İhsan Eliaçık: ''Kürtajın yasak olduğuna dair açık bir ayet yoktur''
İhsan Eliaçık, Diyanet İşleri'nin kürtaj açıklamaları karşısında, 'İslam’da içtihat özgürlüğü ve zenginliği vardır' dedi ve Başbakan'ın açıklaması üzerine kurumun da görüş bildirmesiyle ilgili olarak 'İnsanlara sanki bu konuda tek bir görüş varmış gibi, üstelik de “sultanın” direktifi doğrultusunda dini görüş dayatmak kesinlikle tasvip edilemez' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın kürtaj açıklamasının ardından, tartışmaya Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de katıldı. Diyanet İşleri'nin kurumsal tutumunu hatırlatan Görmez, gebeliği önlemenin İslam tarafından kabul edildiğini ancak kürtajın 'haram ve cinayet' olduğunu öne sürdü. Görmez'in bu sözleriyle ilgili olarak Eliaçık, İslam'da tek bir görüş varmış gibi 'kürtaj haramdır' diye kestirip atmak doğru değildir' yorumunda bulundu.
Diyanet İşleri Başkanı'nın kadının 'Benim bedenim' demeye hakkı olmadığını; 'Bedenimiz ve hayatımız bize mülkiyet olarak değil, emanet olarak verilmiştir' sözleriyle dile getirmesi üzerine İhsan Eliaçık, 'Kürtaj söz konusu olunca bedenin mülkiyetinden bahsedenler neden hadsiz hesapsız servetler yığılırken mülkün Allah’a ait olduğunu akıllarına getirmiyorlar' sorusuyla karşılık verdi.
İhsan Eliaçık'ın İslam'da kürtajla ilgili yorumları:
'Kürtajı yasaklayan ayet yoktur'
İslam’da kürtaj meselesi doğum kontrolü kapsamında değerlendirilir. Doğum kontrolü ise çeşitli biçimleriyle tartışılmıştır. Kürtajın yasak olduğuna dair açık bir ayet yoktur. Mezheplerde birbirinden farklı değişik görüşler vardır.
Bazılarına göre 40 gün, diğer bazılarına göre de 120 güne (4 ay) kadar aldırılabilir. Çünkü bu süreye kadar cenin, vücut organları oluşmadığı için henüz insan olmamıştır. Nitekim Hz. Ali, Mu’minun Suresinin 12-15 ayetlerinin açıklaması mahiyetinde “Bu yedi devre (120 gün) geçtiği halde cenine müdahale ‘ve’d (çocuğu diri diri gömme) olur” der. Buradan 120 güne kadar kürtajın caiz olduğu görüşü çıkar. Haram olan bundan sonrasıdır.
''Kürtaj haramdır' diye kestirip atmak doğru değildir'
İslam’da zaten doğum kontrolü vardır. “Azl” (rahime spermin gitmesine engel olmak) bütün yönleriyle üstelik sahabeler zamanında tartışılmış ve birçok sahabe bunu uygulamıştır. Fıkıh kitapları bu konuda çok zengin bir tartışma görüş zenginliğine sahiptir.
Durum buyken sanki bu konuda İslam’da tek bir görüş varmış gibi “Kürtaj haramdır” diye kestirip atmak doğru değildir. Üstelik bunu “Sultan”ın konuşmasından sonra ve onun “buyruğuna” dini kılıf bulurcasına yapmak siyasi mülahazaların etkisiyle dini görüş açıklamak manasına gelir. Kamuoyunu kürtaj tartışmalarıyla meşgul edip neyin götürüldüğüne bakılırsa bu tartışmanın neden köpürtüldüğü anlaşılabilir.
'İslam'da Allah'ın mülkü sadece beden değildir'
İslam’da mülkiyete konu olamayacak şey sadece insan bedeni değildir. Toprak, su, ateş, madenler, arsalar vs. hepsi Allah’ın mülküdür ve kişilere ait olamaz.
Kürtaj söz konusu olunca bedenin mülkiyetinden bahsedenler neden hadsiz hesapsız servetler yığılırken mülkün Allah’a ait olduğunu akıllarına getirmiyorlar.
İçtihat özgürlüğü
İslam’da içtihat özgürlüğü ve zenginliği vardır. İslam’ın kilisesi olmadığı gibi, din adamları sınıfı da yoktur. İnsanlara sanki bu konuda tek bir görüş varmış gibi, üstelik de “sultanın” direktifi doğrultusunda dini görüş dayatmak kesinlikle tasvip edilemez.
(vE)
