E-gazete/Arşiv
Bayiler
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
Հայերէն
English
Ara
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Kategoriler
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Ara
Հայերէն
English
☰
☰
Agos Gündem
Türkiye
Ermenistan
Dünya
Yüzler/Hikayeler
İnsan+Hakları
Bir Zamanlar
Kültür Sanat
Yaşam
Ara
E-gazete/Arşiv
Bayiler
Hay Toplum
Yazarlar
Kitap/Kirk
Hrant Dink
İletişim
Abone Ol
Üye Girişi
English
Հայերէն
Kitap ԳԻՐՔ
Sayfa 9
Çok farklı bir anne-kız ilişkisi
Everest Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan ‘Annem ve Ben’de, on parmağında on marifet olan ilham verici gerçek bir karakteri, Maya Angelou’yu tanıma fırsatı buluyoruz.
21 Şubat 2014
Öykülerden öykülere ince yolculuklar
Ayşegül Ural’ın ilk öykü kitabı ‘İyi Pazarlar İyi Pazartesiler’ kitabına dair düşüncelerimi yazmak, 14 Şubat Dünya Öykü Günü’ne kısmetmiş. Öykünün tabiatında var olan kısa; zaman zaman tek kelimeden oluşan ve üstünde ağır bir yük taşıyan cümlelerin gücü Ayşegül Ural’ın öykülerinde derinden hissediliyor. Kendine has bir üslup oluşturduğunu söylemek mümkün.
21 Şubat 2014
Eşit ve özgür yurttaşlık mı? Biz o konuyu daha görmedik
Türkiye'de milli eğitim sisteminin, bizlere ne yapmak istediğini ders kitaplarına, müfredata ve yönetmeliklere bakarak anlayabiliriz. Hatta yalnızca sınıfların duvarlarına bakarak, bu sistemin gözünde makbul olanın ne olduğunu görebiliriz. Ancak, bizim, bu sistemle ne yaptığımız ve onu nasıl yaşadığımız sorusunu yanıtlamak, eğitim sisteminin bizden ne istediği sorusunu yanıtlamaktan çok daha çetrefil ve güç bir meseledir.
21 Şubat 2014
Tarihe tanıklık etmenin aşk hali
Ermeni Soykırımı’nın 100. yılına yaklaştığımız bugünlerde, bu coğrafyada tanıklık edilen hikâyelerin bir özeti aslında ‘Arsine: Tehcirde Bir Ermeni Kızı’. ‘Aynasız Düşüncelerim’, ‘Kertik’ ve ‘İntiharda Bir Polis’ isimli kitapların yazarı ve halen polis memuru olan Ali Bayram’ın günümüz coğrafyasındaki ironik bir izdüşümü bu kitap. Belki de Arsine, bizler için gaz bombalarıyla değil de kalemiyle gündeme gelmeyi başarabilmenin ütopyası…
21 Şubat 2014
Arap Camii’nin bilinmeyen tarihi
Dominiken Rahibi Benedetto Palazzo’nun titiz bir araştırma sonucu kaleme aldığı ve ilk kez 1946’da Fransızca olarak yayımlanan ‘Arap Camii veya Galata Saint Paul Kilisesi’ 68 yıl sonra Türkçe olarak okurlarla buluştu.
21 Şubat 2014
Hoşumuza gittiği gibi yapacağız! Sakallarımızı uzatacağız!
Onlar (berberler) canavarca kesme, düzeltme, kırpma, tıraş etme ve yıkama tarzlarıyla öyle tuhaf modalar icat ettiler ki görmeliydiniz. Fransız kesimi denen bir kesim tarzları var, diğeri de İspanyol kesimi; bir diğeri Alman, diğeri İtalyan; biri yeni kesim, diğeri eski; biri beyefendilerin, diğeri avamın; biri sarayın, diğeri köyün; görmezden geldiğim gösterişler gibi sayısı sonsuz.
21 Şubat 2014
Polonyalı Simeon’la zaman tünelinde yolculuk
Moldova’dan İstanbul’a bütün Rumeli’den büyük Venedik şehrine kadar her yerde Ermeni bulunmayan tek bir şehir, tek bir köy ve çiftlik yoktur. İşte deniz kadar çoğalmış günahlarımızdan dolayı yeryüzüne toz gibi dağılmış bir halde bulunuyoruz.”
