'Nefret Söylemi ve Ayrımcılık Konferansı' başlıyor
Hrant Dink Vakfı, konferansı Friedrich Naumann Vakfı ve İsveç Dışişleri Bakanlığı desteğiyle düzenliyor. Konferans, 11-12 Aralık 2020’de çevrimiçi yani internet üzerinden yapılacak. Sivil toplum temsilcilerinin, akademisyenlerin, hukukçuların, meslek örgütlerinin, medya çalışanlarının ve gazetecilerin bir araya geleceği konferansta, yeni akademik çalışmalara ve sahada mücadele yöntemlerine ortak bir tartışma zemini açılması hedefleniyor
Tüm dünyada kutuplaşmanın ve nefret söyleminin arttığı bir dönemde, konferansa hem Türkiye hem de yurt dışından söylem, medya, ayrımcılık, ırkçılık, toplumsal cinsiyet, mülteciler, azınlıklar ve insan hakları alanında faaliyetler yürüten uzmanlar ve akademisyenler katılacak. İki gün sürecek konferansta ayrımcılığın siyasi ve toplumsal boyutlarına dair kavramsal tartışmalardan İstanbul Sözleşmesi’ne, eğitimde yaşanan ayrımcılık örneklerinden pandemi döneminde sosyal medyada yer alan nefret söylemine dek pek çok konu başlığı ele alınacak.
Hrant Dink Vakfı’ndan yapılana açıklamada “İki gün sürecek olan konferansta birbirinden değerli akademisyen ve uzmanlarla konuşmak, birlikte düşünmek ve sorularınızı sormak; tanışma etkinliği ve HDV mutfak atölyesi gibi çevrimiçi yan etkinliklerimize katılmak için kayıt yaptırabilirsiniz” dendi. Konferansa katılmak isteyenler vakfın sitesinden kayıt yaptırabilir.
Kayıt yaptıran katılımcılarla etkinliğin Zoom linki ve yan etkinlikler için detaylı bilgiler e-posta yoluyla paylaşılacak. Konferans boyunca Türkçe ve İngilizce dillerinde eş zamanlı çeviri ve işaret dili tercümesi olacak.
Konferansın Bilim Kurulu’nda Mutlu Binark, Aiden White, Kenan Çayır, Kenneth Stern, Ruth Wodak, Melek Göregenli, Ayşe Kadıoğlu gibi isimler yer alıyor. Konferansın programına şu adresten ulaşılabilir.
Bilim Kurulu üyelerinden mesajlar
Bilim Kurulu’ndan Ruth Wodak, “Kutuplaşmış bir dünyada nefret söylemi ve ayrımcılığın sistematik ve detaylı biçimde çalışılması her zamankinden daha anlamlı hale geldi. Mücadele ile dolu, küresel çapta büyük ve yerel sorunları olan bir dünya. Bu nedenle karmaşık gelişmeleri anlamalı ve daha iyi bir gelecek için yeni tahayyülleri, vizyonları tartışmalıyız” dedi.
Konferansın Bilim Kurulu üyelerinden Mutlu Binark da “Özellikle COVİD-19 pandemisi sürecinde Çinlilere, göçmenlere, Suriyelilere, yaşlılara, LGBTİ bireylere yönelik olarak sosyal medya platformlarında üretilen her türlü ayrımcı ve dilsel pratikler, içinde bulunduğumuz ruh haline ve iklime işaret ediyor. Bu nedenle gündelik yaşamda zihin yapımızı bu şekilde inşa eden kurumsal yapılar, ayrımcılık ve nefret söylemine karşı mücadelenin asıl alanıdır” dedi.
Yine konferansın Bilim Kurulu üyelerinden Aiden White, “Amerika’daki seçimlere yansıyan kutuplaştırıcı siyaset ve Avrupa’da gelişigüzel yaşanan terörist şiddetin geri dönüşü, devam eden nefret ve hoşgörüsüzlüğün yarattığı tehdidin belirtileridir. Bu gibi zamanlarda insan hakları savunucuları, gazeteciler, akademisyenler ve toplum liderleri, ifade özgürlüğünü ve demokratik çoğulculuğu savunmaktan vazgeçmemelidir. Bu konferans da bu yolların nasıl keşfedileceğine imkan sağlayacak” mesajını paylaştı.
