E-gazete/Arşiv
Bayiler
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
Հայերէն
English
Ara
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Kategoriler
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Ara
Հայերէն
English
☰
☰
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Ara
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
English
Հայերէն
Ohannes Kılıçdağı
Sayfa 3
Kaprielyan’a saldırı ırkçılık mıdır?
Bir müdahalenin, saldırının ilk veya çıkış sebebi doğrudan ırkçı olmayabilir ama o havaya sinmiş ırkçılık, farklı gruplardan bireyler arasında herhangi bir konuda, herhangi bir sebeple ihtilaf ve çatışma baş gösterdiğinde, toplumsal hiyerarşide –mezkur önyargılardan ötürü– zayıf konumda bulunan gruba mensup tarafı baskı altına almak, korkutmak, sindirmek, dolayısıyla o ihtilafta avantajlı pozisyona geçmek için toplumsal hiyerarşide üst konumda bulunan grubun üyesi tarafından devreye sokulur. Bunu yapan kişinin, ırkçılığı bir ideoloji olarak benimsemiş, normal günlük hayatında ırkçı eğilimler gösteren biri olmasına gerek yoktur.
16 Ağustos 2024
Tarihle yüzleşme gerekli ama...
Holokost’u, Holokost sırasında Yahudilere karşı işlenen korkunç suçları bilmek, hatırlamak, kurbanla empati yapmak ve tüm bunlardan demokrasiye dair gerekli dersleri çıkarmak, İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman kimliğinin temel özelliği hâline geliyor. 2000’li yıllara kadar ülkedeki göçmen kökenli Müslüman topluluklar ‘dışarlıklı’ ve ‘alakasız’ olarak nitelendirilerek bu hafızanın dışında tutuluyor. Fakat 2000’lerde, bu toplulukların, Holokost hafızası ve antisemitizm karşıtı bilinci taşımadıkları için Alman demokrasisinin temel değerlerini benimseyemedikleri, dolayısıyla o demokrasi için risk oluşturdukları kanaati yaygınlaşıyor. Bu değerleri ve bilinci onlara kazandırmak için gerek federal, gerek yerel, gerek sivil toplum örgütleri eğitim programları, atölyeler, hatta hafıza mekânına çevrilmiş Nazi toplama kamplarına geziler düzenliyor.
9 Ağustos 2024
Yolsuzluk ve şaibe kültürünü kırmak lazım
Bu tür denetim ve raporlar orta ve uzun vadede Türkiye Ermeni toplumunda yukarıda bahsettiğim şaibe alışkanlığını veya kültürünü ortadan kaldırmaya yarayacaktır. Şöyle ki, bu denetim ve raporların sıklaşması, rutin hâle gelmesi hem yöneticilerde hem de halk nezdinde yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin ilanihaye gizli kalmayacağı kanaatinin yerleşmesine sebep olur. Böylece yolsuzluğa ve usulsüzlüğe eğilimli yöneticiler böyle bir işe girişmeden evvel iki kere düşünürler;
2 Ağustos 2024
Demokrasi hayvanları da kapsar
Meselenin toplumdaki genel siyasi eğilimlerin bir parçası olduğuna dair bir başka gösterge de şu ki, hayvanlara yaklaşım ile öteki veya yabancı olarak görülen insan gruplarına yaklaşım arasında benzerlikler, paralellikler var. Örneğin, kolektif cezalandırma isteği. Yani, eğer hedef aldığınız hayvan veya insan grubunda bazı yanlışlar, sorun yaratan, zarar veren bireyler olduğunu gösterebilirseniz, bu size bu o grubunun tamamına istediğinizi yapma hakkı verir diye düşünen anlayış. Misal, bir yerlerde köpekler birilerine saldırıp yaralamışsa bu size tüm köpekleri yok etme hakkı verir veya bir yerlerde bir mülteci birine zarar vermişse bu size tüm mültecileri sürme, cezalandırma hakkı verir diye düşünmek. Sorunlu bir anlayış bu.