21 Şubat 2014
Çağdaş sanat öncülerinin kimlikleri neden pembe?
Ahu Antmen’in 2007 yılından beri yazdığı, konferans ve seminerlerde sunduğu çeşitli makalelerini derlediği ‘Kimlikli Bedenler: Sanat, Kimlik, Cinsiyet’ isimli kitabı sadece sanat üzerine değil, kadın bedenine ve kadın bedeninin sanat pratiklerinde temsili üzerinden şekillenen politik tartışmalara da ışık tutuyor.
21 Şubat 2014
Neden sosyal bilimleri düşünmemek?
I. Wallerstein, geride bıraktığımız yılın son aylarında bgst Yayınları tarafından yayınlanan kitabında daha da radikal bir öneri yaparak “Sosyal Bilimleri Düşünmemek'i öneriyor ve “Neden sosyal bilimler karmaşık toplumsal gelişmeleri bütünlüklü şekilde açıklayamıyor?” sorusuna, “çünkü kötü ışıklı bir el feneriyle yanlış yere bakıyorlar” cevabını veriyor.
21 Şubat 2014
“Hafıza, toplumu yönetme erkini elinde tutanların düşmanıdır”
Ayfer Tunç ile ‘Dünya Ağrısı’nı, edebiyattaki 25. yılını ve Türkiye’yi konuştuk.
21 Şubat 2014
‘Aşuğ’ ile ‘âşık’ın kesişiverdiği yer: Ermeni harfli Türkçe mâniler
Ermeni harfli Türkçe yazılı edebiyat (örneğin romanlar) söz konusu olduğunda devreye giren görmezden gelme ve öteleme tutumu, ‘unutulmuş millî ruhu’ en asil bir biçimde temsil ettiği düşünülen halk edebiyatı için tam tersine döner.
21 Şubat 2014
Thomas Mann’ın vasiyetnamesi
Faust, Almanya'nın en eski efsanelerinden biri. İlk olarak 1500'lü yıllarda kitap olarak basılmış ve bu tarihten sonra çeşitli dillere çevrilmiş, Avrupa'da yaygınlaşmış. Dünyadaki bütün bilgi ve zevk uğruna ruhunu şeytana satan teolog Doktor Faust'un anlatıldığı bu efsane bugüne kadar onlarca romana, tiyatro oyununa, operaya konu olmuş, çeşitli biçimlerde işlenilmiş.
21 Şubat 2014
İdris Âmil efendimiz ve diğer İstanbullular
Kasımpaşa’da sokağa huzmeler halinde nur yağar, hem Ay hem de Güneş, Koç Burcu’nun yirmi yedinci derecesindeyken ve aynı zamanda bir de kuyruklu yıldızın akıp gittiği rivayetleri ortalıkta dolaşırken bizim İdris Âmil Efendi Hazretleri’ni, nam-ı diğer Galîz Kahraman’ı anasının karnından doğurtuveriyor İhsan Oktay Anar. Doğuştan sünnetli bu Cenâb-ı Hakk dostunun, kitabın galiz kahramanı olması da, bu saatten sonra hiç de şaşırtıcı gelmiyor.
21 Şubat 2014
Unutulmuş sıradışı insanlar albümü
Hiçbir şey, insan hikâyesinden daha çarpıcı, daha şaşırtıcı olamaz. Öyle hayatlar vardır ki, göze alınmışlıkları içinde dudak uçuklatır. Cumhuriyet tarihinin farklı evrelerinde türlü sebeplerle nam salmış, sonrasında ise unutulmuş birbirinden farklı 42 insanı tanımak isterseniz, Ümit Bayazoğlu’nun Aras Yayınları’ndan çıkan ‘Uzun, İnce Yolcular’ kitabına bir göz atmalısınız.
21 Şubat 2014
Tuvalet kağıdı yiyerek hayatta kalan Auxilio
“Bu bir korku hikayesi. Bir tür polisiye, Fransızların ‘kara roman’ dedikleri türden; hatta bir dehşet hikâyesi. Ama öyle görünmeyecek gözüne, çünkü bu hikayenin anlatıcısı benim. Benim tarafımdan aktarıldığı için, öyle olduğunu fark etmeyeceksin. Oysa bu, özünde korkunç bir suçun hikayesi” sözleriyle başlar Roberto Bolaño’nun romanı ‘Tılsım’.
