Kurtuluş'ta darp
ÖZGE ATASEL
[email protected]
“Farklı olana tahammül edememe”nin bitmez tükenmez örneklerinden biriyle geçtiğimiz günlerde Kurtuluş’ta tekrar yüzleştik. Oyun yazarı olan Can Merdan Doğan 25 Temmuz’da bir arkadaşını ziyarete Kurtuluş’a gitti. Sabah 5 civarlarında arkadaşının evinden ayrılan Doğan, her zaman alışveriş yaptığı marketde çalışanlara selam verdi ve yürümeye başladı. Daha sonra olanları “İki genç, yirmili yaşlarının başında, arkamdan gelip bana saldırdılar. Biri kemerle yüzüme vurdu, diğeri emaneti çıkar diye bağırıyordu. Bıçak çıkaracaklardı sanırım. Benden daha kısa olanına saldırdım ben, kovalamaya çalıştım onu. Diğeriyle baş edemedim. Arabanın üzerine çıktı, soda şişesini yüzüme fırlatmaya kalktı, düşünün ne kadar öfke ve şiddetle dolu olduğunu.” diye anlatıyor Doğan. Yardım istemek için önüne atladığı çiftin, ilerideki esnafların, taksicilerin yardım etmediğini, “Niye yardım etmediniz?” serzenişine “İmdat diye bağırmadın” demelerini içi burkularak anlatıyor. Can Doğan yardım istediği insanlardan biri küfrederek onu göndermeye çalışınca “Sen nasıl bir insansın” diye bağırdığını söylüyor ve ekliyor “Hiç yardım etmıyorlar, o an birinin omuzunuza dokunması bile yetecek, insanı bu çok acıtıyor.” Yarım saat gecikmeyle gelen polisler “Gasp olmadığı için karakola başvurmayın gerek yok” derken Doğan esnafın tanıdıkları halde saldırganları tanımıyormuş gibi yaptıklarını iddia ediyor ve “Marketin oraya tekrar gittik. Oradakiler tanımıyoruz dedi. Tanıyorlar, arkadaşları... Yani esnaf 'şiddete' yataklık yapıyor. Bu çok önemli” diye ekliyor. Can Merdan Doğan daha sonra arkadaşlarının yardımları ile darp raporu aldı ve savcılığa başvurdu. “Bu durum başka arkadaşlarımızın başına da geldi. Bu duyarsızlık korkunç. Olay esnasında önemli bir söz geçti. Taksicilerden biri, bence o sivil polisti, bana sen çapulcusun, ben AKP'li dedi. Bakakaldım. Sen her türlü değersiz diyor yani. Ölsen umurumda olmaz diyor.” diyen Doğan, “Bu olay biraz farklı giyinen, tırnak içinde 'onlardan olmayan' herhangi birinin de başına gelebilirdi” diyor ve yaşadığımız dünyanın vehametini bir kez daha ortaya koyuyor.