26 Temmuz 2024
“Yeniden buluşacağız”
Sergi kapsamında İmrozlu Rumlarla yapılmış mülakatların bulunduğu, aynı isimde bir de belgesel vardı. Bu belgeseli YouTube’da seyretmek hâlâ mümkün. Baskı politikalarına bizzat şahit olmuş insanlar, başlarından geçenleri anlatıyorlar. Dinleyin bakalım, baskı politikaları ‘sözde’ miymiş, değil miymiş... Suyun öte yanına baktığımızda Yunanistan devletinin de azınlıklara muamele konusunda sicilinin pirüpak olmadığını görüyoruz. Sözünü ettiğim belgeseli seyrederken tesadüfen başka bir haber önüme düştü.
19 Temmuz 2024
Normalleştiremediklerimizden misiniz?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, olaylarla ilgili attığı tweet’inde “İnancımızda, medeniyet değerlerimizde, Aziz Milletimizin sicilinde olmayan yabancı düşmanlığına müsaade edemeyiz” dedi. Hâlbuki tüm bunların olabilmesinin bir sebebi de geçmişi tertemiz gören bu anlayış.
5 Temmuz 2024
“Türk’e durmak yaraşmaz”
Bir spor müsabakasında Gürcistan’ın yenmenin ‘Türk’ün gücü’yle bir ilgisi olmadığı gibi, bir sonraki maçta Portekiz’e yenilmek de ‘Türk’e leke’ değil. Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Türkiye millî takımı, yurtdışı doğumlu oyuncuların sayısının yüksekliği bakımından ikinci sıradaymış. Takımda oynayan oyuncuların çoğunluğu yurtdışında doğmuş ve futbol eğitimini yurtdışında almış. Demek ki, mesele içinde doğduğun millî kimlik veya ‘damarlarındaki kan’ değil, nasıl yetiştiğin, nasıl yetiştirildiğinmiş.
28 Haziran 2024
Zulüm zalimi de çürütür
Söz konusu kişi, 12 yaşındaki yeğeninin futbola ve özellikle Anadolu takımlarının formalarına meraklı olduğunu, bu sebeple gittiği yerlerden ona o şehrin takımının bir formasını getirdiğini, Diyarbakır’a son gittiğinde de bir Amedspor forması alıp yeğenine hediye ettiğini söylüyor. Çocuk da formayı çok sevmiş ve her yere üzerinde o formayla gitmeye başlamış. Fakat, birlikte maç yaptığı akranları o formayı giydiği için çocuğu taciz etmeye, “Amedspor Kürt takımı değil mi? Neden o formayı giyiyorsun? Bence giymemelisin” gibi sözler söylemeye başlamışlar.
14 Haziran 2024
Her çözüm mübah değildir
Sokak köpeklerinin ötesinde kültürel bir durumdan, yaygın bir zihniyetten bahsediyoruz. Bu zihniyetin yansımalarını farklı sorunlarda gözlemlemek mümkün. Basitçe tarif etmek gerekirse, bu zihniyete göre eğer ortada kendisine zarar veren bir sorun varsa bunun olası çözümlerinin sınırı ve ölçütü kendi gücüdür. Başka bir deyişle, uygulayabildiği her çözüm mübahtır. Yapabilirlik hiçbir ahlaki ölçütle sınırlı olmuyor. Esas çabası sorunun varlığını ispatlamaya yönelik oluyor çünkü bir kere sorunun gerçek olduğunu gösterebilirse sonra o sorunu çözmek için her şeyin yapılabileceğine dair bir kabul var
7 Haziran 2024
Etki ajanı
Diyelim, Türkiye’de bir üniversite veya akademisyen yurtdışındaki başka bir üniversiteyle işbirliği içinde Türkiye’de bir anket çalışması yapsa, bu düzenlemeyle pekâlâ suç kapsamına alınabilir. Bu örnek için, “Canım, o kadarını da yapmazlar artık” diyorsanız –ki yaparlar, yapabileceklerini gördük– o zaman size şu örneği de verebilirim: Devlet görevlileri birilerine işkence yapsa ve Türkiye’deki insan hakları örgütleri bunu duyurmak için uluslararası insan hakları örgütleriyle işbirliği yapsa, bu düzenlemeye göre suç olabilir.
