Orta sahada sanatsal karşılaşmalar

İstanbul merkezli bağımsız güncel sanat projesi SPOT’un, sanatsal ve kültürel üretimleri desteklemek amacıyla oluşturduğu, SPOT Üretim Fonu’nun desteğiyle üretilen yapıtlar ve yayınlar, iki yılda bir düzenlenen ‘Domates Biber Patlıcan’ sergilerinde sanat izleyicisiyle buluşuyor. Bu sergi ve etkinlikler dizisinin üçüncüsü, 21 Nisan - 28 Mayıs arasında yapılacak. 

Sekiz farklı mekâna yayılacak olan organizasyon kapsamında, 28 Mayıs’a kadar, İstiklal Caddesi üzerinde bulunan tarihi Elhamra Han’da, Ah! Kosmos, Çiçek Kahraman, Eda Gecikmez, Sena Başöz, Torna (Charlie Coffey, İrem Günaydın ve Merve Kaptan ile), Ünal Bostancı ve Yaprak Kırdök’ün yeni üretimleri sergilenecek. Adahan-1 Galeri’de ise İnci Eviner ve Maria Papadimitrou’nun kişisel sergileri var. Bilsar Arka Bina’da yer alacak küratöryal projelerde, Daniela Castro küratörlüğünde David Foster Wallace, Dora Longo Bahia, Ricardo Castro, Karim Ainouz ile Tortoise’in ve Özkan Cangüven küratörlüğünde Burak Ata’nın yapıtları görülebilecek. Tüm bunların yanı sıra, 21-27 Nisan arasında Alt Sanat Mekanı, Aynalıgeçit, Colonie Yan Bina, Kenter Tiyatrosu ve KoçPera’da yapılacak sunum, tur, performans ve film gösterimleriyle, güncel sanat takipçilerini dolu dolu bir hafta bekliyor.

SPOT’un direktörü ve küratörü Zeynep Öz, bu yıl çok sayıda etkinliği bir araya getiren, festival niteliğindeki organizasyonun ‘üretim’i temel aldığını söylüyor: “Bu sene, SPOT Üretim Fonu’yla çok sayıda ve çeşitli türlerde işler üretildi. Çalışmaların hepsi, ‘Ne üretmeliyiz, ne tür kültürel söylemleri ve kimlikleri öne çıkarmalıyız?’ sorularından yola çıkıyor. Ve bizim için bunların cevabını hangi formatları kullanarak aradığımızın çok önemi yok.”

SPOT’un öncelikli amacı, sanatsal ve kültürel üretimlerin bağımsızlığını desteklemek olsa da, bu yıl projeye, SPOT Üretim Fonu’yla yapılanların yanı sıra, kavramsal çerçeveyi belirginleştirip güçlendirecek referans işler de girmiş. Bu çalışmalar için sponsorlar bulunmuş. Yeni üretilen işlerle, halihazırda var olup projeye dahil edilenler arasında diyaloglar oluşturulması hedeflenmiş.

Bir düşünme aracı olarak futbol

‘Domates Biber Patlıcan’ dizisinin üçüncü edisyonu ‘Tipik Bir Orta Saha Mücadelesi Şeklinde Geçen Karşılaşma’ başlığını taşıyor. Vasat ilerleyen, seyir zevki düşük futbol mücadeleleri için kullanılan bu ifade, projede bir düşünme aracı olarak ele alınmış. Bu futbol metaforuyla, bireyler arasındaki etkileşime ve fiziksel temaslara, birbirine eklenen bu temasların yarattığı toplumsal dalgalara dikkat çekiliyor. Böylece, toplum olarak içine düştüğümüz çıkmazlara, kargaşalara, çözümsüzlüklere gönderme yapılıyor. Öz, “Bu fikri, sanatçılarla, yazarlarla, düşünürlerle, bu projeye üretimiyle katkıda bulunan herkesle konuşurken bir top fırlatmak için kullandık. Her şey buradan başlıyor” diyor. Ardından, tek bir konu ya da tema dayatıp, sanatçıları bunun üzerine iş üretmeye yönlendirmenin, sonra da ortaya çıkan işlerden bir sergi kurgulamanın etkili olacağına inanmadığını ekliyor. Sonuçta ortaya birbirinden farklı üretimler çıksa da, hepsi birbirine toplumsal hareketlenmeler ve bireyler arasındaki etkileşimlerle bağlanıyor.

