Nalbandyan'dan Davutoğlu'na tepki
3 Mart'ta Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan, Ermenistan başkenti Yerevan'da bulunan ‘Yerevan Devlet Üniversitesi'ni (YDÜ) ziyaret edip, üniversitenin Bilimsel Konsey toplantısına katıldı. Toplantıda Edward Nalbandyan'a YDÜ'nün Onursal Profesörü unvanı verildi.
YDÜ Rektörü Aram Simonyan, ‘Nalbandyan'ı yürüttüğü toplumsal ve siyasi faaliyetlerden, bilim alanındaki başarılarından ve YDÜ ile uzun vadeli verimli işbirliğinden dolayı bu Onursal Profesör diplomasına layık gördüğünü’ açıkladı.
Dışişleri Bakanı Nalbandyan toplantıda yaptığı konuşmanın ardından, konsey üyelerinin ve öğrencilerin sorularını cevapladı.
Nalbanyan’a sorulan sorular arasında Başbakan Davutoğlu’nun geçtiğimiz HDP’yi eleştirmek için söylediği ''Ermeni çeteler gibi Rusya'yla işbirliği yapıyorlar'' açıklaması da vardı. Açıklamayı nasıl değerlendirdiği sorusuna cevaben Nalbandyan Davutoğlu'nun açıklamasını eleştirdi. Dışişleri Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde de yayımlanan açıklama şöyle:
''Türkiye Başbakanı, Ermeni Soykırımı hakkındaki önce hipotezinin, yani ‘Savaş vardı, Ermenilerle yaşananlar savaş koşullarında oldu’ söyleminin kurgu olduğunu açık bir şekilde dile getirmiş oldu. Ermenilerin Ruslarla işbirliği yaptığını dile getirerek Ankara, Ermeni Soykırımı’nın kasıtlı ve planlı olarak yapıldığını alenen ilan etmiş oldu. Ve bugün, Kürtler benzer bir tehditle karşı karşıyalar. Bu açıklama uluslararası topluma, Kürtlere karşı neler yapılabileceğini gösteren ciddi bir uyarıdır.”
“İnsanlığa karşı işlenmiş suçların tarihinin çok benzer tarafları var. Onlardan biri kurbanı karalamak, onu hain ve değersiz olarak etiketlemek. Onlara yapılan baskılar ve işlenen cinayetler, cellatların hastalıklı hayalinde haklı kılınıyor.”
''Sorumluluk öncelikle Rusların bize karşı çıkmak için kışkırttığı Ermenilere düşüyor'' Bunlar Türkiye Başbakanı'nın sözleri, fakat 21. yüzyılın başındaki Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun sözleri değil; 20. yüzyılın başında başbakan olan Ermeni Soykırımı’nın mimarlarından Talat Paşa'nın sözleri. Yüz yıl içinde Türkiye yönetici elitinde çok bir şey değişmediği aşikar.''
