Türkiye hava sahasını Suriye'ye kapattı
Konya’da Selçuklu Belediyesi’nin ‘Kelebekler Vadisi’ temel atma törenine katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriyeli sivil uçaklara da artık Türkiye hava sahasının kapatıldığını ve bunu Suriye’ye bildirdiklerini söyledi. Suriye’nin hava sahasını Türkiye sivil uçaklarına kapatması hakkındaki değerlendirmelerini soran gazetecilere Davutoğlu, bunun geç kalınmış bir açıklama olduğunu söyledi. Geçen hafta askeri malzeme taşıdığı tespit edildiği için kontrol edilmek amacıyla indirilen Suriye uçağını hatırlatan Davutoğlu, “O gün zaten biz karar almıştık, Suriye hava sahasını sivil uçaklarımız dahil kullanılmaması için. Bu sivil havacılığa bildirilmişti ve gerekli tedbirler alınmıştı. Dolayısıyla zaten Türkiye’nin almış olduğu bir karardı. Onu teyit etmiş olabilirler” dedi.
‘Suriye Yönetimi’nin bu açıklamasının bizim için kıymeti yok’
Dün yeni bir karar daha alındığını açıklayan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şöyle devam etti: “Bundan sonra Suriye askeri uçaklarına kapattığımız hava sahamızı Suriye uçaklarının kullanacağı sivil uçaklara da kapattık. Çünkü sivil uçaklar sivil uçuşlar için kullanılır. İçinde her ne suretle olursa olsun askeri bir makama askeri nitelikli bir malzemenin taşındığı tespit edildiği için bu sivil uçuşların kötüye kullanıldığı tespit ettiğimiz için bundan sonra bundan sonra Türkiye hava sahasını kendi halkına savaş açmış bir rejime, askeri bakımdan herhangi bir destek sağlamak üzere yapılacak uçuşların kapanmış olduğunu zaten teyit etmiştik. Dolayısıyla Suriye yönetiminin bu açıklamasının bizim için bir kıymeti yok.”
‘Suriye, Türkiye’den önce kendi halkıyla diyalog kurmalı’
Türkiye ve Suriye arasında Rusya’nın diyalog için aracılık etme girişimi hakkındaki soruya yanıt veren Davutoğlu, Türkiye olarak Suriye ile diyaloğu 10 yıldır en yoğun şekilde sürdürdüklerini ifade etti. Türkiye’nin Suriye’de ilk sosyal hareketler başladığı zaman da aylarca diyaloğu sürdürdüğünü hatırlatan Dışişleri Bakanı daha sonra şunları söyledi: “Aylarca söylediğimiz tek şey vardı: ‘Halkınla diyalog kur. Sen halkınla dost olursan biz de sana dost oluruz. Esas olan Suriye halkıdır.’ Ama sen halkını katledersen ve şimdi yüz binlercesi Türkiye ve çevre ülkelere kaçarken bizim onlarla dost olmamızın bir anlamı yok. Bir diyalog ancak anlam taşıdığında ifa eder. Eğer bizimle diyaloğu rejimle birlikte sadece kendi meşrutiyetini takviye edecek bir unsur niteliği taşıyacaksa bunun bir anlamı olmaz. Bizim çağrımız şudur: “İlk önce kendi halkıyla diyalog kurmanın bir yolunu bulmalı. Kendi halkıyla barış yapmadıkça, kendi halkının iradesini öne çıkarmadıkça, kendi halkının hayat hakkına saygı göstermedikçe bizim için diyalog kapılarını açmanın bir anlamı olmaz. Kendi halkının iradesine saygı duyduğu gün bizim kapımız açık olur.”