Küratöryal söylemde deneysel olmayı önemsediğini belirten Öz, “Bu sene çok ilginç işler olduğunu düşünüyorum ama ortaya çıkan işten çok, işlerin insanlar arasında başlattığı diyaloglar önemli. Sonuçta üretime başladığımızda bilinmeyene doğru yola çıkmış oluyoruz. Her zaman güzel bir yere varamayabiliriz. Ancak önemli olan, yine de oraya gitme riskini göze almak. Ve bence, proje kapsamında üretilen çoğu iş bunu yapıyor” diyor.

Konuşmaları kaçırmayın!

Proje kapsamında yer alan farklı üretimlerin birbirini nasıl takip ettiğini, haftasonu programından örneklerle açıklıyor Öz: “23 Nisan Cumartesi günü Ali Taptık’ın düzenlediği, Kenter Tiyatrosu önünden başlayıp Osmanbey semtindeki tekstilcileri dolaşan bir yürüyüş yapılacak. Ardından Alt’ta T’ai Smith, Marcel Duchamp’ın işlerinde incelediği seri üretimi hazır giyim üzerinden okuyan bir konuşma yapacak. Sonra Suna Kafadar aynı mekândaki konuşmasında, ekonomik düzeni farklı bir bakış açısıyla ele alacak. Güne, 18.00’de başlayacak film gösterimleri ve Blitz Theater’ın 20.30’da Kenter Tiyatrosu’nda sahneleyeceği performansla devam edeceğiz. Sunum ve konuşmaları takip eden izleyicinin işler arasındaki bağlantıları ve ortak temaları keşfedeceğine inanıyorum.”

Sergiler 28 Mayıs’a kadar devam edecek; film gösterimleri ise 21-27 Nisan arasında her gün, 18.00 ila 20.00 arasında yapılacak. Performanslar,
gösterimlerin ardından, 20.30’da başlıyor.

Gün boyu yapılacak sunumlar ve diğer etkinliklerle ilgili organizasyon programına göz atmak için tıklayın. 

Programdan 

* 22 Nisan Cuma günü 18.00’de, Aynalıgeçit’te, Ali Farkhonde ve Volkan Ergen’in SPOT Üretim Fonu’nun desteğiyle çektikleri filmleri gösterilecek. 23 Nisan Cumartesi aynı saatte, FOL Sinema Topluluğu küratörlüğünde hazırlanan, Martine Rousset’nin ‘İstanbul’ ve Anouk de Clercq’in ‘Şey’ adlı filmlerinin yer aldığı ‘Zeminde Zeval’ adlı gösterim programı, Alt Sanat Mekânı’nda başlayacak. Roy Dib küratörlüğünde bir araya getirilen üç kısa film ise 25 Nisan Pazartesi günü 18.00’de Aynalıgeçit’te izleyiciyle buluşacak. Dib’in seçkisindeki Mahdi Fleifel imzalı ‘Ecnebi’ adlı kısa belgeselde, 2010’da Lübnan’daki bir mülteci kampından kaçıp Suriye ve Türkiye üzerinden Yunanistan’a ulaşan Pakistanlı göçmenlerin hikâyesi anlatılıyor. 

* Sena Başöz ve Yasemin Özcan, 25 Nisan Pazartesi günü 20.30’da KoçPera’da yapacakları performansta, sanatla iyileşmenin mümkün olup olmadığını sorguluyor. 

* Süreyyya Evren’in proje kapsamında ürettiği yeni yayın ‘Özgürlüğün Şantajı: Preker Hayat ve Depresif Sanat’ 28 Mayıs’a kadar Elhamra Han’da görülebilecek. 

* Ahmad Ghossein, Rasha Salti ile birlikte yazdığı bir metne dayanan ‘Vantrilok Gelip Benimle Konuştuğu Zaman’ başlıklı sunum performansında, Hizbullah’ın güney Lübnan’daki rolü üzerinden din ve politika ilişkisini sorguluyor. Etkinlik, 26 Nisan Salı 17.00’de Aynalıgeçit’te.

* Çiçek Kahraman’ın Elhamra Han’da sergilenecek olan ‘2ileri1geri’ başlıklı video çalışması, dövüşen Yeşilçam karakterlerinin görüntülerinden kesitlerle kurgulanmış. Bu videodan yola çıkılarak üretilen dans performansında, Kahraman’a Çıplak Ayaklar Kumpanyası eşlik edecek. 

* Charlie Coffey, İrem Günaydın ve Merve Kaptan’dan oluşan Torna grubu, sergiye ‘İşleyiş’ başlıklı, kelimelerden ibaret bir yerleştirmeyle katılıyor. 

* Burak Ata, Özkan Cangüven küratörlüğünde hazırlanan ‘Kahramanlar, Bedenler ve Harabeler’ başlıklı sergisinde, Rönesans dönemini ve zanaatkârlarını referans alarak, günümüz sanatını ve sanat eğitimini sorguluyor.