TEOG krizi sürüyor, MEB adım atmıyor
UYGAR GÜLTEKİN
[email protected]
Temel Öğretimden Orta Öğretime Geçiş Sınavı’nın (TEOG) yarattığı tartışmalar sürüyor. Geçen yıl yapılan sınavda sorulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları gayrimüslim öğrenciler için olumsuz bir durum yaratmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu konuda halen bir çözüm üretmedi. Sınavın yarattığı sorunları inceleyen Kamu Denetçiliği Kurumu, 2 Kasım 2014 tarihli kararında, uygulamanın gayrimüslim öğrenciler için dezavantaj yarattığını ve değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Ancak bu yıl yapılacak olan sınavda, geçen yıldan farklı bir uygulama yapılıp yapılmayacağı henüz bilinmiyor. Kısa süre önce yayımlanan yeni kılavuzda da duruma açıklık getirilmiyor.
Geçen yıl kriz çıkmıştı
Geçen yıl yapılan sınavda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi sınavından muaf olan öğrenciler için MEB ‘muaf’ yerine ‘girmedi’ şeklinde bir kodlama yaptı. Bu kodlama nedeniyle öğrenciler sınava girmemiş kabul edilip, sıfır almış gibi işlem gördüler ve 33’ten fazla puan kaybettiler.
Azınlık okullarının MEB ile yaptığı görüşmeler sonucunda öğrencilerin notları düzeltildi ve kendi okullarında gördükleri Din Kültürü dersinden aldıkları sınav sonuçlarının sisteme girilmesine izin verildi. Azınlık okullarında okumayan ve din dersinden muaf olan öğrencilerin sorunları ise çözülemedi. MEB, sınavın ardından herhangi bir yönetmelik değişikliği de yapmadı.
Kamu Denetçiliği Kurumu: ‘Öğrenciler dezavantajlı’
Sorunla ilgili olarak, Yahudi okullarında okuyan öğrenciler, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuruda bulunmuştu. Bilirkişi incelemesi yaptıran kurum, din dersinden muaf olan öğrencilerin puanlarının hesaplanmasında ‘aleyhte sonuçlar’ doğduğuna karar verdi. Kurum, bu durumun BM Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti. Kurum, incelemelerinin ardından, MEB’e şu tavsiyede bulundu: ‘Katsayıların sınava girecek tüm öğrenciler için aynı olması; soru sayılarının ders saatlerine uygun olması; testleri cevaplama sürelerinin her öğrenci için aynı olması ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi testinden muaf olanlar için, farklı alanlardan denk/eş değer sorular hazırlanması’ gibi uygulamaların bir sonraki sınav uygulamasında matematiksel eşitsizliği ortadan kaldırabileceği kanaati ve sonucuna varılmıştır.”
Yeni sınav muamması sürüyor
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, geçen ay, TEOG sınavında, Hıristiyan ve Musevi öğrencilere “kendi din derslerinden sorular” sorulacağını açıklamıştı. Bu yılın ilk TEOG sınavı 28-29 Kasım tarihinde yapılacak. Yahudi okulları, sonuç almayı başardıkları son girişimlerinin ardından, din derslerinin müfredatını ve hazırladıkları soru bankasını Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderdi. Böylece, bu yılki sınavda, Musevi öğrencilere, kendi dinleriyle ilgili, Türkçe sorular yöneltilebilecek.
Ermenice soruda sorun
Ermeni okulları için ise sorun devam ediyor. Ermeni okullarında Din Kültürü dersi Ermenice olarak okutulduğu için, yöneticiler, Bakanlık’tan Ermenice soru hazırlanması izni istiyor. Bu başvuruya Bakanlık henüz yanıt vermedi.
Rum okullarındaki sorun ise çok daha büyük. Rum okullarında, Din Kültürü dersinin yanı sıra diğer dersler de Yunanca okutuluyor. Dolayısıyla, Rum okullarının yöneticileri, öğrencilerinin, sınavda, Fen ve Teknoloji, Matematik ve Din sorularından tamamen muaf tutulmasını istiyorlar.
‘Taleplerimizi yazılı olarak ileteceğiz’
Nurhan Palakoğlu (VADİP Eğitim Komisyonu Başkanı):
“Önceki yıllarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde yaşadığımız problemi, Milli Eğitim Bakanlığı’na sözlü olarak iletmiştik. Ancak henüz herhangi bir yanıt alamadık. Sınav sorularının Ermenice olarak sorulması ve Bakanlığa soruların Türkçeye çevrilmiş hallerinin gönderilmesi için, önümüzdeki günlerde çalışmalara başlayacağız. Bu kez taleplerimizi Milli Eğitim Bakanlığı’na yazılı olarak da ileteceğiz.”
‘Yeni kılavuzda azınlık okulları yok’
Elda Karagözyan (Pangalı Mıhitaryan Okulu Müdürü):
“Bu yıl yayımlanan kılavuzda azınlık okullarıyla ilgili bir madde yok. Önceki yıllarda çektiğimiz sıkıntı halen çözülemedi. Geçen yıl Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi sınavlarını okulda yapıp, alınan sonuçları sisteme girdik. Bu yıl için ise, Bakanlık, bizden Musevi cemaatinin yaptığı gibi bir yönerge hazırlayıp yazılı olarak bildirmemizi istedi.”
