Demirtaş: Cizre’deki cenazeleri sokaklara dağıtıyorlar
Partisinin grup toplantısında sokağa çıkma yasağının ve çatışmaların en şiddetli biçimde sürdüğü Cizre'de bir bodrum katında 7 kişinin hayatını kaybettiği, 21 kişinin yaralı olarak beklediği iddialarıyla ilgili konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, " HDP’liler gidip orada üst düzey PKK’lıları kaçırmaya çalışıyor diyorlar. Ahlaksız politikalarının karşılığında kirli propagandalarını kullanıyorlar. 20 gündür herkesin gözünün içine bakla baka katliam yapıyorlar” dedi. Demirtaş, “Kanaatimiz odur ki tüm insanları öldürdüler. Çünkü yaralı olduklarını kanıtlamıştık görüşmelerle, telefon kayıtlarını duyurduk. Toplu bir katliamı örtmek için gün be gün açıklıyorlar” diye konuştu.
Cizre’de toplu katliam yaptılar
Konuşmasında Cizre’de yaralıların bulunduğu bodrum katını ‘vahşet bodrumu’ olarak niteleyen Demirtaş, “Cizre’deki durum şudur; o bodrumun civarındaki birkaç binada toplam 70-90 kadar insan var. Çatışma yok, tankla topla atış var” dedi.
Hükümetin HDP’yi suçlayarak olayı geçiştirmek istediğini kaydeden Demirtaş, “Cizre’de toplu katliam yaptılar, açıklayamıyorlar. Cenazeleri sokaklara, yıkık evlere dağıtıyorlar. O cenazeler oradaymış gibi” diye konuştu. “Cizre’yi bombalayan IŞİD’çi anlayıştır” Demirtaş, “Türkiye Cizre’deki duruma inanmak istemiyor. Çünkü bu çağda hükümetin böyle vicdansız olabileceğine inanılmıyor. Ama durum bu” açıklamasında bulundu.
Cenazeleri sokaklara dağıtıyorlar
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın açıklamalarının satır başları şöyle:
“Cenazeleri sokaklara dağıtıyorlar. Toplu halde katlettiklerini evlere, sokaklara dağıtıyorlar. Şimdi bunun hazırlığı yapılıyor. Dün cenazeleri almaya giden cenaze belediye birimlerine ordu, ‘cenazeler hazır değil, gidin şimdi vermiyoruz’ demiş. Dünden beri cenazeleri de alamıyoruz. Karşımızda bunlardan anlayabilecek vicdanlı bir hükümet yok. Bizim çağrımız halkımızadır. Cizre’de yaşananların en büyüğü, en acısı değil. Çok daha büyük katliamlar yakın tarihte de yaşandı.”
Cizre Roboski gibi
Cizre, Roboski gibi, Suruç gibi Ankara gibi. Hükümet çılgınlık boyutuna erişmiş bir faşizm ve paranoya yaşıyor. Koltuğu kaybetme, iktidarı kaybetme korkusu yaşıyor. Zannediyorlar ki etrafları düşmanlarla çevrili. Yurt içinden, yurt dışından utanmazlarsa evrenden bütün kötü güçler, onların düşmanı. Onlar da Osmanlı'nın şanlı ruhuyla bizi koruduklarını zannediyorlar.
Daha ağırı için hazırlık yapıyorlar
İstanbul'a, İzmir'e, Trabzon'a bakıyoruz düşman yok. Ama Ankara, Türkiye'deki herkesi düşman görüyor. Daha ağırını da yapmak üzere hazırlık yapıyorlar. Türkiye'yi kurtaracağız deyip her yeri yakıp yıkıyorlar.
Müzakere masasını Demirtaş devirdi dediler. Bir cümlem var: Seni başkan yaptırmayacağız!” Bunların barış görüşmelerinden anladığı şey, bunun üzerinden oy devşirip 330 milletvekilini bulup anayasayı değiştirip başkanlığı getirmek. Kürtleri de basamak yapacaklar. Başkanlık geldikten sonra özgürlük, barış gelecekler diyorlar.
Masayı diri tutmaya çalıştık
Ortada başkanlık yok. Diktatörlük var. Böyle bir anlayışla Kürt sorunu çözülür mü? Önce başkanlığı desteklediğimizi, Kürtleri sattığımızı söylediler. Şimdi de başkanlığı destekleseydiniz diyorlar. Sorunlarımızı silaha havale etmek yerine biz iyi de olsa kötü de olsa o masayı diri tutmaya çalıştık. Bugün onurlu ve özgürlüğe ve şeffaflığa dayalı bir müzakere için çalışan uğraşan biziz. Asla İmralı ve HDP’yle müzakere olmayacak diyenler onlar. Konuşma yoktur diyen, savaş daha da büyüyecek diyen onlar.
