E-gazete/Arşiv
Bayiler
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
Հայերէն
English
Ara
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Kategoriler
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Ara
Հայերէն
English
☰
☰
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Ara
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
English
Հայերէն
Baskın Oran
Demokrasi ve İstikrar – Ama önce Ankara, sonra Şam
Colani’nin ademimerkeziyetçilik ilkesini (bu hengamede uygulamaktan uzak olmakla birlikte) prensip olarak kabul etmesi, ABD’nin de bunu desteklemesi, Türkiye açısından çok büyük fırsat. Çünkü aynı ilke (TBMM’de kurulan Komisyon’un ne kadar yararlı olacağı şu anda pek belli olmasa da) Türkiye’nin asırlık Kürt meselesinden barışçı kurtuluşunun ebeliğini yapacak tek ilke. Tarihsel bir ironi midir bilemem ama, Öcalan ile Bahçeli’nin başlattığı bu süreç, Kurtuluş’u mükemmelen sağlayan ama Kuruluş’u demokrasisiz götürmeye kalkan (ve yirmi yıldır da siyasal İslamcılığa sebep olan) Türk ulusalcılığının bu vahim hatasını giderecek.
4 Eylül 2025
Türkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo
Çorum'un Tarhan köyünde muhtar, “cami onarılana kadar” hoparlörün cemevine takılarak ezan okunmasına karar veriyor. Nüfusunun tamamı Alevi olan Dersim Ovacık’taki Munzur Suyu gözelerine Tunceli Valiliği mescit açıyor. Yunanistan’daki yaklaşık 120.000 Müslüman-Türk azınlığın yaklaşık 5.000’i Alevi. Bunlardan Evros (Meriç) ilindeki Ruşenler, Büyük Derbent ve Küçük Derbent köylerinde yaşayan yaklaşık 3.500 kişilik Alevi-Bektaşi’yi temsil eden Seyyid Ali Sultan Dergâhı Koruma Heyeti 2018’de devlete başvuruyor. Yunanistan Parlamentosu bu başvuruyu, 1 Ağustos’ta yasalaştırdığı “Bektaşi–Alevi tüzel kişiliği” kararıyla değerlendiriyor ve ülkedeki Alevi-Bektaşi inancını resmî bir inanç topluluğu olarak tanıyor. Batı Trakya Türk basını ağırlıklı olarak Alevi meselesini Alevilere haklar tanımak olarak değil, Batı Trakya Müslüman toplumunu bölmek olarak yorumluyor.
28 Ağustos 2025
Canım ciğerim Ayı Mete abimin ardından
Aşina olmayanlar için hemen söyleyeyim, Mülkiye terminolojisinde “Ayı” lakabı bir mertebedir. Şöyle ki, sadece iri-yarı bir cüsse yetmez; çok sevimli, esprili, şakacı, konuşkan olmak ve dahası, kuş gibi bir kalbe sahip bulunmak lazımdır. Zor iştir, yani. Ben üçüncü sınıftayken “gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet”ten gözaltına alınmıştım. Kısa süre sonra Mete Abi’nin de tecride geldiği haberi ulaştı. Tabii, hemen bilinen usulle transfer ettik aramıza. Birlikte volta atıyoruz durmadan. İnsanın başı dönüyor, ilk seferlerde sarhoş gibi oluyor. Ama muazzam bir rahatlama ve vücudu yorup 70 kişilik koğuşta gece uykusuna hazırlanma olanağı. Mete’yle olunca da muazzam bir eğlenme ve öğrenme cümbüşü.
21 Ağustos 2025
Umudumuz Sübyancıbaşı Epstein!
Bize hep, olaylarda “kişi”nin de rolünün bulunduğu, ama birinci derecede ekonomik-politik süreçlerin hâkim olduğu öğretildi. Doğruydu da. Ama Trump adlı kişinin dünyanın çivisini tek başına bu denli çıkardığına hâlâ inanamıyorum. Evet, zamanında kişi olarak Hitler dünyayı altüst etmişti, ama bunu Fransa’nın empoze ettiği Versailles Antlaşmasının Alman halkına büyük bir mazlumiyet duygusu yaşatması sayesinde yapmıştı. Trump’ta böyle bir durum yok. Şu anda hepsinden acısı, Gazze’de insanları bombayla, bebeleri de açlıkla öldüren Netanyahu, politikasının yanında... Netenyahu, Trump olmasa, bu yaptıklarının binde birini yapamazdı; bu kesin.
