Ekim geldi mi İstanbul’a “Film” gelir…

SERDA SEMERCİ

İlk defa geçen yıl İstanbul sınırlarını aşarak 3 farklı şehirde gösterim yapan festival bu yıl toplam 5 şehirde olacak. Bu yıl, dünyanın hemen her yerinden hemen her türde 40 filmin gösterileceği festival mekânları ise şöyle: İstanbul’da Atlas, Beyoğlu ve Nişantaşı City’s. İstanbul haricinde ise Bursa’da Korupark, İzmir’de Karaca, Ankara’da Büyülü Fener ve Kızılay, Diyarbakır’da Avrupa ve Gaziantep’de Sinepar Nakıp Ali sinemaları. Ayrıca Batman ve Van’da da filmekimi kapsamında festivalle eşzamanlı olarak ücretsiz gösterimler yapılacak.

Sonbahar gelince şehirli izleyici için de sinema devri başlar. Bu yıl bu devre iyi bir giriş olacak gibi gözüküyor Filmekimi sayesinde.

Şimdi isterseniz festivalde öne çıkan bazı filmler üzerine kısa kısa değinelim. Malum bu sonbaharla birlikte kendinize bir sinefil diyecekseniz filmekimi’ne gitmeden olmaz!

W.E. (Yönetmen:  Madonna)

Madonna'nın son sinema çalışması, aralarında 60 yıl olan iki aşk hikâyesini aynı anda anlatarak geçmişle geleceği özenle birlikte işliyor. Madonna'nın senaryosunu da yazdığı filmde bir yandan Wally'nin yasak aşkına şahit olunurken bir yandan da İngiliz hanedanını karıştıran bu tarihi skandal izlenecek.

The Angel’s Share / Meleklerin Payı (Yönetmen:  Ken Loach)

Kendine has üslubu, keskin politik dili, insani yaklaşımı ile kurt bir sinema emekçisi ve sert bir muhalif olan İngiliz yönetmenin son filmi.  “The Angel’s Share / Meleklerin Payı” 2012 Cannes Jüri Özel ödülüne değer görüldü. 

Marley (Yönetmen:  Kevin Macdonald)

Jamaika’lı müzik adamı ve siyasal aktivist Bob Marley’in hayat öyküsü. Daha önce benzer filmler yapılmıştı fakat şahsen ben hiçbirini izlemedim. “Marley” bu Jamaika’lı benzersiz müzik adamı hakkında izleyeceğim ilk film, sinemasal yönünden ziyade izleyeceğim ilk Bob Marley belgeseli olması sebebiyle programıma ilk bunu dâhil ettim.

No / Hayır (Yönetmen:  Pablo Larraín)

Siyaset, reklam, propaganda ve bir diktatörlük rejiminin son yılları. Kuru propaganda’nın ötesine geçebilen, ideolojik tuzaklara düşmeyen ve kısır söylemlerden kendini kurtarabilmiş politik bir film. Filmin 2012 Cannes Sanat-Sinema ödülü almış olduğunu da ekleyelim.

Aşk / Amour (Yönetmen:  Michael Haneke)

Michael Haneke hemen hemen her filmi ile olay yaratan, felsefe, psikoloji ve sahne sanatları eğitimi almış çağımızın en tartışmalı aynı zamanda en yetenekli yönetmenlerinden biri. Sinemasal anlamda filmleri klişelerin ve alışılmışın dışında. Film yaşlılık, sevgi ve aşk konularını irdeleyen bir dram. 2012 Cannes Altın Palmiye ve 2012 FIBRESCI büyük ödülüne değer görüldü.

Pieta / Acı (Yönetmen:  Kim Ki-Duk)

“Pieta / Acı” Güney Kore’li yönetmen Kim-Ki Duk’un Venedik film festivalinde övgüler alan son filmi. Filmlerinde derdini kendine özgü dili ile kendi penceresinden anlatan Kim-Ki Duk, “Pieta / Acı” filmi ile bize insani bir melodramı kendi penceresinden sunacak gibi.

Bunlar dışında festivaldeki diğer filmleri http://filmekimi.iksv.org/tr/index.asp adresindeki program çizelgesinden inceleyebilirsiniz.