İmamoğlu ve Özel'den Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın tutuklanmasına tepki
Ekrem İmamoğlu'nun 27 Ocak'taki basın toplantısında bahsettiği CHP ile ilgili dosyalarda görev yapan bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesi kaydının yayınlandığı gerekçesiyle gözaltına alınan Halk TV gazetecileri Serhan Asker ve Seda Selek adli kontrolle serbest bırakıldı. Barış Pehlivan ile Halk TV yöneticileri Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş ise savcılığın tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklanırken, Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz adli kontrolle serbest bırakıldı.
Sosyal medya hesabından yayın yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Kimsenin endişesi olmasın. Millet büyüktür. Bu aziz milletin çocukları için her alanda mücadeleye devam edeceğim. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!" dedi.
İmamoğlu'nun video ile paylaştığı açıklamasında şunları söyledi:
"Kötülük duvarının kilit taşını yerinden söktük. O duvar oyun kuranların üzerine devrildi. Masum gazetecilere jet hızıyla gözaltılar yapıldı. belli ki panikleri büyüktü. Ne yazık ki Gazeteci sayın Suat Toktaş tutuklanmıştır. Geçmiş olsun Türk basını, geçmiş olsun Halk TV'ye...
Bilirkişi ise bilinmez büyük bir koruma altında. Sen ne yaptın diye hiçbir yetkiliden soran yok. Bu olay, şu yaşanan hukuksuzluk, garabet bir gazeteci için tutuklama gerektiren suçsa; buradan milletimize hatırlatmak isterim.
31 mart 2019 seçimlerinin hemen öncesinde Ekrem İmamoğlu seçim kaybetsin diye devletimizin kırmızı bültenle aradığı bölücü bir terörist, hem de devletin ve milletin vergileriyle çalışan kanalı olan TRT'ye çıkarılmıştı hatırlayın. Benim aleyhime rakibimin lehine demeç verdirildi. TRT'de bu şahsı konuşturanların başına hiçbir şey geldi mi? Gelmedi.
Kimin yaptığını bile bulamadılar. Garabetin dik alası işte budur."
"İktidar, kendinden olmayan herkese açıkça düşman hukuku uyguluyor. Son olarak Sayın Suat Toktaş’ı gazetecilik yaptığı için tutuklamak sadece basın özgürlüğüne değil, halkın haber alma hakkına da açık bir saldırıdır. Bu hukuksuzluk, sadece gazetecileri değil, tüm toplumu cezalandırma girişimidir, özgür basını sindirme planının bir parçasıdır. Ancak ne biz sineceğiz ne de halkın gerçekleri öğrenme hakkını savunanlar bu baskılara boyun eğecek. İktidar Türkiye’yi hukukun katledilişine, adaletin yok sayılmasına, keyfi tutuklamalara alıştırmaya çalışıyor. Ama bu demokrasi dışı uygulamalara alışmayacağız, bu karanlık düzeni ifşa edeceğiz ve direneceğiz. Demokrasiyi, özgürlüğü ve adaleti savunan herkes, bu karanlığa karşı omuz omuza mücadele edecek. Bu düzeni değiştirmek için, hukuk devleti için, özgür bir toplum için Tek çare değişimdir! Tek çare sandıktır! Herkes bilsin ki: Biz susmayacağız, Türkiye susmayacak!"
