Karabağ'da diplomatik çabalar
Azerbaycan, sabah saatlerinde yaptığı açıklamada ülkede "anayasal düzeni yeniden sağlamak amacıyla" Karabağ'da bir "terörle mücadele" operasyonu başlattığını öne sürdü.
Karabağ'da 7 bini aşkın kişinin tahliye edildiği bildiriliyor.
Azerbaycan saldırının Karabağ hükümeti kendini feshedene ve tüm birlikler teslim olana kadar süreceğini açıkladı.
Azerbaycan ordusu akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, Dağlık Karabağ operasyonunda 60'tan fazla Ermeni mevzisini ele geçirdiklerini bildirdi.
Ermenistan’ın başkenti Yerevan'da hükümete tepki gösterileri düzenleniyor.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, hükümeti etkisiz kalmakla suçlayanların “darbe” çağrısı yaptığını da söyledi.
Ülkede muhalefet Paşinyan’ı Karabağ konusunda zayıf kalmakla suçluyor.
Paşinyan ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Azerbaycan, Artsakh (Karabağ) halkını etnik temizliğe maruz bırakmak için kara operasyonu başlattı. Rus barış güçleri harekete geçmeli, ikinci olarak da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi harekete geçmeli.” dedi.
Ermenistan Savunma Bakanlığı Karabağ'da kendilerine ait "herhangi bir askeri birliğin" bulunmadığını bildirdi.
BM Güvenlik Konseyi'nin 21 Eylül'de acil olarak toplanması bekleniyor.
Azerbaycan'ın saldırısı uluslararası alanda tepki yarattı.
AB'den gelen Azerbaycan'a yönelik "askeri eylemlere son verme" çağrısının ardından ABD Dışişleri Bakanı Blinken şu açıklamayı yaptı:
"Azerbaycan'ın kabul edilemez askeri eylemleri Dağlık Karabağ'daki insani durumu kötüleştirme riski taşıyor. Düşmanlığa son verme ve doğrudan diyalog çağrısında bulunuyoruz.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamada, Bakü'nün "toprak bütünlüğünü korumaya yönelik attığı adımları destekliyoruz" dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, Bakü’nün “kendi egemen toprakları üzerinde gerekli gördüğü tedbirleri almak durumunda kaldığı” kaydedildi.
Dışişleri açıklamasının son paragrafı iki tarafı da masaya çağırıyor:
“Azerbaycan ile Ermenistan arasında bugüne kadar titizlikle yürütülen kapsamlı görüşme sürecinin sonuç odaklı olarak devamının sağlanmasının, bölgede barış, güvenlik, refah ve kalıcı istikrarın tesisi için yegâne yol olduğuna inanıyoruz.”
