Kahve ve polisiye: Keyifli ikili
VARTAN ESTUKYAN
[email protected]
Kendimi bildim bileli –ki bu çok uzun bir süre değil-, kuzey ülkelerine ve kuzeylilere dair ayrı bir sevgi besliyorum. Yalnız olmadığımı da biliyorum. Öyle ki, her şeyi bırakıp, pılı pırtı toplayarak İzlanda’ya, yahut Danimarka, Norveç’e gitmek isteyenler olarak bir gün bir kahve içsek, bulunduğumuz kafenin cirosu tavan yapacak, hiç şüphesiz.
Sanat dallarında Kuzeylilerin -Büyük Britanyalılarla birlikte- ‘üstün' olduklarını kabul etmişimdir hep. Sizi bilmem elbet, fakat şu fani dünyada benim için bu böyle... Gerek görsel, gerek müzikal anlamda geçerli... Edebiyatları da göz gezdirmeye değer. Asıl meramım, Kuzey Avrupa’nın güzide iki ülkesi İsveç ve Danimarka’nın yapımını ortaklaşa üstlendikleri bir diziyi sizlere tanıtmak: Bron/Broen. Türkçesi ‘Köprü’ olan dizinin türü, polisiye... cnbc-e için son derece uygun bir diziyken, çok değerli televizyoncularımız, bu diziyi yayınlamayı uygun bulmamışlar. Zaten O Ses Türkiye dururken kimse bu diziyi izlemez. Mümkünse izlemesin de zaten, ne kadar az insan bilse, o kadar iyi...
Broen, şimdilik iki sezonla karşımızda... Her biri, birer saatten 10 bölüm... Ama dizide durduğu gibi durmuyor, su gibi akıp geçiyor o 10 saat. Özellikle hafta sonunu evde oturarak geçirenler için Broen, biçilmiş kaftan.
Henüz ilk bölümünden sizi bir gerilimin içine iten dizi, politik konular da içererek toplumsal mesaj vermeyi de esirgemiyor. Canım kuzeyliler! Yeri geldiğinde Avrupa’da hızla yükselen merkez-sağ partilerin göçmen politikalarını dolaylı yoldan eleştiren sahneler yer alıyor, yeri geldiğinde de tüm dünyanın sorunu olan küreselleşmeyi. Dizi, ismini, İsveç-Danimarka sınırını birbirine bağlayan Öresund Köprüsü’nden alıyor. Broen’in başrollerini Malmö Emniyeti’nden Saga Norén ve Kopenhag Emniyeti’nden Martin Rohde paylaşıyor. Şimdiden uyarayım, Saga yüzünden kuzeylilere olan sevginizi azaltmayın, n’olur.
Ülkemizin en fantastik dizisi, hepimizin bildiği üzere Arka Sokaklar. Rıza Baba öncülüğünde çözemedikleri tek bir dava, bulamadıkları tek bir katil yok. Bu, bize, Arka Sokaklar’ın bir dizi olduğunu bas bas bağırıyor. Ancak sizi temin ederim ki Broen’de işler hiç de öyle değil. Sürpriz üstüne sürpriz yaşayacaksınız. Bir de diziyi izledikten sonra Saga yüzünden size sorulan her soruya bir süre ‘Ao’ şeklinde cevap verebilirsiniz.
Diziyi ayrı kılan bir diğer özellik ise, alışılageldiği gibi İngilizce olmaması. Ağırlıklı olarak İsveççenin konuşulduğu diziye zaman zaman Danca da karışıyor. Aradaki farkı anlamayacaksınız zaten, o yüzden iyisi mi siz dili boş verin, bir an önce kendinizi izlemeye verin.
Diziyi izlerken kahvenizi unutmayın.
Hepinize keyifli seyirler!
Önemli not: Broen’i iki hafta içerisinde bitirmeme vesile olan dizi-mag ekibine, özellikle de altyazılarını çeviren Begüm Özdemir arkadaşa teşekkürü bir borç bilirim.