31 Mayıs 2024
Ermenice harfli Türkçe
Ermenice harfli Türkçe’yle veya Ermenice alfabeyle haşır neşir olanlar sadece Ermeniler de değil. Müslüman Osmanlı entelektüelleri arasında bu metinlerden haberdar olan, hatta Ermenice alfabeyi öğrenip bu metinleri okuyanlar var. Daha da ötesi, bunun entelektüellerle sınırlı kalmadığına dair de işaretler var.
24 Mayıs 2024
Gene bekliyoruz...
“Hastanesi olan vakıfların seçimleri söylenen vakitte neden yapılmadı?” sorusu orta yerde duruyor. Neredeyse bir sene evvel bir yönetmelik taslağı çıktı, sonra değişiklik yapılmak üzere geri çekildi. O günden beri başka bir haber yok. İnsan hakikaten merak ediyor, bu kadar basit bir iş neden olmaz, yoksa o kadar basit mi değil? Yapılamayan, kotarılamayan, tereddüt edilen nedir?
18 Mayıs 2024
ABD'de üniversitelerdeki Filistin eylemleri ve "Protesto"
Bizzat Başkan Biden, “Bunlar Sorosçu” demese de, “binaların camlarının kırıldığı, derslerin ve sınavların yapılamadığı, mezuniyetlerin gerçekleşmediği” gerekçesiyle bu protestoların “barışçı” olmaktan çıkıp kanunsuz hâle geldiğini söyledi. Malum, Türkiye’de de bu gerekçeler sık sık kullanılır. Hatırlarsınız, Gezi protestoları için de benzer sözler söyleniyordu. Gelin, bu ‘barışçı protesto veya gösteri’ tabirinin alt okumasını yapalım.
10 Mayıs 2024
Ermeni Sorunu’nundan önce Ermenilerin sorunları vardı
Resmî tarih anlatısında ‘Ermeni Sorunu’ olarak adlandırılan sorun veya olgu, 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi sırasında ve sonrasında milliyetçileşen Ermenilerin siyasi emelleri –ki bundan kasıt, bağımsız bir Ermenistan kurmaktır– sebebiyle ortaya çıktığı iddia edilir. Suciyan’ın bu kitabı bize bir kere daha gösteriyor ki Ermeni Sorunu ondan evvelki 40-45 yıl içinde yani, 1839’da başladığı kabul edilen Tanzimat Dönemi’nde ortaya çıkmış ve şekillenmiş bir sorundur.
6 Mayıs 2024
'Cürm-ü Âzam’ ve Aram Andonyan
Andonyan’ın yazımını 1919’da tamamladığı bu kitap, yazarın kendi tecrübelerine, sağ kalan Ermenilerden topladığı bu tanıklıklara ve Halep Muhacirin Müdüriyeti’nde görevli Naim Bey ismindeki bir memurdan aldığı resmî belge kopyalarına dayanıyor. Eser, yazıldığı anda henüz birkaç senelik olan taze anıları ve resmî belgeleri ihtiva etmesi açısından bilhassa önemli.
25 Nisan 2024
Kırılma noktası mı, dejavu mu?
Belki ilk yapılması gereken teşhis, oy kaymalarının iktidar ve muhalefet blokları arasında değil, daha ziyade blokların içinde yaşandığıdır. Başka bir deyişle, CHP’deki oy artışı tamamen değil ama büyük ölçüde diğer muhalefet partilerinden oy kaymasıyla yaşanırken, AKP’den kopan oylar da daha ziyade Yeniden Refah Partisi’ne gitmiş gibi görünüyor. Dolayısıyla, eğer maksat gelecek seçimlerde bir iktidar değişikliği ve cumhurbaşkanlığını kazanmaksa, değerlendirmeleri ve projeksiyonları sadece parti oyları üzerinden değil blokların oyları üzerinden de yapmak gerekiyor
19 Nisan 2024
Yerel seçim üzerine notlar
Milletvekili seçimleriyle kıyaslama yaparken belediye seçimlerinde adayların aldıkları oylardan ziyade partilerin il genel meclisi seçimlerinde aldıkları oya bakmak daha sağlıklı olacaktır. Dolayısıyla ben de kıyaslama yaparken Pazar günkü yerel seçimlerde alınan il genel meclisi oylarına atıfta bulunacağım ve genel seçimler söz konusu olduğunda sadece yurtiçi oylarını baz alacağım ki kıyaslama daha anlamlı olsun.