21 Ocak 2014
‘Séraphita ustalık eserim olacak’
Honoré de Balzac henüz Vendomê’de öğrenciyken ‘İradenin Eleştirisi’ başlıklı, daha sonra Balzac’ın meşhur toplu eser çalışması ‘İnsanlık Komedyası’nın felsefi incelemeler bölümünde yer alacak olan ‘Louis Lambert’ romanında karşılaşacağımız bir deneme kaleme alır.
20 Ocak 2014
Göz korkutmayan bir sanat tarihi kitabı
İngiliz yazar ve sanat tarihi araştırmacısı Susie Hodge tarafından kaleme alınan ‘gerçekten bilmeniz gereken 50 sanat fikri’, ana ve yan sanat akımları üzerine derinlemesine bilgi birikimine ulaşmak için aradığınız kitap değil. Bu kitap tabiri caizse; ‘Coffee Table Books’ olarak bilinen, afili bir kapağa ve kaliteli bir baskıya sahip oluşundan ötürü...
20 Ocak 2014
Fotoğrafın tarihi ya da tarihin fotoğrafı
İstanbul’da yayımını Türkçe, Arapça, Fransızca, Rumca ve Ermenice sürdüren Takvim-i Vekayi gazetesi 28 Ekim 1839da şöyle bir haber yayımlar; “Avrupa’da yayımlanan bazı gazetelerden alınan haberin tercümesidir. Herkesin bildiği gibi son yıllarda buharlı makineler fabrikalarda ray üzerinde gidebilir hale geldi...
20 Ocak 2014
Kahrolsun mutluluk diktatörlüğü
S. S. Van Dine’in’ Kış Cinayeti’ kitabındaki polis dedektifi karakteri Philo Vance, adli bir meseleyle ilgili konuşurken, çok veciz bir söz söyler: “Dış görünüşün aldatıcılığı. Modern çağın laneti bu.” Bu cümle beni uzun süre etkilemişti. Bütün bir felsefe-edebiyat-siyaset-politika, yani insanlık tarihi bu sorunla bir şekilde ilgilendi.
20 Ocak 2014
15. yüzyıl İtalyancasından ‘Prens’ çevirisi
Machiavelli, İtalyanların dışındaki ulusların hafızalarında genellikle ilkesiz, ahlakı hiçe sayan, yalan üzerine kurulu siyasetin babası olarak nitelendirilir. Buna rağmen İtalyanlar Machiavelli’de birlik fikrini ve Rönesans’ın tohumlarını bulur.
20 Ocak 2014
Abone Ol!
Agos'a abone olarak destek olabilirsiniz. Abone ol, hediye et, askıya abonelik bırak.
Herkesin bildiği korkunç sır
Thomas Hobbes'un ve Paul Auster'ın ‘Leviathan'larından sonra Türkçeye kazandırılmakta oldukça geç kalınmış üçüncü bir ‘Leviathan'la karşı karşıyayız. Fransa'da büyümüş, genellikle Fransızca yazan Amerikalı Julien Green'in en ünlü romanlarından biri olan ‘Leviathan’ Everest Yayınları tarafından yayımlandı.
20 Ocak 2014
‘Kafayı hayvanlarla bozmuşsun. Neden?’
Elias Canetti, 20. yüzyılın en seçkin yazarlarından biri olarak görülür, en azından 1981’de layık görüldüğü Nobel Edebiyat Ödülü için, Marcel Proust ya da James Joyce gibileriyle olmasa da zamanın diğer gözde yazarları Robert Musil ve Hermann Broch’la kıyaslanır.
20 Ocak 2014
Gözün unutmadığı isyan
Herkesin anlatmaya farklı bir yerinden başladığı, “ne gaz yedik arkadaş” diye bitirdiği, yıllar boyunca uzun uzun anlatılacak bir hikâyeydi Gezi. Takım elbiseleri, topuklu ayakkabıları ile oradan oraya koşturmak zorunda kalan yüzlerce arkadaş edindiğimiz günler geçirdik.
