‘Sürgün yollarına düşmektense ölmeyi istedim’
LORA BAYTAR
Türkiye sınırına 3 kilometre yakınlığındaki Ermeni kasabası Kesab, 21 Mart’ta muhalifler tarafından ele geçirilmiş ve halkın büyük çoğunluğu Lazkiye’ye gitmişti. Kesab’da kaldığı söylenen yaklaşık 50 kişiden Titizyan kardeşler, Kesab’ı ele geçirilenler tarafından Lazkiye’ye diye yola çıkarılmış, fakat Yayladağı sınırına bırakılmışlardı. 5 Nisan gecesi, Kesab’da kalanlardan 19’u daha, Türkiye’ye getirildi. Vakıflıköy’de misafir edilen 19 kişiden biri olan Anahid Aharonyan, günlerce Kesab yakınlarında bir köyde tutulduklarını anlattı.
Kilisenin haçı çıkarıldı
Ailesinin Antepli olduğunu ve 1915’te Halep’e ulaşmayı başardığını dile getiren Aharonyan, aslında Halep’te yaşıyor. Kesab’da yazlık evleri olduğunu söyleyen Aharonyan, 21 Mart’tan bu yana kasabada yaşadıklarını şöyle aktardı: “Kesab’da çatışmalar başladığında gidenler gitti, kalanları da alıp okul gibi bir yerde topladılar. Ben ve 91 yaşındaki amcam beş gün boyunca evimizde kaldık. Gelip evimizi dağıtıp gidiyorlardı ama bizi görmediler. Beşinci gün buldular bizi ve diğerlerinin yanına götürdüler. Ermeniler ve Sünniler vardı orada. Hepimiz yaşlıyız, yerlerde yattık, bize iyi baktılar, elimizden tutup kaldırıyorlar, yemek veriyorlardı. Onlara, ‘Bir kurşun sıkın ölelim’ dedim. 1915’teki gibi yollara düşmektense ölmeyi istedim. Ama ‘Biz sizi öldürmeyeceğiz’ dediler. 10 gün de orada kaldık, dün gece bizi buraya getirdiler. Buraya getirmeden önce Kesab’da kilisemize götürdüler bizi, son kez görelim diye. Hiçbir şey olmadığını göstermek istiyorlardı ama kilisenin haçı çıkarılmış ve piyanosu kırılmıştı.”
Muhaliflerin Ermenileri öldürmediğini belirten Aharonyan, “Alevi olsaydık bizi oracıkta keserlerdi. Şimdilik burada rahatım ama bir an önce Halep’e, çocuklarımın yanına gitmek istiyorum” dedi.
