Malatya tarihiyle birlikte imajını da restore ediyor
Malatya Valiliği, Hrant Dink'in doğduğu evin de bulunduğu Çavuşoğlu Mahallesi'ndeki Ermeni Taşhoran Kilisesi ile merkeze bağlı Venk köyündeki Venk Kilisesi'nin restorasyonu için girişimlere başladı. Mahallede bulunan 250 yıllık Taşhoran Kilisesi ve Venk Kilisesi için hazırlanan restorasyon projesi tamamlanarak, Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun onayına sunuldu.
Malatya Valisi Ulvi Saran, kentin tarihi ve kültürel dokusunun korunmasına özel önem verdiklerini belirtti. Çavuşoğlu Mahallesi'ndeki Taşhoran Kilisesi ile merkeze bağlı Venk köyündeki Venk Kilisesi'nin restorasyonu için girişimler başlatıldığını ifade eden Saran, bir yılı aşkın süredir yürütülen çalışmalar neticesinde kiliselerin yenileme projelerinin tamamlanarak, Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun onayına sunulduğunu anlattı.
Malatya'nın birçok farklı uygarlığın merkezi ve binlerce yıllık kültürel mirasın sahibi olduğunu bildiren Vali Saran, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Malatya Valiliği olarak kentin tarihi ve kültürel dokusunun korunmasına özel önem veriyoruz. Tarihi değer taşıyan mekanların özgün yapısını değiştirmeden yeniden düzenlemek suretiyle mekan-insan münasebetini güçlendirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Bu düşüncelerin ışığında Malatya'daki tarihi mekanların bir bölümünün aslına uygun olarak restorasyonunu gerçekleştirdik. Bir bölümünün ise restorasyon çalışmaları devam ediyor. Çavuşoğlu mahallesinde bulunan Taşhoron Kilisesi ve il merkezine bağlı Venk köyü içerisinde yer alan Venk Kilisesi büyük oranda ayakta olan yapılardır. Bir yıllık çalışma sonucunda Valiliğe bağlı Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu (KUDEB) tarafından röleve, yeniden tasarımlama ve restorasyon projeleri yaptırılan yapıların Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun onayı ile kış aylarının geçmesinin ardından restorasyonuna başlayacağız.'
Malatya'dan çatlak sesler
Basının mezarlıkla ilgili haber yapmasını, 'mezarlıktan canlı yayın yapacak kadar işi ileri boyuta taşımak' ve 'oynanan büyük bir oyun' olarak niteleyen Bağımsız Belediye Meclis Üyesi Mehmet Moran, 'olayın iç yüzünün aslında imar yolsuzluğu' olduğunu iddia eden Moran 'Şifahen inşaat için izin aldığını iddia eden bazı insanlar yasalara ve mevzuatlara uymadan kendilerince bir bina inşa etmek istemişler. Onların yaptığı bu usulsüzlün örnekleri daha önce malum olduğu üzere Caferi kardeşlerimizin yaptırdığı camii inşaatında da yaşandı. Orda da aynı yol izlendi. Ben aylardır Malatya'da yapılmakta olan imar yolsuzlukları dile getiren bağımsız bir meclis üyesi olduğum halde bu son olayın bazı odaklarca planlanarak Başkan Çakır'ı linç etme kampanyasına dönüştüğünü görüyorum. Dini ihtiyaçlarını gidermeye çalışan masum bir girişim gibi gösterilmeye çalışılan durum tamamıyla ülke üzerinde hesabı olanların ekmeğine yağ sürmeye yönelik gayretlerin bir parçasıdır. Herhangi bir dayanağı, ruhsatı ya da izni olmayan bu binanın inşaatı kaçak yapılaşma niyetinde olanlara kötü bir örnek teşkil edeceğinden tedbir alınması şarttı. Ancak yapılan yıkım zamanlama ve metot itibariyle Malatya'nın imajını zedelediğinden daha temkinli davranılabilirdi. Konu kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra inşaat sahipleri ile görüşülüp yıkım yapılsaydı art niyetli odaklara propaganda malzemesi verilmeyecekti' diyerek devam etti.
Meclis Üyesi Mehmet Moran olayların daha fazla büyümesinin kimseye yarar sağlamayacağını ifade ederek, 'Sayın başkan zaten yapılanın yanlış olduğunu ve üzüntü duyduklarını söyleyerek kimseyi incitmek gibi bir amaçlarının olmadığını belirtti. En kısa zamanda bu yanlışın telafisi için taahhütte bulundu. Bu sözlerden sonra artık olayı kaşıyarak kamuoyunu boş yere meşgul etmek kimseye yarar sağlamaz aksine ülkemizi uluslar arası platformlarda zor duruma düşürmek isteyenlerin kötü emellerine hizmet eder' iddiasında bulundu.
