Yeşil sahalardan bir centilmen geçti

EMRE ERTANİ
[email protected]

Beykoz, Sarıyer ve Taksimspor’da önemli başarılara imza atan kaleci Aleksan Dadyan, 71 yaşında hayatını kaybetti. 27 Şubat Perşembe günü vefat eden Dadyan’ın cenazesi 3 Mart Pazartesi günü Beyoğlu Üç Horan Kilisesi’ndeki törenin ardından Şişli Mezarlığı’na defnedildi.

Efsane kaleci Aleksan Dadyan, 1943’te Şişli Feriköy’de doğdu ve Merametçiyan Okulu’na gitti. Futbola 1958 yılında Şişlispor’da kaleci olarak başlayan Dadyan, genç yaşına ve takımın içinde bulunduğu zorluklara rağmen, performansıyla futbolseverlerin ilgisini çekmeyi başardı.

1962’de, efsane antrenör Nubarig’in yönetimindeki, Aleksan’lı ve Garo’lu (Hamamcıyan) Şişlispor ligde birinci oldu. Dadyan, askerlik görevini tamamladıktan sonra, 1965’te Taksimspor’da oynamaya başladı. Bu sırada, başka bir kulübe transfer olmak için, dönemin gözde aracı Murat 124 teklifi almasına karşın, tereddütsüz ve tek kuruş almadan Taksim’i seçti. Son beş yılı takım kaptanı olmak üzere toplam dokuz yıl Taksim’in kalesini koruyan Dadyan, sonrasında 1. Lig’in güçlü takımlarından Beykoz’a transfer oldu.

1980’de ağır bir sakatlık geçiren Aleksan Dadyan, Sarıyer’de futbol hayatına veda etti. Sahalarda nadir bulunan centilmen oyunculardan olan Dadyan, 22 yıllık spor hayatı boyunca bir kere bile kart görmedi. Bu nedenle, birçok spor kurumu tarafından ödüle layık görüldü.

Dadyan’ın cenazesinden, karşılaştığımız Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) eski başkanı Onur Belge, yakın arkadaşı Dadyan ile tanışmalarını şöyle anlattı: “64-65 sezonu, ikimiz de çok gençtik, ben daha 18 yaşını yeni bitirmiştim. O yıl, Taksim’de İstanbul şampiyonu olduk. İstanbul, Ankara ve İzmir şampiyonları üçlü baraj yaptılar, onları da geçtik ve ikinci lige çıktık. O zamandan beri arkadaşlığımız hiç bitmedi.” O dönemde, ligler bittikten sonra İstanbul’da yapılan en önemli futbol turnuvalarından biri olan Kınalıada Şöhretler Karması’nda birlikte oynadıklarını anlatan Belge, karmadaki diğer futbolcuları sıraladı: Galatasaray’da da kısa bir dönem oynayan Varujan Arslanyan, Türkiye Milli Takım formasını beş kez giyen Garbis İstanbulluoğlu, Galatasaray kaptanı Kadri Aytaç ve elbette Fenerbahçeli Lefter...

Dadyan’ın kaleciliğini “İki kalecimiz vardı; biri Ara, biri de Aleksan. Ara daha soğukkanlıydı, yan toplara hâkimdi. Aleksan ise çok gözüpekti, uçardı ve penaltı kurtarmasıyla tanınırdı” ifadeleriyle anlatan Belge, onun ‘başarı sırrını’ da bizimle paylaştı: “Hepimiz hazırlanır, dizlik, kolluk giyer, sahaya çıkardık. Aleksan çok geç gelirdi. ‘Aleksan, hadi sahaya çıkıyoruz!’ dediğimde ‘Sen git, ben geliyorum’ derdi. Meğer duası uzun sürdüğü için geç çıkarmış soyunma odasından. Sahaya en son çıkarsa kendisine uğurlu geleceğine de inanırdı.”

“Dadyan’ı nasıl anlatırsınız?” diye sorduğumuzda Belge, şöyle yanıt verdi: “Tertemiz kalpli insanlar vardır, Aleksan da onlardan biriydi. Kavga, dedikodu olurdu takımın içinde ama Aleksan’ın bunlardan haberi bile olmazdı. 20 yıl sonra olaylar üzerine konuştuğumuzda Aleksan ‘Aa, öyle mi olmuştu?’ derdi. Zaten kalecilerin saf tarafları vardır, başka türlü o üç direk arasında beklenmez.”

Spor Bakanı’ndan mesaj

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Aleksan Dadyan’ın vefatı dolayısıyla yayımladığı başsağlığı mesajında, “Uzun yıllar Türk futboluna başarıyla file bekçiliği yapan Aleksan Dadyan’ın vefatını, derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Spor hayatı boyunca taşıdığı her formanın hakkını vererek önemli başarılara imza atan Dadyan, başarılarının yanında Türk sporuna yapmış olduğu önemli hizmetlerle, spor camiası ve milletimiz nezdinde daima saygıyla hatırlanacaktır. Dadyan'ın ailesi, sevenleri ve yakınlarına en derin taziyelerimi sunuyor, ülkemiz spor camiasına başsağlığı diliyorum” ifadelerine yer verdi.

Çok iyi kaleciydi

Dadyan ile 15 yaşından bu yana arkadaş olan Kevork Tüysüzyan ise, onun futbol hayatına ilişkin olarak şunları söyledi: “Aleksan ile 1958 yılında, Sinemköy takımında oynarken tanıştık. Ertesi yıl, birkaç arkadaşla Şişlispor’a transfer olduk. 1959’dan 1963’e kadar orada da beraber top oynadık. Şişli’de çok büyük başarılara imza attı. Orada ilk forma giydiğinde, Şişli, zamanın iddialı takımlarından Mimar Sinan ile oynuyordu. Rakip takımın taraftarları Şişli’ye fark atacaklarını düşünüyorlardı. O gün Aleksan harika bir oyun çıkardı ve maç 0-0 bitti. Aleksan’ın başarısı askerdeyken de devam etti. Urfa’da askerlik yaparken, Karagücü Türkiye şampiyonu oldu ve Aleksan’a mükâfat olarak 15 gün izin verdiler. Askerden sonra Taksimspor’da oynamaya devam etti ve Beykoz’a transfer oldu. Beykoz’da oynarken efsane haline geldi. En son da, 1980’de Sarıyer’de oynarken yaşadığı bir sakatlık sonucu futbolu bıraktı.”