Sevag cinayetinde komutan ihmali
SARKİS GÜREH
Geçen yıl 24 Nisan’da askerliğini yaptığı sırada öldürülen Sevag Balıkçı cinayetinde karakol komutanın ihmali olduğu ortaya çıktı. Karakolun rütbeli personelinden Jandarma Astsubay Çavuş Sadrettin Ersöz’ün, olayla ilgili yalan ifade verdiği ve ihmalini gizlemeye çalıştığı anlaşıldı. Ersöz hakkında hazırlanan iddianame Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne ulaştı. Karakolun bir diğer rütbeli personeli olan ve görevi ihmal ettiği iddia edilen Kıdemli Başçavuş Kenan Üzyetici hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Ersöz’ün ihmali, Sevag Balıkçı cinayetinin planlı bir şekilde işlendiği şüphelerini güçlendirdi.
Karakol sorumlularına ilişkin hazırlanan iddianameye göre, geçen yıl 24 Nisan’da Başçavuş Kenan Üzyetici, Er Abdullah Irmak’a yeterli sayıda asker alarak astsubay Sadrettin Ersöz ile birlikte karakol çevresindeki tel örgülerin onarılması emrini verdi. Er Irmak, çalışacak askerleri belirledikten sonra Astsubay Ersöz’e, “Komutanım, ben tel örgü faaliyeti için askerleri hazırladım, ben öğlene kadar GKK değişimi olduğunda gelemeyeceğim, arkadaşlarımın başında er Kıvanç Ağaoğlu’nu gönderiyorum” dedi. Bunun üzerine Ersöz, “Tamam onlar gitsin, biz de öğleden sonra gideriz” karşılığını verdi. Tel örgü onarım faaliyetine gidenler arasında olan Sevag, çalışma sırasında Kıvanç Ağaoğlu tarafından vurularak öldürüldü.
İddianameye yansıyan bilgilere göre, ifadesine başvurulan Sadrettin Ersöz, savunmasında, olay günü tel örgü faaliyeti olduğunu bilmediğini söyledi. Ancak, şüphelilerden Üzyetici’nin “Ben Sadrettin Ersöz’ü askerlerin başında durması için görevlendirdim” şeklindeki ifadesi ve tanıklardan Özay Kula’nın, “Olay günü karakol dışarısında Sadrettin Ersöz görevliydi” şeklindeki ifadeleri Ersöz’ü yalanladı. İddianamede Ersöz’ün savunmasına itibar edilmemesi gerektiği belirtildi.
İddianamede Ersöz’ün tel örgü işinde çalışan askerleri denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği kaydedilerek, ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak suçundan bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi.