14 Ağustos 2025
Kürt düşmanlığının en kıvrak versiyonu üzerine
Günlerdir okuyoruz: Erzincan İliç’li ailesinin mesleği olan “çoban”dan türetip adlandırarak kurduğu Chobani firmasıyla ABD’de yoğurt milyarderi olan Hamdi Ulukaya sponsorluk anlaşmasıyla Fenerbahçe’yi ihya etti. Törende “Sayın başkan [Ali Koç], değerli yönetim kurulu üyeleri, kıymetli Fenerbahçe ailesi, tüm Türkiyeliler ve halkımız. Sizlerle birlikte olmak benim için büyük bir gurur ve onur” diyerek başladığı konuşma büyük gürültü kopardı. Dilimizde tüy bitti, artık bütün medya tarafından kullanılan bu terim okuması olanlar tarafından çok eskiden beri biliniyor. Kendini “Türkiyeli Kürt” olarak nitelendiren insanlara kalkıp da ‘Hayır, sen Kürt değil Türk’sün’ diyerek Kürt kimliğinin bizzat varlığını reddetmenin mantığı nedir, kendi kendini tatmin operasyonundan başka?
7 Ağustos 2025
Paranoyamız Sevr ile idealimiz Lozan hakkında
Kürtlerle barış nasıl olabilecek? İlk verilecek cevap şu olabilir: Böyle giderse herhalde epey zor. Çünkü daha şimdiden: 1) Kürt haklarının saygı göreceği vaadinin hiçbir garantisi yok, olay alabildiğine muallakta; 2) Olayı tartışacak Komisyon’un adı (“Terörsüz Türkiye”) bile tartışmalı . CHP, bu yeni kuruluşun CB Erdoğan’ı ömür boyu koltukta tutma komisyonu olmasını önlemek için nitelikli çoğunlukla karar alınmasını şart koşuyor ; 3) Milli Savunma Bakanlığı 23 Temmuz’da Suriye’nin Türkiye’den “askerî destek” istediğini duyurdu.
31 Temmuz 2025
Ulus-devlet’in mumu sönmeye koyulurken
Türkiye’nin kopyalamış olduğu Fransa artık bir Ulus-devlet değildir, bir demokratik devlet’tir. Çünkü çok önemli bir desantralizasyon / ademimerkeziyetçilik süreci sonucu yerel yönetimlere mali dahil çeşitli yetkiler tanınmıştır. Fransa’yı burada bırakır ve Türkiye’nin doğmakta olduğu döneme dönersek, bu bölgesel özerklik 1921 Anayasası Md. 11-14’te aynen mevcuttur.
24 Temmuz 2025
Türkiye tarihinin en önemli olayı hakkında
Bu düzeltilme, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, epey ironik ama sağlamlaştırıcı bir biçimde, Türk milliyetçiliğinin lideri Devlet Bahçeli ve Kürt milliyetçiliğinin lideri Abdullah Öcalan tarafından örgütlendi. Yani, kimlerse onlar, rasyonel düşünen devlet yetkilileri sayesinde. Başlatmak, bitirmenin yarısı imiş. 11 Temmuz’da çok iyi başladık. Fakat şu geldiğimiz noktada Ulusalcıların, milliyetçilerin, hatta iktidarın hep birlikte gösterdikleri davranış nedeniyle tam emin olamıyorum.
17 Temmuz 2025
İktidar: son gelişmeler programlı siyaset mi, panik mi?
Bir sürü gazeteciyi ve muhalifi içeri atan bu türden olaylar, Öcalan’la görüşen İmralı heyetinin “Görüşmede, sürecin ilerlemesi konusunda karşılıklı iradenin devam ettiğini” vurguladığı bir esnada vuku bulmakta. Yakında tutuklanmayan muhalif gazeteci ve muhalif belediye başkanı ancak eser miktarda kalabilir. Bırakın S. Demirtaş ve O. Kavala gibi tanınmış isimleri, 5 ayı aşkın bir süredir niye tutuklu olduğunu kimselerin anlamadığı oyuncu menajeri Ayşe Barım olayını halen yaşamaktayız .
