Surlarına sığmayan şehir: Diyarbakır

Diyarbakır Surları UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmeye aday. Ama Diyarbakır’ın gözü sadece geçmişte değil, aynı zamanda gelecek güzel günlerde. 1924’te Türkiye’nin ekonomik olarak en büyük üçüncü ili olan, ancak 2000’lerde 60’ıncı sıralara kadar düşen Diyarbakır son yıllarda yakaladığı rüzgârla geleceğe umutla bakıyor, daha doğrusu bakmak istiyor.

Başkan Osman Baydemir’in dediği gibi Diyarbakır gelecek 10 yıl içinde Ortadoğu’nun en büyük ticaret üssü olmaya hazırlanıyor. Uluslar arası hava trafiğine açılmasıyla birlikte bir saatlik uçuşla Ortadoğu’nun her yerine Diyarbakır’dan ulaşılabilecek. Suriye ve Irak’ın yeniden inşasında da Diyarbakır bir merkez üssü haline gelecek. Tabii tüm bunların gerçekleşmesinin bir şartı var.

Öncelikle 30 yıllık çatışma süreci, kalıcı ve onurlu bir barışla sonuçlanmalı. Buna paralel olarak Diyarbakır’ın yıllardır görmezden gelinen altyapı sorunları çözüm yoluna girecek. İşte o zaman 10 yıl sonrasını Başkan Baydemir’in öngördüğü gibi hayal etmek hiç de zor değil. Agos olarak bu kritik kavşakta Diyarbakır’a ve Diyarbakırlılara ayna tutmak istedik.

Diyarbakır’a tutmaya çalıştığımız aynada bu ülkenin çok bilinen ama az söylenen bir gerçeğini bir kez daha gördük: Türkiye’den barışa ve refaha giden yol Diyarbakır’dan geçiyor. Barış ve refah kimsenin bu şehre bahşedeceği bir lütuf değil. Sadece bu ülkenin değil, Ortadoğu’nun nabzı da surlarına sığmayan bu şehirde atıyor.

Sayfayı büyütmek için fotoğrafa tıklayın