Kevokeke din hate kuştin*
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır Sur’da, Dört Ayaklı Minare’nin önünde yapılan basın açıklamasının hemen ardından oluşan kargaşa ortamında, ensesine sıkılan bir kurşunla katledildi. Tahir Elçi, 1990’lardaki yargısız infaz, faili meçhuller ve köy yakma davalarında mağdurların avukatlığını üstlenmişti. Elçi, Hrant Dink cinayeti davasında çıkan ilk kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından İstanbul’da görülen duruşmalara da katılmıştı.
Bir televizyon kanalında söylediği sözler, Elçi’yi Hrant Dink’e benzer bir şekilde hedef haline getirdi. Üzerinden günler geçmesine ve onca görüntüye rağmen, cinayet etrafındaki sis dağılmış değil. Tahir Elçi’yi, onu yakından tanıyan Meral Danış Beştaş, Mehmet Emin Aktar, Sezgin Tanrıkulu, Ferhat Encü, Şebnem Korur Fincancı, Orhan Gazi Ertekin, Orhan Kemal Cengiz, Emma Sinclair Webb, Emel Kurma, Özlem Dalkıran, Nalan Erkem ve Ara Sarafian yazdılar.
Mehmet Emin Aktar: Hepimizi ensemizden vurdular
Meral Danış Beştaş: Hakikatleri dile getirmenin gücüne inanıyordu
Ferhat Encü: Onun bıraktığı yerden
Şebnem Korur Fincancı: Tahir’in gözlerindeki gerçeğin ışığı
Sezgin Tanrıkulu: Hak savunucuları geleneğinin çocuğu
Ara Sarafian: Cesur ve kibardı
Orhan Gazi Ertekin: Postmodern bir cinayetin anatomisi
Emel Kurma: Devam edeceğiz, seni yad ederek
Emma Sinclair Webb: Sıcak bir Diyarbakır gecesi ve Tahir
Nalan Erkem: Kürtlerin Hrant’ı