10 Temmuz 2025
Polis sizi arayıp “Para yollayın” derse?
Avukatımla görüştüğümde, buna benzer olayların genellikle 70’lerindeki kişiler tarafından yaşandığını öğrendim. Yine de içimin tam rahat etmesi için bu yazıyı yazmadan önce İstanbul Emniyet İl Müdürlüğü santralını (0212 636 10 00) aradım. Santral, böyle bir konuşmanın imkansızlığını, il müdürünün kimseyi telefonla ara(ya)mayacağını, emrinde binlerce polis olduğunu, ayrıca hiçbir polisin sicil numarasını vermeyeceğini bildirdi. Bu olayı 0212-1120000’a şikayet etmemi, ayrıca savcılığa o telefon numarasını vererek suç duyurusunda bulunmamı söyledi.
3 Temmuz 2025
Kürt meselesinde ideal ve mümkün tek çözüm
"Demokratik toplum” ve “Demokratik cumhuriyet” deyince, komşu üç ülkeyi bilemem ama, benim aklımda Türkiye için tek bir çözüm var: 1921 Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun (anayasasının), sonraki tüm anayasalardan İttihatçı zihniyet sonucu kaldırılan 11. Maddesi ve devamı . Günümüz diliyle:
26 Haziran 2025
İsrail saldırısı, Kürtler ve Türkiye’deki iktidar üzerine
Kürtler deyince, 1) Komşu Kürtler ve 2) Türkiyeli Kürtler diye ikiye ayıralım önce. Irak ve Suriye Kürtlerine ilişkin pek haber yok basında. İran Kürtleri hakkında ise haberler muhtelif. Şunu da ekleyelim: PJAK dış ilişkiler sorumlusu İran-İsrail savaşı için “Bu savaşta taraf değiliz. Ortadoğu’da mevcut iktidarların, çatışmacı siyasetlerin dışında üçüncü yol siyasal anlayışını savunuyoruz” diye konuştu. Türkiyeli Kürtlere gelelim. Bu kategoriyi de ikiye ayırarak: 1) Öcalan’ın ve DEM Parti’nin tutumları; 2) Bazı milliyetçi Kürtlerin X’teki yorumları. DEM Parti’nin “İsrail’in İran’a yönelik saldırıları bölgesel krizleri derinleştirmektedir” başlıklı bir açıklaması var. Bu açıklama Öcalan’ın söylediklerinden farklı değil. Öcalan neler söylüyor, alıntılar yapalım.
19 Haziran 2025
Demiri tavında dövme vakti: Ermenistan
Başbakan Paşinyan, aynen SSCB’nin yıkılmasından hemen sonra 1991-98 arasında kurucu başkanlık yapan Ter-Petrosyan gibi bir politikacı: Diasporaya mesafeli, demokrasi ve barışa yönelik, realist, Türkiye’ye yaklaşmacı bir politika izliyor. Bizim Ulusalcılara sesleneyim burada, eğer Türkiye diasporanın ve Eçmiyazin Kilisesi’nin soykırım söylemi kelepçesinden kurtulmak istiyorsa, Azerbaycan vesayetinden kurtularak Ermenistan’la sınır kapılarını artık açar, Ermenistan’ın nefes almasına yardımcı olarak Paşinyan’ı destekler. Demiri tavında döver. Paşinyan da giderse dizlerini döver çünkü.
12 Haziran 2025
Tanrı çok uzun asırlar boyunca kadın idi
Kadınların erkek toplumumuzda ne hale getirildiklerine ilişkin olarak son bir ayda, hatta çok daha uzun zaman zarfında duyduğumuz en itici haber belki de şu oldu : Çok yakınlarda Ankara Bilkent Şehir Hastanesine jinekolojik tedavi olmak için başvuran 25 yaşında bir genç kadın Gençlik Danışma ve Sağlık Hizmet Merkezine yönlendiriliyor, oradaki yetkililer ise “evli olmadığı için” tedavisinin yapılamayacağını söylüyorlar... Bu türden şeyleri okuyunca binlerce, on binlerce, yüz binlerce, hatta insansılar da (hominidler) dahil edildiği takdirde milyonlarca yıl boyunca kadın egemenliğindeki bir anaerkil düzenin yaşanmış olduğu geliyor insanın aklına.