3 Nisan 2024
Türkiye kronik sorunlarını neden çözemiyor?
1980’lerden beri, futbolda şiddet çözülemeyen bir sorundur. Türkiye’nin uzun süredir çözemediği, kronikleşmiş sorunu yalnız bu değil. Bırakın öyle büyük, görece karmaşık, çözümü nispeten zor siyasi ve ekonomik sorunları, kuşaklardır çözemediği, futbolda şiddet benzeri o kadar çok sorunu var ki Türkiye’nin...
22 Mart 2024
Karabağ ‘çözüldü’ ama...
Aliyev istediğini askerî yöntemlerle aldı. Fakat, hedeflerinin sonuna gelmiş değil. Askerî anlamda güçlüyken bu yolla alabileceğinin azamisini almak istiyor ve bu ‘azami’ye Ermenistan’ın bütünü de dâhil; aslında, Ermenistan’ın topraklarından “Batı Azerbaycan” olarak bahsederek bu niyetini gizlemiyor da. Tüm insan hakları değerlerinin hiçe sayıldığı, güçlünün istediğini alenen yaptığı bir döneme girdiğimizi düşünecek olursak, bölgesel ve küresel konjonktür ve zamanın ruhu da buna uygun.
15 Mart 2024
Mide bulandırıcı bir sinizm
1990’ların başında akşam haberlerinde Bosna’dan gelen görüntüleri üç-beş dakika görüyorduk ama sonra geçiyordu. Hâlbuki bu sefer gün boyu Gazze’den gelen, hepsi birbirinden korkunç görüntülere arka arkaya şahit oluyoruz. Gazze’deki katliamın hem mekân olarak küçük bir alana sıkışması hem kurban sayısının hızla artması da tabloyu daha vahim hâle getiriyor.
8 Mart 2024
Normalleşen aşırılık
Aaron Bushnell’i böyle bir eylem yapma raddesine getiren duygu ve düşünceleri iyi irdelemek lazım çünkü, ABD’de Washington Post gibi kimi yayın organlarının Bushnell’in “anarşist geçmişinden” dem vurarak onu aşırı bir istisna gibi gösterme çabalarının aksine bu duygu ve düşünceler kesinlikle Bushnell’e sınırlı değil.
1 Mart 2024
Statü uyumsuzluğu baş ağrıtmaya devam ediyor
Bu ifadenin arkasındaki zihniyet sadece azınlık okulları için değil, genel olarak yanlış, sorunlu bir zihniyet. Söz konusu değerlerin ne olduğuna, nerede başlayıp nerede bittiğine kim karar verecek? Bütün “Türk milletinin” üzerinde hemfikir olduğu “millî, kültürel ve manevi değerler” hangileri? İşin azınlıklarla ilgili kısmına dönecek olursak...
23 Şubat 2024
İnsan hakları insanın değeri nispetinde güçlüdür
Türkiye hükümeti, İsrail’e lafta karşı çıkıyor, kınıyor ama kendi siyasi gücü ve çıkarları söz konusu olduğunda insan hakları kavramının yıpratılması konusunda aynı yolun yolcusu. Onlarca örnek vermek mümkün. Son zamanlarda Sezgin Tanrıkulu, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Şebnem Korur Fincancı gibi, toplumda bilinen insan hakları savunucularına karşı girişilen sistematik saldırıları da bu minvalde değerlendirmek lazım.
17 Şubat 2024
Adalet duygusu ve kültürü
Adalet ya herkes için vardır ya kimse için yoktur. Bazı grupların bazı zulümleri otomatikman ve kategorik olarak hak ettikleri anlayışı topluma öyle bir yerleşmiş, öyle normalleştirilmiş ki, Türkiye bir kanunsuzluk, güçlünün gemisini yürüttüğü şiddet toplumu oldu. Adalet yerine adaletsizlik kurumsallaştı.
9 Şubat 2024
Ağır çekim tehcir
1920’ler ve 30’lar boyunca on binlerce Ermeni Anadolu’dan ayrılmak zorunda kaldı ya da gönderildi. Bu dönemde yaşanan, tabiri caizse ağır çekim bir tehcirdir, daha doğrusu tehcirin ağır çekim devamıdır.
