Maritsa Küçük davasında Adli Tıp, DNA bulamıyor
2012 yılında Samatya’da evinde uğradığı saldırıda öldürülen Maritsa Küçük’le (85) ilgili cinayet davasına devam edildi. Mahkeme önceki duruşmada Küçük’ün evinde bulunan ve üzerinde kan lekelerine rastlanan örtünün kriminal incelemeye alınmasını istemişti. Mahkeme, Emniyet ve Jandarma kriminal laboratuvarlarından gelen, incelemenin DNA profili gönderilmesi halinde yapılabileceği yönündeki yanıtı üzerine başvurduğu Adli Tıp Kurumu da, elinde DNA profil arşivi olmadığını bildirdi.
13 Mayıs Çarşamba günü İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya, tutuklu sanık Murat Nazaryan ile Küçük ailesinin avukatı Eren Keskin katıldı.
Mahkeme Başkanı Erol Ceylan, Adli Tıp Kurumu’nun, maktulün bedensel ve ruhsal olarak kendini savunacak durumda olup olmadığına dair yazısının mahkemeye ulaştığını açıkladı. Yazıda “Maritsa Küçük’ün yaşı, ağırlığı ve boyu göz önüne alınarak, beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda” olduğu kaydedildi.
Başkan Ceylan, Küçük’ün evinde yapılan araştırmada bulunan bez parçasında ortaya çıkan, sanık Murat Nazaryan dışındaki bir erkeğe ait DNA profilinin tespit edilmesi için Emniyet ve Jandarma kriminal laboratuvarlarına gönderilen yazıya gelen cevapta, DNA örneğinin gönderilmesi halinde incelemenin yapılabileceğinin belirtildiğini aktardı. Ceylan, aynı konuda Adli Tıp Kurumu’ndan mahkemeye gönderilen yazıda ise ellerinde DNA profili arşivi bulunmadığından inceleme yapılamayacağının bildirildiğini söyledi.
Keskin: ‘Yeniden araştırma yapılsın’
Duruşmada söz alan, Küçük ailesinin avukatı Eren Keskin, “Adli Tıp Kurumu’nda faili meçhul cinayetlerin aydınlanması için DNA arşivinin bulunmaması büyük bir eksiklik” dedi. Keskin, evde bulunan örtüde bulunan ve sanık Nazaryan dışında bir erkek şahsa olduğu belirtilen kan örneklerinin yeniden araştırılmasını istedi.
Mahkeme heyeti, avukatların taleplerini kabul ederek, DNA örneğinin inceleme için yeniden emniyet ve jandarma kriminal laboratuvarına gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, Nazaryan’ın tutukluluk halinin de devamına hükmetti.