5 Haziran 2025
Demokrasinin ve de Türkiye’nin baş düşmanı: Merkeziyetçilik
erel yönetimleri kabaca “belediyeler” olarak düşünürsek şu anda gelmekte olan tehlike şu ki, yaptığı (ve çok tepki çeken) kayyımlamalar yetmedi, belediyeleri merkezden atadığı vali ve kaymakamların emrine verecek bir yasa hazırlıyor Tek Adam Yönetimi. Hem de ilgili bakanlıkların ve çoğu AKP yöneticisinin henüz haberi bile yokken. 22 yıldır iktidarda olan bir liderin aklına bu niye şimdi geliyor?
29 Mayıs 2025
Bence, S. Demirtaş Edirne’de kalmaya devam etsin
Büyük tepki çekmeyi göze alarak diyorum ki, “Eğer Selahattin Demirtaş, böylesi eserler vermesi için şartsa, içerde kalsın!” Çünkü, Selo’nun bütün kitaplarını okuyan birisi olarak söyleyeyim: Bu seferki Jamal gibi bir romanı (bakınız, “bir romanını” demiyorum, “bir romanı” diyorum) hayatımda hiç okumadım.
22 Mayıs 2025
Fesih Bildirisi’nde 2 kelime: Soykırım ve Lozan
Bildiri’de kasıt bu mudur kesin bilemem ama, Lozan Kesim III’te Gayrimüslim ve Müslim yurttaşlara (ve Kürt kelimesi kullanılmadan Kürtlere) getirilmiş hakların bugüne kadar inkar edildiği bilirim. Fesih Bildirisi hakkında Türk tarafındaki durum nedir ona bakmadan önce, Lozan’da verilen hakların yanı sıra, inkar açısından, Atatürk’ün Kürtlere 1919-1923 arasında yaptığı vaatleri bilmek önemli.
15 Mayıs 2025
Türkiye’nin güvenliği açısından Kanal Erdoğan
Sosyal, çevresel ve de parasal açmazların yanı sıra, Kanal’ın bir de ulusal güvenlik yönü var: Türkiye Cumhuriyeti bugüne kadar çok önemli 2 antlaşma yaptı: Lozan Barış Antlaşması ve ve Montrö Sözleşmesi.
8 Mayıs 2025
Doktorlar anlamıyorlar
Tıbbın yetersiz kalışını Sırrı’nın iyileştirilememesinde değil, iyileşeceğinin bi türlü anlaşılamamasında görüyorum. Çünkü o canım ciğerim benim. Bu sıfatı şimdiye kadar sadece Hrant için kullandım. Şimdi de canım Mülkiyeli kardeşim Sırrı için kullanıyorum.
1 Mayıs 2025
Rahip Brunson ve öğrenci Rümeysa
Brunson’un yargılanması saçmalığın dik âlâsıydı. Rümeysa olayı da kafiye tutturdu. Filler çarpışıyor, otlar eziliyor. Ülke itibarlarını ayrıca hiç konu etmeyelim isterseniz.
24 Nisan 2025
Erdoğan ile Trump
Erdoğan, kendisine “Sert ayaklara yatma. Aklını başına topla” diye Türkçeleştirilebilecek bir mektup yollayan Trump’a hiç laf etmiyor. Trump da Netanyahu’yla görüşmesinde bile “Ben Erdoğan’ı seviyorum. O da beni seviyor” diyor. Çok farklı iki lider, tamam da, insanlar genellikle benzeştikleri için birbirlerini tutarlar.Bu benzeşmelere çok özetle bakalım.
17 Nisan 2025
Bilmiyorum daha ne kadar götürebilirler böyle
Dış politikada, Trump adlı hasta kişinin “Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor, o çok güçlü ve zeki biri” deyip ağız dolusu övmesi ve ardından da “Sert adamı oynama. Aptallık etme!" diyen 2019 tarihli hakaret mektubuyla Rahip Brunson’ı nasıl geri aldığını hatırlatması zaten başlı başına vahim bir gösterge. Ama geçtiğimiz son 8-9 günün dış politika bilançosu fazla ürkütücü.
10 Nisan 2025
“Ne olacak bu memleketin hali!”
