Dink cinayeti davasında Zenit ve Mumcu'ya tahliye
Hrant Dink cinayetine ilişkin davada, tutuklu sanıklardan Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu'nun tahliyesine karar verildi. Tutuklu sanıkların reddi hakim talebi nedeniyle dava üst mahkemeye gönderildi. Bir sonraki duruşma 24-25-26 Mayıs tarihlerinde görülecek.
Bugün sabah saatlerinde başlayan Hrant Dink Cinayeti ana davasında Yılmaz Angın’ın yanı sıra Ali Fuat Yılmazer, Ömer Faruk Kartın, Hamdi Egbatan, Mehmet Akif Yılmaz ve Serkan Saşan da reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti başkanı, reddi hakim talebine geçmeden önce, tutuklu sanıkların tahliye taleplerini dinleme başladı.
Duruşmada dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Ercan Demir, Muhittin Zenit, Özkan Mumcu, Erhan Tuncel, Osman Hayal ve Yasin Hayal’in de aralarında bulunduğu bazı sanıklar hazır bulundu.
İl dışında bulunan dört sanık, duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Katil zanlısı Ogün Samast’ın mazeret sunarak katılmadığı duruşma sanık yoklaması ile başladı.
Davanın tutuksuz sanıklarından Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.
Tutuklu sanıklardan, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü komiserlerinden Özkan Mumcu, Trabzon İstihbarat Şube Amiri Ercan Demir ve Trabzon Emniyet’te görevli polis Muhittin Zenit’in tahliye talepleri dinlendi.
Zenit: "Devlet olarak göz göre göre adamın ölümüne göz yumduk"
“Dink cinayetini diğerlerinden ayıran tek fark, Dink'in öldürüleceğinin cinayetten 11 ay önce devlet kayıtlarına girmesidir” diyen Muhittin Zenit, cinayetin işleneceği yönünde ilgili makamlara bilgi verdiğini iddia etti.
Muhittin Zenit, Dink cinayetinden hemen sonra Erhan Tuncel’le yaptığı ve dava dosyasına giren telefon konuşmalarından bahsetti, “Düşündüğü çocuk neydi diyorum. Israrla bilgi almak istiyorum. İstihbarat taktik ve yöntemlerle bilgi almaya çalışıyorum. Devlet olarak göz yumduk. Telefon görüşmesini medyaya pazarlayan, kusurları örtmek için algı operasyonu yapanlar, devlet ahlakından yoksundur. Telefon kaydını gerçek, suçlular bulunmasın diye medyaya pazarladılar. Bu görüşmeleri sızdıranlar, dikkati bu yöne çektiler. Herkes buraya bakarken gerçek suçlular gitti. Devlet olarak göz göre göre bu adamın ölümüne göz yumduk. Benim vicdanım rahat. Yapmam gereken her şeyi yaptım" dedi.
Özkan Mumcu da, Dink cinayetiyle ilgili raporu İstanbul’a gönderdiklerini iddia etti, “Tehdit atmosferini oluşturan, 301’den yargılayan ben değilim” dedi.
Duruşma aranın ardından Ercan Demir’in tahliye talebine ilişkin savunmasıyla devam ediyor. Mahkeme Heyeti, reddi hakim talebini karara bağlayacak.
