Yeni dönemin ilk Newroz’u
UYGAR GÜLTEKİN
Sabah saatlerinden itibaren Newroz alanına büyük bir akın vardı. Newroz alanına giden hemen herkes Öcalan'ın posterlerini taşıyordu. Daha önce yaşanan yol kazaları nedeniyle umutların boşa çıkmış olması Diyabakır'ı biraz daha temkinli olmaya zorlamıştı ama pek çok kişi gönlünden geçeni şüphe duymadan zikrediyordu, 'bu kez olacak.'
Öcalan'la görüşen son BDP heyetinin verdiği sinyaller 'mesaja dönük beklentiler'i de arttırdı. Beklenti o kadar yüksekti ki Nihat Doğan ve Ayşe Özyılmazel gibi popüler isimleri bile Newroz alanına getirmişti. Newroz'u organize edenler dahi sahneye çıkmak isteyen gençleri geri göndermek için Öcalan'ın mesajını koz olarak kullandılar. BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt bu kozu kullanmaktan çekinmedi: 'Sahneden inmezseniz mektup okunmaz'
Öcalan'ın canlı olarak sinevizyonla bağlanmadığı Newroz'da, adeta Öcalan'ın sözünün üstüne söz edilmedi. Sahnedeki ekrandan sürekli Öcalan'ın eski görüntülerinden derlenmiş görüntüler yansıtıldı. Her fırsatta Öcalan posterleri sahneye taşındı.
PYD Öcalan’ı adres gösterdi
Öcalan'ın mektubu beklenirken Suriye'de Esad muhalifleri ile yakın zamanda anlaşma sağlayan PYD temsilcisi sahne aldı, Öcalan'ı adres gösterdi.
Daha önce birçok kez büyük kalabalıklara seslenen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de konuşma yapmak niyetinde değildi. Kısa konuşmasında 'selam' etmekle yetindi.
Öcalan'ın mesajından önce BDP'li milletvekilleri hep beraber sahneye çıktı. Mektubun okunması sırasında platformdaydılar. Milletvekilleri fotoğraf karesinde 'mektubun arkasında' olmayı tercih etti.
Ortadoğu’dan Orta Asya’ya
Dünyanın dört yanından gelen 500'ü aşkın gazetecinin önünde Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın mektubunu okudu.
Öcalan, mektubunda sürece ilişkin hemen her kesime mesaj verdi. Dicle'nin, Meriçle horonun, halayla olan kardeşliğinden dostluğundan söz etti. Kardeşlik vurgusu metnin en temel mesajıydı. Ulus devletlerin suni problemler yarattığına dikkat çekti. Daha önce Ortadoğu halkları vurgusunu sık sık yapan Öcalan, mesajında ayrıca Orta Asya halklarından da bahsetme gereğini duymuştu.
'İçinde doğduğumuz çaresizliğe, bilgisizliğe, köleliğe karşı bireysel isyanımla başlayan bu mücadele her türlü dayatmaya karşı bir bilinci, bir anlayışı, bir ruhu oluşturmayı amaçlıyordu. Bugün görüyorum ki, bu haykırış bir noktaya ulaşmıştır' diyerek bu konuda kararı kendisinin verdiğini hissettirdi.
Yeni bir dönem başlıyor
Öcalan en çok beklenen sözleri, 'Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor. ‘Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun’ noktasına geldik, ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir' dedi. Hemen çekilin demedi. Tarih vermedi. Ama bir dönemin bittiğini kararlılıkla söyledi.
Tek millet söylemi
İslami birlik vurgusu yaparak geniş kitlelere mesaj vermek isteyen Öcalan, etnik temelli bir yaklaşımın içinde olmadıklarını da söyledi.
Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'ndan söz etti, kurucu meclise göndereme yaptı.
Öcalan, 'Son doksan yılın tüm hata, eksiklik ve yanlışlıklarına rağmen bir kez daha yanımıza, mağdur edilmiş, büyük felaketlere uğramış halkları, sınıfları ve kültürleri de alarak bir model inşa etmeye çalışıyoruz' diyerek farklılıkları yanlarında görmek istediklerini vurguladı. Burada 'büyük felaketler' kavramı da özellikle kullanılmış gibiydi.
Öcalan her kesim tarafından benimsenebilecek bir mesajla belki de sürecin en önemli dönemeçlerinden birinin dönülmesini sağladı. BDP ve Kandil'in başından beri 'tamam' dediği sürece bu kez hükümet cephesinden de olumlu cevaplar geldi.
1992'de Cizre Newroz'unun görüntüleri 20 yılı aşkın süredir devam eden çatışmalı dönemin hafızlardan silinmeyen kareleri olmuştu. Yeni dönemin hafızlarda kalacak ilk önemli karesi ise Öcalan’ın posteri önünde BDP'li vekillerin bir dönemin sona erdiğini ilan eden mektubunu okuduğu anın görüntüsü olacak.