20 Ocak 2014
Tüm ezilenlerin yanındaki gerçek dost
Türkiye halkları 2013 yılının yaz aylarını uzun süren bir ilkbahar gibi yaşadı. Yaz aylarının kentleri kasıp kavuran sıcaklığı gitmiş, yerine tatlı esintili bir bahar havası gelmişti. Böylelikle, 2013’ün, 31Mayıs’ını 1 Haziran’a bağlayan süre içinde toplam 33 yıl geçti. 12 Eylül 1980’in kalıntıları da işte bu zaman aralığında tarihin karanlıklarına yuvarlandı.
20 Ocak 2014
Canavarın bedenini örten tarih adlı perde
‘Tarih Sümer’de başlar’ sözü, bir eser adı olmaktan öte yaygın bir kanı, genel bir kabuldür. Oysa Sümer’de başlayan tarih, asasıyla gücü temsil eden yaşlı erkeğin hikâyesidir. Bu hikâye ne Sümer’den önceki insan topluluklarının yaşamıyla ilgilenir, ne de tahakküme meşruiyet yaratmaktan öte bir işlev görür.
20 Ocak 2014
Akıcı olmasına akıcı ama…
Hindistan’da başlayan, Kanuni’nin zamanında, Topkapı Sarayı’nda ve Mimar Sinan’ın İstanbulun’da geçen bir hikâye ‘Ustam ve Ben’. Her ne kadar kulağa gerçeküstü bir hikâye gibi gelse de tarihi bir roman var karşımızda.
20 Ocak 2014
Peygamber Buk’un son sözleri
Charles Bukowski, ‘hayatı roman’ olanların başını çeker. Kaleme aldığı neredeyse tüm öykü ve şiirlerinde, başrol ya kendisinde ya da kendisine çok benzeyen birindedir.
20 Ocak 2014
Osmanlı, köçek, vampir: Béla
İstanbul’un Eyüp semtinde yaşamaya ya da daha doğrusu ölümsüzlüğünü sürdürmeye çalışan eşcinsel bir vampir; 1800’lü yıllar ve Osmanlı padişahı Sultan II. Mahmud Yeniçeri ocağını dağıtmış. Mehmet Bilâl, son kitabı ‘Osmanlı’da Bir Vampir-Béla’da, akıcı üslubuyla ilginç bir ‘öteki’ hikâyesi sunuyor.
20 Ocak 2014
‘Amiralar Tarihi’ni bugün okumak
Barsoumian'ın çalışması tarihyazımı açısından oldukça zihin açıcı. Kitaba kaynaklık eden doktora tezinin 1970'li yılların ikinci yarısında yazıldığı düşünülürse, siyasal olanın ekonomik olana önceliğinin vurgulanması, kültürel sermaye ve iktidar gibi kavramlara göz kırpılması, ama bir yandan da çalışmanın bütününün sınıfsal bir temele oturtulması yalnızca Ermeni değil Osmanlı tarihyazımı açısından da önemli.
20 Ocak 2014
‘Fatsa’da üç yılda yaptığımızı Gezi bir haftada yaptı’
12 Eylül 1980 darbesi öncesinde, Devrimci Yol hareketi (Dev-Yol) içerisindeki isimlerden biriydi Sedat Göçmen. 1977’de Karadeniz bölgesine giden Göçmen, 1981’de Çorum’da yakalandı. Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan ‘Fırtınalı Denizin Yolcuları: Sedat Göçmen Kitabı’ adlı nehir söyleşide Göçmen, İlbay Kahraman’a Karadeniz’deki mücadelelerini anlatıyor.
16 Aralık 2013
Sosyalizmin Osmanlıcası
Paul Dumont ve Georges Haup isimlerini yan yana getiren ‘Osmanlı İmparatorluğunda Sosyalist Hareketler’ kitabı daha önce de sürpriz tarih çalışmalarını okuyucularla buluşturan Ayrıntı Yayınları aracılığıyla yayımlandı.
16 Aralık 2013
‘Yazmak istiyorum çünkü ortaya çıkarmak istediğim bir yalan var’
Bir yazar için en şeytani sorudur herhalde: “Neden yazıyorum?” Bu soruyu bir gazeteci “Neden yazıyorsunuz?” diye sorsaydı eğer, elbette bir cevap verilebilirdi. Hatta birçok yazar, herhangi bir röportajda sorulur diye bu sorunun cevabını çoktan belirlemiştir kafasında.
16 Aralık 2013
1
...
7
8
9
10
11
...
14