Dink Cinayeti: Fotoğraf çekilmesini Jandarma Komutanlığı istedi

18 Şubat’taki ilk duruşmada ilk olarak dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Adem Sağlam tanık olarak dinlendi. 
Bu tanıklıkta ağırlıklı olarak 2004 yılında Yasin Hayal tarafından gerçekleştirilen Trabzon Mc Donalds’s bombalaması üzerinde duruldu. Sağlam ifadesinde Erhan Tuncel’in Ekim 2004’teki McDonald’s bombalamasından tahliye olduktan sonra bir iki defa şubeye geldiğini ve selamlaştıklarını anlattı. Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu Yasin Hayal’in neden kendisine cezaevinden mektup yazdığını sordu. Sağlam, Hayal ile bir ilişkisi olmadığını ve bu mektup nedeniyle kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Hakan Bakırcıoğlu Adem Sağlam’a Erhan Tuncel’in, sorgusunda bulunduğunu öne sürdüğü kişileri sordu. Sağlam sorgulamaya katıldığını ancak isimleri hatırlamadığını söyledi. Sağlam, Bakırcıoğlu’nun sorusu üzerine “Şube müdürüm Yahya Öztürk’ün Yasin Hayal’i övücü ifadelerine ben tanık olmadım. Yasin Hayal’i emniyette gördüm. Bu kadar önemsediği değerlendirilen eylemden sonra Yasin’in telefonu neden izlenmemiş hatırlamıyorum” diye konuştu. 

Akyıldız’ın ifadesi 
Sağlam’ın sorgusunun ardından dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Ahmet Selim Akyıldız’ın ifadesine geçildi. SEGBİS aracılığıyla ifade veren Akyıldız, cinayetin ardından dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay ve İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ile birlikte İstanbul'a gittiklerini söyledi.

Hrant Dink’e yönelik ciddi bir eylem yapılacağına dair 11 ay önce Trabzon Emniyeti İstihbarat Dairesi tarafından yazılan ve İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderiler rapor bu duruşmada da gündeme geldi. Akyıldız, kendisine cinayetle ilgili istihbari bilginin cinayetten sonra yapılan 19-20-21 Ocak’taki toplantıda verilmediğini söyledi. 

Polisin barış yemeği
Hakan Bakırcıoğlu Hrant Dink Cinayeti sonrası 27 Mart’ta Ankara’da yapılan ve dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek de dahil olmak üzere önemli polis şeflerinin katıldığı bir toplantıya dair haberi okudu. Basının “Polisin barış yemeği” olarak haberleştirdiği ve “İstanbul Emniyeti ile İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon Emniyeti arasında başlayan kavgaya, başkentteki bir yemekte son verildi” cümlesiyle sunduğu toplantıyla ilgili Akyıldız’ın bilgisi olup olmadığını sordu. Akyıldız bu yemekle ilgili bilgisi olmadığını öne sürdü. 

Tutuklu sanıklardan Ramazan Akyürek “Hrant Dink’e yönelik eylem haberi, kimin yapacağı bilgisi bize geldi ve Ankara’ya yazdık” dedi ve yazılan yazıyı okudu. Yazının İstanbul’a şube müdürünün imzasıyla yollandığını söyleyen Akyürek, Akyıldız’a “Bu yazının önem derecesi nedir?” diye sordu.

Akyıldız ise kendisine bu yazıdan bahsedilmediğini söyledi: “Toplantıda bu yazıdan bahsedilmedi. Bunlar tamamen kurumsal iç yazışmalardır. Her halükarda, bir istihbarat elde edildiği zaman, şahsın öldürülmesine kadar beklenmemesi lazım. Operasyonun bir an önce yapılması lazım. İş ciddiyete binmiştir. Trabzon'un bu operasyonu başlatması gerekirdi. Bu benim şahsi düşüncem. İstihbarat şubede de öncelikle bu operasyonun açılması gerekir" dedi.

Samast ile çekilen fotoğraf
İkinci gün ise Ogün Samast’ı Samsun otogarında teslim alan dönemin Jandarma Komutanı  Serdar Yücel dinlendi. 

Yücel “Emniyette çekilen görüntüleri ertesi gün öğrendim. Ben bayraklı fotoğrafın çekildiği odada değildim. Basında çıkan fotoğraf bizim çektiklerimiz değildi. Fotoğraf ve kayıt çekilmesi emrini ben verdim” dedi.

Yücel, “Ben bayraklı fotoğraf çekin demedim. Personelin disiplinsizliği nedeniyle idari soruşturma başlattım. Müfettişler geldi 4 defa soruşturma yapıldı ve ilgili personel cezalandırıldı. Yakalamadan sonra görüntü alınmasını Jandarma Genel Komutanlığı istedi. Sanığın Emniyete götürülmesi emrini Cumhuriyet Başsavcısı ve Vali telefonla verdi. Yazılı değil.” diye konuştu. Yücel avukat Hakan Bakırcıoğlu’nun sorusu üzerine “20 Ocak günü beni arayan Ali Öz ile ne konuştuğumu hatırlamıyorum. Şahsın Trabzonlu olduğu ve ismi biliniyordu ama eşkali bilinmiyordu. Jandarma harekat merkezinden konuştuğum kişiyi hatırlamıyorum” dedi. 
İkinci gün Serdar Yücel’in sorgusu ile sona erdi. 20 Şubat Perşembe günü ise organize suç örgütü lideri olma suçlamasıyla yargılanan Kürşat Yılmaz’ın tanık olarak ifade vermesi bekleniyor. Yılmaz, Dink Cinayeti sonrası yaptığı açıklamalarda cinayetin ilk önce  kendisine teklif edildiğini ancak reddettiğini öne sürmüştü. 
Duruşma öncesinde açıklama yapan Hrant’ın Arkadaşları grubu ise bir kez daha adalet talebinin yineledi ve “Biz bitti demeden bu dava bitmez” açıklamasını yaptı.