Osman Kavala tahliye edildiği soruşturmadan tutuklandı
18 Şubat'ta gerçekleşen Gezi Davası'nın son duruşmasında iki yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Osman Kavala ve tüm sanıklar beraat etmiş, Kavala için de tahliye kararı çıkmıştı. Yüzlerce kişi Kavala'nın tahliyesini beklerken Başsavcılık 15 Temmuz ile ilgili bir soruşturma gerekçesiyle Kavala için gözaltı kararı verdi.
Dün akşam saatlerinde Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Kavala sorgusunun ardından savcılık sorgusu için bugün akşam saatlerinde Çağlayan Adliyesi'ne getirildi. Ancak savcılık Kavala'nın ifadesini almadan tutuklama talebiyle doğrudan Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevketti. Kavala mahkeme tarafından kısa süren bir sorgudan sonra tutuklandı.
CHP milletvekili avukat Sezgin Tanrıkulu, Kavala'nın adliyeye sevki üzerine Twitter'dan yaptığı açıklamada "İnanılmaz... Osman Kavala 1 Kasım 2017 tarihinde sorgulandığı, tutuklandığı daha sonra tahliye edildiği aynı soruşturma dosyası üzerinden aynı savcı tarafından ve aynı iddialarla tutuklanmak istemi ile sulh ceza hekimliğine savcı tarafından ifadesi alınmadan sevk edildi." dedi.
Sulh Ceza Hakimliğinin kararına göre Osman Kavala’nın yeniden tutuklanmasının gerekçesi 15 Temmuz darbe teşebbüsünün “karar sürecine katılmış olabileceğine dair kuvvetli suç şüphesi” olması.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi Davası'ndaki beraat kararını eleştiren açıklamalarının ardından HSK (Hakimler ve Savcılar Kurulu) beraat kararı veren hakimler için soruşturma izni verdi.
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada aklanan Osman Kavala'nın bu kez 15 Temmuz'la ilgili bir soruşturmada gözaltına alınmasına dünyadan tepki geldi. Almanya Dışişleri Bakanlığı "Osman Kavala'nın tahliye kararının hemen ardından gözaltına alınması bizi dehşete düşürdü" açıklaması yaptı.
AB’den yapılan açıklamada da, “Yargı süreçleri, muhalif seslerin susturulmasına yönelik bir araç olarak kullanılamaz” dendi.
AB Sözcülüğü'nden akşam saatlerinde yapılan açıklamada "Osman Kavala’nın yeniden tutuklanmasına yönelik inandırıcı delil eksikliği ve gözaltı süresinin uzatılması, Türk yargısının inandırıcılığına daha da fazla zarar vermektedir. Bir aday ülke ve Avrupa Konseyi’nin eski bir üyesi olarak Türkiye’den beklenen, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesine koşulsuz saygı ve hukuki süreç başta olmak üzere en yüksek demokratik standart ve pratikleri uygulamasıdır. Bunlar hem Türk vatandaşları için, hem de tarafsız ve bağımsız bir Türk yargısının garanti edilmesi için kritik önem arz etmektedir." ifadelerine yer verildi.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği de, Osman Kavala örneğinde yaşanan çelişkilere dikkat çekerek Türk yargısını siyasal müdahaleler karşısında dik durmaya ve yargı bağımsızlığına sahip çıkmaya çağırdı
