlete ve geniş topluma şükranlarını sunan Ermenilerin psikolojik durumuna, motivasyonlarına dair başka bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Türkiye Ermenileri, hem devletin, hem de geniş toplumun baskısı ve nefreti altında yaşayagelmiştir. Nefret edilerek yaşamak, bunu her daim hissetmek çok ağır bir psikolojik yüktür.
16 Ekim 2020
Karabağ
Türkiye’de malum, olumsuz bir fiilin öznesi ‘Ermeniler’ olarak belirtilince başka bir şeye gerek kalmıyor, orada söyleneni büyük bir kitle sorgusuz sualsiz kabul ediyor. Karabağ’da son çatışmaların patlak verdiği anda da böyle oldu. “Ermeniler saldırdı” denince kimse “Gerçekten ne oldu?” diye sorma gereği duymadı.
9 Ekim 2020
Her zaman geçer akçe: ‘Vatan hainliği’
Siz yasama organından mala mülke el koymayla ilgili yasa çıkarabilirsiniz ama bu onu ancak yasal yapar, hukuki yapmaz. Türkiye’nin hukukun üstünlüğü, özgürlükler, demokrasi endekslerinde son yıllardaki serbest düşüşü malum. Fakat bu topraklarda muhalif gördüğüne, kendinden görmediğine, ‘yabancı’ olarak kodladığına her şeyi yapmanın mubah olması eski bir alışkanlık.
4 Ekim 2020
Geçmiş tekerrür mü eder, yoksa zaten geçmemiş midir?
Bütün farklılıklara rağmen aynı giden şeyler de vardır. Tarih yazımında buna daha ziyade ‘süreklilikler’ adı verilir. İşte, kimi durumlarda insanların ‘tekerrür’ olarak algıladıkları, aslında bu sürekliliklerdir. O şey aslında tekerrür etmiyordur, çünkü hiç bitmemiştir,
26 Eylül 2020
Yaşlanmak ciddi ve hazin iştir
Yaşlanmanın fiziksel yükü mü daha ağır, yoksa manevi/psikolojik yükü mü? Bedenin dizlere bindirdiği yük mü daha ağır, yoksa zaman geçtikçe biriken anıların ve geri döndürülemez kayıpların zihne bindirdiği yük mü? Orta yaş, biraz da bu yüklerle tanışma, onları fark etme zamanı olduğu için zor herhalde.
12 Eylül 2020
Diaspora insandır
Diaspora mensuplarının da derin acıları, varoluşsal sorunları vardır. Bu varoluşsal sorunların kaynağı olan soykırım inkâr edilince öfkelenmeleri biraz da bundandır, çünkü bu inkâr onların bu varoluşsal sorunlarına da ‘yalan’ demekle aynı şeydir.
4 Eylül 2020
Elmalar kızarıyor yine
Cumhurbaşkanlığı’nın çektirdiği videolara bakıyorsunuz, her saniyesi asker, savaş, silah, ölüm dolu. Bunlardan biri de Altun’un mesajının iliştirildiği dört dakikalık video. Asırlar içinde seçilen farklı zamanlar bir hat üzerinde birleştirilmiş; o hat da, Türklerin savaşçılığı.
28 Ağustos 2020
‘Yetmez ama evet’ten sınıf siyasetine
Sınıf temelli analizler tabii ki yapılmalı ama mesela 19. yüzyıl başından bugüne olayların gidişatını belirlemede sınıf çatışması mı daha belirleyici olmuştur, yoksa dönem dönem farklı kişi ve gruplar eliyle de olsa adına devlet denen örgüt mü diye sorsak, kanımca açık ara ikincisidir; ve doğrusu, o günden ta bugüne bu topraklarda devlet bana hiç de ‘burjuvazinin yönetim kurulu’ gibi görünmez.
21 Ağustos 2020
Bir don lastiği olarak ‘yetmez ama evet’
‘Yetmez ama evetçilik’i 1946’dan başlayarak Menderes, Özal ve Demirel destekçiliğiyle aynı çizginin devamı olarak göstermek, somut dayanağı olmayan bir çıkarım. Böyle bir esnetmenin yanlış bir süreklilik yaratması, yazıda bir iç çelişkiye de yol açıyor.
14 Ağustos 2020
Irkçıları anlıyoruz ama kabul etmiyoruz
Bu öfkenin nasıl ortaya çıktığını anlıyoruz zaten ama kabul etmiyor, meşru ve makul bulmuyoruz. Tarih içinde defalarca tekrarlanmış linç ve saldırıları o anlamda ‘anlamayacak’ bir şey yok. Sosyolojiye giriş kitaplarında dahi okutuluyor. Kitleler içinde bulundukları sorunlara kolay açıklamalar ve kolay çözümler ararlar.
7 Ağustos 2020
Müze kararındaki makbul imzalar
Ayasofya camiye çevrilmemeliydi ama 1934’teki müze kararının altında imzası olanlar sebebiyle değil, bugünün doğru toplum düzeninin, barışçıl birlikte yaşamın bir gereği olarak.
30 Temmuz 2020
1
...
6
7
8
9
10
...
17
Abone Ol!
Agos'a abone olarak destek olabilirsiniz. Abone ol, hediye et, askıya abonelik bırak.
Agos'u Sosyal Medyada Takip Edin
Instagram
Twitter
Facebook