2 Şubat 2024
Apartheid ve Türkiye
Apartheid’ın tanımı hakkında altını çizmemiz gereken ikinci önemli nokta, bunun bir hukuk sistemi olarak var olması gerektiği. Başka bir deyişle, ortada yapılandırılmış, uzun süreler boyunca işleyen, kanun, kararname, genelge gibi resmî metinlerde gözlemlenebilen sistematik bir ayrımcılık olması gerekiyor. Bu açıdan Türkiye’ye baktığımızda, 1920’lerden 1940’lara kadar bu tür ayrımcı bir sistem olduğu konusunda hiçbir şüphe yok.
26 Ocak 2024
Patrikhane ve patrik - 2
Patrikhane, tarihte nasıldıysa bugün de bire bir öyle olmak zorunda değil. Gerek mevcut patriğin, gerek bundan sonra o makama oturacakların bir karar vermesi gerekiyor: Ermeni toplumunun temsilcisi mi olacaklar, devletin memuru mu? Fakat burada patriklere de haksızlık etmemek gerek. Onlardan önce bir karar vermesi gerekenler Türkiye’de geçmişten bugüne devleti yönetenler.
21 Ocak 2024
Patrikhane ve patrik
Ermeni toplumunun bir temsiliyete ihtiyacı vardır. Bunu takip eden sorular şunlardır: Peki, bu temsiliyet Patrikhane yoluyla olmaya mecbur mudur? Hatta öyle olması doğru mudur, yanlış mıdır? Burada iş biraz daha çetrefilleşir, fikir ayrılıkları ortaya çıkar. Öte yandan, Ermeni toplumu içinde bu hususta var olan fikir ayrılıkları bir yana, devlet de Patrikhane’ye “Yaşar ne yaşar ne yaşamaz” muamelesi yapar. Patrikhane hukuken yoktur ama patrik fiilî temsilci muamelesi görür,
12 Ocak 2024
Maç bahane
Bu maçın Suudi Arabistan’da oynanmasını yanlış buluyor veya orada olanlardan sonra maça çıkmayıp geri dönmek gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz. Suudi rejimi de sonuçta zorba bir rejim, ona her türlü eleştiriyi getirebilirsiniz ama cümleye “Araplar” diye başlayıp koca bir gruba toptan hakaret ettiğinizde bu ırkçılıktır .
5 Ocak 2024
İsrail’in Karabağ’dan alacağı ders
İsrail bugün kendini askerî açıdan çok üstün görüyor olabilir, gerçekten öyle de olabilir. Fakat, bu tür sorunları insan ömrüyle veya bir nesille sınırlı şekilde değerlendirmenin yanlışlığı ortada. Düşünsenize, 2020’deki savaşta ölen binlerce Ermeni ve Azeri genç, kendilerinden önce başlamış bir kavgada ölmek için doğmuş oldular.
22 Aralık 2023
Hamas şiddeti neden görülmüyor?
İsrailli yöneticiler ve destekçileri “Neden Hamas’ın şiddeti görülmüyor?” diye şikâyet ediyorlar. Sen Hamas’ın vahşetini üçe beşe değil bine katlar, Hamas’ın bir gün yaptığını sen iki buçuk aydır her gün yaparsan, Hamas’ın senin gölgende kalıp görülmemesinde de şaşıracak bir şey yok.
15 Aralık 2023
Üç Horan’ın yılan hikâyesi
Karşı karşıya kaldığımız sorun, her zaman söylediğimiz gibi azınlık vakıflarına dair temel, yapısal yanlışlıklardan kaynaklanıyor. Bunun yanı sıra, mevcut seçim yönetmeliği hazırlanırken bunun devletin âdeti olduğu üzere tepeden inme değil, açık ve zamana yayılmış istişareyle hazırlanması gerektiğini söyledik. Ayrıca, yönetmelik yayınlanınca da bu metnin yetersizlikleri, boşlukları, yanlışları, iç çelişkileri olduğunu anlattık ve değiştirilmesi gerektiğini söyledik.
8 Aralık 2023
1
2
3
4
5
...
12
Abone Ol!
Agos'a abone olarak destek olabilirsiniz. Abone ol, hediye et, askıya abonelik bırak.
Agos'u Sosyal Medyada Takip Edin
Instagram
Twitter
Facebook