CHP, kedi olalı ilk defa bir fare tutmuşa benziyor. Gerçi K. Kılıçdaroğlu’nun Haziran 2017 Adalet Yürüyüşü önemliydi, ama ondan sonra parti sönmüştü. Daha önemlisi, bu yürüyüş bir CHP milletvekilinin (Enis Berberoğlu) MİT TIR'ları görüntülerinin yayımlanması davasında mahkum edilmesini protestoydu. Selahattin Demirtaş’ın nahak yere yatırıldığı Edirne’de değil, İstanbul’da sona ermişti. Şimdi İmamoğlu’nun simgesi olduğu ve Özgür Özel’in (ABB Başkanı M. Yavaş’a rağmen) şu âna kadar başarıyla götürdüğü kampanya, eğer istenirse, B. Ecevit’in “Ortanın Solu” politikasına biraz benzetilebilir.
3 Nisan 2025
Batı’nın Türkiye’deki son duruma bakış süreci
Genel görünüm: Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin güçlü bir tepki ortaya koyamadığı konuşuluyor . ABD, malum, Trump yönetimi altına girdiğinden bu yana ‘ne yapsa yeridir, ne etse beklenir’ pozisyonunda. Bu arada, tabii, insan hakları konusunda kendini iyice devreden çıkarmış vaziyette. Önce, doğrudan ABD’ye bakalım.
27 Mart 2025
Paşinyan’ın sözleri Kürt meselesi açısından da çok önemli
Bu ayrıntılı görüşmenin bizi rahatlatıcı etkisi şimdi yalnızca Türk Dış Politikası üzerinde değil, bizzat iç politikada Kürt meselesi hakkında bu Mart ayında başlatılmış “Süreç” üzerinde de çok önemli olacağa benziyor.
20 Mart 2025
AB ile NATO’yu birbirine fena halde karıştırma vaziyetleri
Tam bir haftadır, AB ile Türkiye arasında bir “durum benzerliği” oluştu. Avrupa, AB kavramının aksine, bütünlük sorunu yaşıyor ve çırpınıyor. Türkiye ise, tam bir ‘Aman neler oluyor, açıkta kalmayalım, büyük fırsat yakaladık, kaçırmayalım!’ psikolojisiyle sarsılıyor. Bu “durum benzerliği”, ‘Böyle bir konjonktürde bizi tam üye yapmaya AB’nin eli mahkum!’ tezlerinin ortaya atılması sonucunu doğurdu.
13 Mart 2025
Çağrı’nın “Türkçesi” ve “Kürtçesi”
Özellikle, çağrının sadece PKK’yı mı yoksa bütün Kürt direniş hareketlerini mi hedeflediği hususunda görüşler farklı. “Hiçbir hazırlık yoktu” diyen Bülent Arınç bir yanda, “Bir yıldır görüşüyorlardı” diyen Özgür Özel öbür yanda. Bizzat Sırrı Süreyya Önder ile Tülay Hatimoğulları, Çağrı’nın YPG’yi kapsayıp kapsamadığı konusunda fikir birliği halinde değiller. Fakat bu konuda yazmak son derece zor. Sadece bu karşıtlıklar olduğu için değil, gelişmelerin daha oluşmamış olması yüzünden. Fazla uzatmak istemiyorum, söyleyeceğimi hemen deyivermek istiyorum...
6 Mart 2025
Prof. Serap Yazıcı ile CB Erdoğan olayı
Prof. S. Yazıcı, 14.10.2024’te şöyle demişti : “Hukuki bakımdan enkaz içindeyiz. Türkiye'de her şey tepe taklak olmuş durumda.” Ve şöyle devam etmişti: “Öncelikli sorunumuz açlık ve yoksulluk sorununu çözmek olsun. Anayasamızın 2’nci maddesinde Cumhuriyetimizin temel niteliklerini [insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı demokratik laik sosyal hukuk devleti] düzenleyen hükmün içerdiği kavramların artık ihlal edilmesinden vazgeçelim. Bu kavramların bekçisi olalım.” AKP’ye katıldığı 23.02.2025 günü, bu eylemini şöyle açıklıyordu : “Benim görüşlerimde bir değişiklik yok. Meclis’te bu fikirlerimin mücadelesini verdim. Ama Meclis’te bu fikirlerim doğrultusunda hiçbir şeyi değiştiremedim."
