"Diyalogla Türkiye’de sessiz bir devrim gerçekleşiyor"
CİHAN - El Ruha Otel’de gerçekleşen toplantıya İl Müftüsü ve bölgenin tanınan mollaları da katıldı. Televizyon sahipleri ve ildeki yazarların yer aldığı panelde Kürt sorunu ve devam eden barış süreci ile ilgili düşünceler dile getirildi. Karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde gerçekleşen toplantıda farklılıkların zenginlik kabul edilmesi vurgusu yapıldı. Bazı inanç temsilcileri bölgede inançlarına dair eserlerin yok edildiğini ileri sürerken, Şanlıurfalı yazar Sabri Dişli, panelde ayağa kalkarak Ermeni ve Süryani temsilcilerinden özür diledi. “Size ait bir mezar taşınızı bile gösteremiyoruz” diyen yazar Dişli, bunun mahcubiyeti içerisinde olduğunu vurguladı.
Panelde konuşan Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan’ın yardımcısı Episkopos Sahak Maşalyan, GYV’nin çalışmalarını övdü. Geçmişten ders çıkarılması gerektiğini aktaran Maşalyan, gelinen noktada 'birbirimize saygı duymayı öğrenmemiz' gerektiğini ifade etti.
“Komşu rahatsızsa sen de rahat edemezsin.” diyen Maşalyan, “Acı da olsa bunu öğreniyoruz. Kürt açılımındaki bu gelişme bize ümit veriyor.” dedi.
Kültürlerarası Diyalog Platformu’nu insanların acı çekmeden birbirini anlamanın, birbirine saygı duymanın platformu olarak tanımlayan Maşalyan, “Bu tecrübeler teoride tanıdığımız insanları bize aynı sofrada da tanıma fırsatı veriyor. Benim önyargılarım kırılıyor bu tarz toplantılarla, bir gün bile benim düşüncelerimi değiştirdi. GYV Türkiye'de sessiz bir devrim gerçekleştiriyor. Barış, aynı sofrayı, platformu paylaşmayla, el sıkışmayla, göz göze utanmadan bakabilmeyle oluyor. Bunun yolunu pek çok tepkilere rağmen GYV başarmıştır” ifadelerini kullandı.
Türk Museviler Hahambaşlığı Müşaviri İzak Kolman ise Osmanlı döneminde hakimlik bile yaparken sonradan ötekileştirildiklerini kaydetti ve bunu diyalog eksikliğine bağladı. Kolman, “Önyargıyla yaşıyor ve yaşatılıyoruz ve birbirleri arasında bir ötekileştirme duvar oluşturuluyor. 1995’ten beri farlı din inanç mensuplarıyla bu diyalog başladı ve artık her şey daha iyi olacak, ben buna inanıyorum.”” sözlerini kaydetti.
Süryani Katolik Kilisesi Vakfı Başkanı Zeki Basatemir ise barışında olduğu kavganın da olduğu günlerde bu topraklarda birlikte yaşadıklarını ve kapılarının her zaman kardeşlerine açık olduğunu dile getirdi. Barış süreci ve bu diyalog faaliyetlerinden umutlu olduğunu aktaran Bestemir, Artık ötekileştirmenin bitmesi adına fazlasıyla umut taşıdıklarının altını çizdi.
“Süryaniler bize felsefeyi öğrettiler” diyen Şanlıurfa Müftüsü İhsan Açık ise Süryanileri ziyaret ettiğinde hep bu sebepten ötürü onlara teşekkür ettiğini anlattı. “Diyalog en iyi savaştan daha hayırlıdır” diyen Açık, sözlerine şöyle devam etti: “Şanlıurfa peygamberler açısında kültür açışından çok zengin bir kent yeter ki birbirimizi tanıyalım, anlayalım. Diyalog en iyi savaştan daha hayırlıdır. Biz diyalog yapacağız, biz komşu olacağız, biz birbirimizi anlayacağız, iş bizlerde bitiyor.”
Türkiye’de yüzde 73'lük kısmın Romanlarla komşu olmak istemediğini ileri süren Edirne Roman Derneği Başkan Yardımcısı Bahaddin Ulusoy da 'Hepimiz insanız, insan olmayı başarabilirsek gerisinin geleceğini düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte daha barışçıl bir süreç temenni ediyoruz. Eğitime çok önem veriyoruz, bu günlerin eğitim ile çözülebileceğini düşünmekteyiz.” ifadelerine yer verdi.
Osmanlıyı örnek gösterdi
Molla Sabri Yazar da platformdaki konuşmasında İslamiyetin birleştirici ve şefkat dini olduğunu vurguladı. İslamiyetin hep beraber, birlikte yaşamayı, başkaları karşı iyi davranmayı emrettiğini aktaran Yazar, Osmanlı’yı örnek gösterdi. Yazar, şunları söyledi: “Osmanlı döneminde olduğu gibi barış içinde yaşamaya gayret etmeliyiz. Bizlere düşen bizden sonra gelen insanlara karşı iyi davranmayı, birbirine karşı anlayışlı olmayı öğretmeliyiz.”
'Aleviler hala baskı altında'
Alevileri temsilen platforma katılan Şanlıurfa’nın Kısas Beldesi Belediye Başkanı Ali Eröz ise Alevilerin hala çeşitli baskılara maruz kaldığını ileri sürdü. Mevcut hükümet döneminde 7 çalıştayın yapıldığını hatırlatan Eröz, bir arpa boyu ilerlemenin katedilemediğini öne sürdü. “Ben başkasının inancına saygı gösterdiğim gibi başkasından da aynı saygıyı beklerim” diyen Eröz, Alevilerin camide ibadet yapmaya zorlandığını ve cemevlerinin önünün açılmadığını dile getirdi.
