Diyarbakır- Mardin arasındaki arazide yangın: 15 kişi hayatını kaybetti
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre elektrik tellerinden çıkan kıvılcımların sebep olduğu belirtilen yangın, Diyarbakır'ın Çınar ilçesindeki Köksalan Mahallesi'nde ve rüzgârın şiddetiyle Yazçiçeği, Bağrık ve Ağaçsever mahallelerini etkileyerek Mardin'in Mazıdağı ilçesi Yücebağ, Şenyuva ve Yetkinler mahalleleri istikametine doğru ilerledi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin olayın hemen ardından yaptığı açıklamaya göre yangında sekiz yurttaş hayatını kaybetti, 10'u ağır 44 kişi ise yangından etkilendi. Yüzlerce hayvan yanarak öldü ve bir o kadar hayvan da yaralandı.
Açıklamada şöyle dendi:
"Mardin Mazıdağı ile Diyarbakır Çınar ilçeleri arasında başlayan yangında 24 yurttaşımız yaralanmış, 8 yurttaşımız yaşamını yitirmiştir."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise birkaç saat sonra, Diyarbakır ve Mardin'deki yangında ölenlerin sayısının 11'e yükseldiğini açıkladı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ilerleyen saatlerde yaptığı açıklamada, "Diyarbakır ve Mardin’de, iki ilimizin yakın köy ve mahallelerinde meydana gelen yangın sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı maalesef 12’ye yükseldi. Olaydan 78 kişi etkilendi. Hastalarımızdan 5’inin tedavi ve takiplerine devam ediyoruz. 5’i de Diyarbakır’da tedavi gören hastalarımızdan 3’ü entübe durumda. Bu vesile ile bir kez daha, olayda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, hastalarımıza acil şifalar diliyorum" dedi.
Mezopotamya Ajansı 22 Haziran sabahı geçtiği haberde can kaybı sayısının 14'e yükseldiğini duyurdu. Can kaybı daha sonra 15 olarak açıklandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma başlattığını duyurdu.
Diyarbakır Valiliği ve Sağlık Bakanlığı yangını "anız yakması" olarak açıklarken, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, yangının çıkış nedenini tespit edemediklerini belirtti.Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ekoloji ve Tarım Komisyonu Eşsözcüsü Melis Tantan, yetkililerin hızla müdahale edildiği yönündeki açıklamalarını eleştirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hızlı müdahale gerçekleştirdikleri yönündeki açıklamasına değinen Tantan, "Yangın başladığı andan itibaren gece görüşlü helikopterin bölgeye gönderilmemesi kabul edilebilir bir şey değil. Yangın kısa sürede büyük bir alana yayıldı. Ve maalesef yapılan çağrılara sessiz kalındı. Bu tür durumlarda havadan müdahalenin erken yapılması yangının geniş alanlara yayılmasını engelleyebiliyor" ifadelerini kullandı.
Yangın alanına ilk ulaşanlardan olan DEM Parti Milletvekili Beritan Güneş ise, şu açıklamalarda bulurdu: "Yangın yeri dağlık alan olduğu için ambulans, itfaiye orada ateşin kontrol edemiyordu. O yüzden bizde çabucak bir şekilde helikopterin yangını kontrol etmesi için gelmesini istedik. Çok fazla yaralı olduğu için Sağlık Bakanlığı'yla da iletişime geçtik. Halktan da bilgi alıyorduk, ama köylerin yolları kapanmıştı. Polis ve asker yolu kapatmıştı. O yüzden ateşi söndürmek isteyenler de yangın yerine yetişemediler. Her alanda eksiklik olduğu için halk imkanı ateşi söndürmekte buldu. Ama o da köylülerin yaşamına neden oldu"Bu yangının çıkış nedeni için DEDAŞ'a bakılması gerektiğine dikkati çeken Güneş, "Bunun altını kazımak için belki 40 yıl önceye gitmek gerekiyor. Çünkü 40 yıldır bu topraklarda DEDAŞ diye bir sorun var. Her yaz geldiğinde, ekimler başladığında DEDAŞ sorunu başlıyor. Bu elektriğin kesilmesiyle oluyor. Elektrik kesildiği zaman su da kesiliyor. Halk da tepkisini dile getiriyor. Siz kime gidip sorsanız, çoğu aynı cevabı verir. Bu köyde her saat elektrik kesiliyor. Çünkü bu elektrik sistemi çok eski. 40 sene önce yapılmış. Direkleri tahtadan ya da telleri çok eski. DEDAŞ, elektriği kestiği zaman elektrikle oynuyor. Elektrikle oynanırsa zaten ateşle oynanır" diye konuştu.
