Türk Ermeni Diyalog Grubu'ndan ayrımcılığa karşı çağrı
İngilizce olarak yayınlanan basın bildirisinde şöyle dendi:
“Oakland, Kaliforniya: ‘Opening the Mountain’ [Dağı Açmak; OTM] Diyalog Grubu, 24 Temmuz 2020’de Krouzian-Zekarian-Vasbouragan (KZV) Ermeni Okulu’nun duvarlarına ırkçı grafitiler yazılarak yapılan nefret temelli vandalizmi kınıyor.”
Grubun kurucusu Ojig Yeretsian, “Bu saldırı bizleri derinden yaraladı. Her türlü şiddete ve ayrımcılığa karşı okulun ve toplum merkezinin yanındayız. Çifte salgın (ırkçı önyargılar ve COVID-19 pandemisi) karşısında, ortak insani değerler temelinde bir arada durmaya önem veriyoruz” diye konuştu.
Açıklama şöyle:
“Bu suçu işleyenleri tanımasak da, yanıt olarak diyalog öneriyoruz. Bu yol, nefretin üstesinden gelinmesine ve şiddetin tekrarlanmasının önlenmesine hizmet edebilir. Çatışma, Türklerin, Azerilerin ve Ermenilerin tarihinde ve aralarındaki ilişkilerde çok uzun bir süre boyunca yaralar açtı.
Dayanışma duygusuyla, KZV Ermeni Okulu ve San Francisco Körfez Bölgesi'ndeki Ermeni toplumunun yanında duruyoruz. OTM olarak, San Francisco Körfez Bölgesi’nin Ermeni, Azeri ve Türk sakinlerini, şiddet içermeyen bir iletişime ve diyaloğa çağırıyoruz. Daha fazla bilgi için [email protected] adresine e-posta gönderebilirsiniz.”
İnisiyatif kendisini şu sözlerle tanıtıyor:
“OTM, San Francisco Körfez Bölgesi'ndeki Ermeniler ve Türklerin yer aldığı bir ‘oturma odası’ diyalog grubudur. Herhangi bir Türk veya Ermeni kuruluşunun parçası olmayan, herhangi bir devletle de ilişkisi bulunmayan grup, bir taban çalışması niteliği taşımaktadır. 2007 yılında kurulan grubun üyeleri ayda bir kez, birbirlerinin oturma odalarında ve şimdi sanal platformlarda toplanıyor. Kuruluşundan bu yana 90’dan fazla katılımcısı olan grupta şu anda yaklaşık 25 kişi yer alıyor. Sürekli diyalog, nefret mesajlarıyla dolu ana akım medyaya ve milliyetçi anlatılara karşı, alternatif bir model oluşturmaktadır. Üyeler birbirlerinin hikâyelerini, bir samimiyet ve güven ortamında, açık fikirlilik ve açık yüreklilikle dinlemektedirler. Bu süreç, nesilden nesle aktarılan çatışmanın ve soykırımın açtığı yaraların anlaşılmasını teşvik eder ve bunları kabul eder. Etnik gruplar arasında nesillerdir devam eden şiddet döngüsünün, şiddet içermeyen iletişim ve diyalogla kırılabileceğine inanıyoruz.”