27 Şubat 2025
TÜSİAD olayı ve önemli evveliyatı
Tek Adam İktidarı ve basını çok büyük tepki gösterdi. Hemen soruşturma da açıldı. Hürriyet’te A. Selvi, olayı demokrasiye karşı çıkış olarak yorumlayan şu sonuca vardı: “TÜSİAD’ın seçilmişlerle sorunu var.” Kestirmeden söyleyelim, TÜSİAD ne melek ne şeytan. Kamu dışı milli gelirin %50’sini temsil ederek kurumlar vergisinin %80’ini ödeyen, İstanbul merkezli 4.500 şirketten oluşarak Türkiye büyük burjuvazisini temsil eden bir kulüp. Bu sert çıkışa TMSF’ye özel şirketlere el koyma yetkisinin verilmiş olması da katkı yapmış olabilir. Fakat şunu kabul etmek lazım ki dırıltısız ülke isteyerek kendisi açısından tamamen rasyonel davranıyor TÜSİAD. Bu son önemli uyarı da istisnai olarak ve durup dururken yapılmadı. Bunun çok derin bir evveliyatı var; en fazla otuz yıl geçmiş olmasına rağmen nedense kimselerin hatırlayıp yazmadığı bir evveliyat.
20 Şubat 2025
Ne tasarruf edilemeyecek bir itibarmış Ya Hû
Diyanet İşleri Başkanlığı, fitrenin kimlere verilebileceğine ilişkin soruya, Alo 190 Diyanet hattından şu bilgiyi iletti: “Ramazan ayında fitre. Bakmakla yükümlü olduğunuz kişilerden olmaması şartıyla, asgari ücretli ya da emekli maaşı alan birinin geçinemediğini düşünüyorsanız, yan geliri yoksa evi kiraysa ya da evi varsa bile yakıtını vs. ödeyemiyorsa verebilirsiniz” 2024’te asgari ücretle çalışan kişi sayısının 7,1 milyon, 2025’te ilan edilen asgari ücretin 22.104 TL, her 4 emekliden 1’inin aldığı en düşük emekli aylığının 14.469 TL, açlık sınırının ise 22.131 TL olduğu Türkiye’de, hatırlamak için “fitre”nin tanımı: “Türkçede fitre şeklinde söylenen fıtır sadakası, nisab miktarı malı olan Müslümanların Bayram namazına kadar vermeleri vacib olan sadaka türüdür”. Böyle bir duruma gelmiş ülkede Saray’ın 2024’ün ilk 11 ayında harcaması 11 milyar 352 milyon 827.000 TL. Diğer bir deyişle, 1 günde 2.023 asgari ücretlinin ve 2.752 emeklinin aylık maaşı kadar.
13 Şubat 2025
Osmanlı Padişahı bile bu kadarını hayal edemezdi
1876 Meşrutiyet (anayasal monarşi) öncesindeki Osmanlı padişahlarında bile bulunmayan yetkileri CB Erdoğan’a veren bir kanun çıktı tam 1 hafta önce. Sessiz sedasız bir “yukarıdan karşı-devrim” yapılıyor. Buna yazının sonunda döneceğim ama olayla ilgili olarak insanın aklını başından alacak en az 3 hususu önceden dile getireyim.
6 Şubat 2025
Kürt meselesi – içte ve dışta son durumlar
Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te tokalaşarak başlattığı, ne idüğü olduğunu hâlâ anlayamadığımız ikinci girişimi 4 aydır yaşıyoruz. Buna yaşamak denebilirse. Çünkü: 1) İç politikada muhalefet ve özellikle Kürtler üzerinde polis ve yargı baskısı muazzam arttı, 2) Dış politikada ise Ortadoğu gerçeğine katiyen oturmayan bir politika izliyoruz. Sadece bu yılı (2025) alalım ve iç politikadan başlayalım. Vaziyet o hale geldi ki, espriler patlamaya başladı: “İfadeye çağrılan Halit Ergenç, Şehzade Mustafa’yı boğdurmak suçuyla mahkemeye sevk edildi."
30 Ocak 2025
1
2
3
4
5
...
10
Abone Ol!
Agos'a abone olarak destek olabilirsiniz. Abone ol, hediye et, askıya abonelik bırak.
Agos'u Sosyal Medyada Takip Edin
Instagram
Twitter
Facebook