Rektörden 2015 için ilginç teklif
EMRE ERTANİ
[email protected]
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Ermenilerin karşısında 1915’te hiçbir şey olmamış diyen bir Dışişleri Bakanı yok. Ben yaşananlara soykırım demem ama herkesin kendi tercihi. Bu konuda yeni dil geliştirmemiz lazım” açıklamalarından sonra Çanakkale Üniversitesi Rektörü Prof. Sedat Laçiner de yeni bil dilin kurulması gerektiğini 2015’in bunun için önemli bir başlangıç olacağını söyledi. Laçiner, Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın Çanakkale’deki Şehitler Abidesi’ni, Türkiye’den de Cumhurbaşkanı ya da Başbakan’ın Soykırım Anıtı’nı ziyaret etmesinin ilişkilerin önünü açacağını belirtiyor.
2015 yılının enteresan bir tarih olduğunu belirten Sedat Laçiner, gazetemize yaptığı açıklamada “Çanakkale Savaşı ve Ermeni meselesi boyutu ile bakıldığında 2015 yılı enteresan bir tarih. Bir yanda Çanakkale Savaşı’nın, bir yandan da 1915’ün yüzüncü yılı. Avustralyalılarla, savaşmamış olmamıza rağmen birlikte anma töreni yapabiliyoruz. Çanakkale’ye işgal için gelip savaşmış olmalarına rağmen Çanakkale’ye özel bir anlam atfediyorlar. Ermeni meselesi ile ilgili olarak da böyle sonuçlar çıkarmak lazım, 2015 yılında iki tarafın da istifade edebileceği dersler çıkarması lazım” dedi. Yaşanan acı olayları herkesin kabul etmesi gerektiğine dikkat çeken Laçiner, yaşanan olayların çok kötü olduğunu herkesin bunu kabul ettiğini belirterek geçen yıl şöyle bir öneride bulunduğunu söyledi: “Fakat Türkler de Ermeniler de kendi içlerinde bir günah keçisi yaratarak yaşananları kabul ediyorlar. Bu sorgulama değil, suçlama şekli. Ortak bir acı var ve bunun tekrar yaşanmaması için, bir arada yaşayabilme sonucunun çıkarılması lazım. Çanakkale’nin bu anlamda doğru bir başlangıç olabilir. Ermenistan Cumhurbaşkanı 18 Mart 2015’te Çanakkale’ye gelip şehitliğe çiçek bırakabilir. Biliyorsunuz Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybeden Ermeni şehitlerimiz de var. Ermenistan Cumhurbaşkanı, Türklerin I. Dünya Savaşı’nda yaşadığı acıları anladığını ifade edebilir. 24 Nisan’da da Türkiye’nin cumhurbaşkanı veya başbakanı da Ermenistan’daki Soykırım Anıtı’na gidip çiçek bırakabilir, ‘Soykırım demesek de sizin acılarınızı paylaşıyoruz’ denilir. Türkler için Çanakkale çok önemli, Türk toplumuna doğrudan ulaşabilmenin en doğru yolu Çanakkale’den geçiyor. Bunu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, o dönemde Başbakan Yardımcısı olan Cemil Çiçek’e ilettim.” 2015 yılının Türklerle Ermenilerin yan yana fotoğraf verebildiği ve geleceği konuşabildikleri bir yıl olmalı gerektine işaret eden Laçiner, böyle bir hamle yapılırsa protokollerden çok daha önemli olabileceğini ve siyasi ilişkilerin de önünü açılabileceğini kaydetti.
‘Soykırım Anıtı, ziyaret edilirse bir tabu yıkılmış olur’
Ermeniler açısından Soykırım Anıtı’nın ziyaret edilmesinin çok önemsendiğini vurgulayan Laçiner, “Eğer bu gerçekleşirse bir tabu yıkılmış olur. Anıt’taki deftere acıların paylaşıldığı yazılarak Ermenistan halkına da mesaj verilebilir. Soykırım kelimesine kilitlenmek akıllıca bir tutum değil” dedi. Laçiner, 1915’te kaç kişi öldü tartışmalarının doğru olmadığını şu sözlerle ifade etti: “Sonuç olarak insanlar öldü mü öldü? Bir buçuk milyon mu, 500 bin mi bunu tartışmak doğru değil, kaldı ki bir insanın ölmesi bile büyük bir trajedi.” 2015 yılında Ermeni Diasporası ve Türkiye içinde de Ermeni-Türk inatlaşması olarak yükseltmek isteyen gruplar olabileceğine dikkat çeken Laçiner, “Türk tarafında da bunu yapan radikal milliyetçiler olacak. Bunu dengelemek lazım, bu tür ziyaretler olursa bunlar da engellenmiş olur. Dengeleme kelimesini ben Türk’ü Ermeni’ye, Ermeni’yi Türk’e dengeleme olarak kullanmıyorum. Ermeniler bir tarafta Türkler bir tarafta olarak görülmemeli. Meseleye milliyetçi, rövanşist bakanlar ile bir arada yaşamanın zorunluluğundan bakan, geçmişte yaşananların tekrar etmemesi için uğraşan insanlar var” dedi.
AK Parti ve Başbakan bu konuyu çözebilecek en iyi hükümet olduğunu söyleyen Laçiner, Başbakan’ın 1915 olaylarında Osmanlı’nın hatalarını kabul ettiğini fakat sadece soykırım demediğini dile getirerek şöyle devam etti: “Başbakan, Ermenistan’la iyi ilişkiler kurmak istiyor. Geçmişte çok fazla görmediğimiz bir Başbakan tipolojisi var ve maliyetleri de göze alıyor. Diaspora’daki bazı kesimler sürekli saldırı pozisyonunda olduğu zaman savunma yapılan bir pozisyona geçiliyor. Sizin savunmanız şiddettini, aldığınız saldırının şiddeti de belirler. Karşı tarafın haklı veya haksız olmasından ziyade budur belirleyici olan. Bu bu dozda devam ederse Türkiye’de bir savunmanın üretileceğini düşünüyorum ki zaten üretiliyor ve bu uluslararası hale geliyor. Azerbaycan da bu tavılar sertleştikçe petrolden kazandığı dolarlar sayesinde diasporasına yatırım yapıyor.”
