Budapeşte için rehber
• Budapeşte’yi ortasından geçen Tuna nehri ikiye ayırıyor. Bir taraf Buda diğer taraf Peşte. Konaklamak isteyenlerin daha canlı olan ve şehrin kalbinin attığı Peşte’yi tercih etmelerinde yarar var.
• Peşte’den meşhur Zincirli Köprü’den yürüyerek Buda tarafına geçip, Gellert tepesinden veya 100 yaşına ulaşmış Siklo füniküleriyle Kale tepesine çıkarak Tuna Nehri manzarası izlenmeli, karşı kıyı Peşte’yi selamlamalı, bol bol fotoğraf çekilmeli.
• Şehrin ışıklarını ve gece manzarasının görkemini yaşamak istiyorsanız, akşam yemeğinizi Tuna Nehri’nde yapacağınız yemekli tekne turunda keyifle yiyebilirsiniz.
• Budapeşte’nin 1884’te açılan opera binasındaki operalar bir o kadar ihtişamlı ve nefis. Adeta zamanda yolculuk ettiğiniz bu eşsiz sanat deneyimini yaşamadan dönmek hata olur.
• 3. yüzyılda yapılmış olan Matyas Kilisesi görülmeye değer. Kiliseden çıkıp ara sokaklar keşfedilmeli, Ruszwurm Cafe’de mola verilmeli, nefis bademli keki denenmeli.
• Peşte’de bulunan Kahramanlar Meydanı ve hemen ardındaki park görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
• Budapeşte’nin bir ‘olmazsa olmaz’ı da kaplıcalar, Szechenyi Kaplıcası, Neo-Barok mimarisiyle kendine hayran bırakan, Budapeşte’nin suyu en sıcak kaplıca tesislerinden biri. Suyun sıcak olması nedeniyle açık havada bulunan kaplıcaya kışın bile girilip keyif yapılabilir. Bir diğer alternatif ise Buda tarafında bulunan ve yine atmosferiyle büyüleyen tarihi Gellert Kaplıcası.
• Budapeşte görkemli ve tarihi kafe ve restoranlar barındıran bir şehir. Dünyanın en güzel cafesi olarak tanımlanan New York Cafe’ye evsahipliği yapan Peşte, ayrıca yine tarihi ve nefis tatlıları olan Cafe Gerbeaud’u da barındırıyor. Kitapseverler için ise Alexandra Kitabevi ve görkemli kafesi, özellikle günün belirli saatlerinde piyano eşliğinde kitap okumak isteyenler için vazgeçilmez.
• Macaristan Holokost’ta suç ortaklığı yapmış ülkelerden birisi. 60 bin Macar Yahudisi Holokost’ta öldürülmüş. Macarlar yıllardır Holokost ile yüzleşiyor. Holokost Anı Müzesi ilgi çekici mimarisi ve barındırdığı anlatımla dikkat çekici bir müze. Özellikle müzenin çıkışının sinagogdan olması ve sinagogda yer alan, kaybolan Yahudi cemaatini temsil eden Cam Sandalyeler Anıtı çarpıcı.
• Budapeşte ile özdeşleşen bir diğer anıt ise Tuna Nehri kıyısındaki ayakkabılar. Oklu Haç Partisi tarafından, İkinci Dünya Savaşı’nda Tuna Nehri kıyısında ayakkabıları çıkarılarak kurşuna dizilen Yahudileri sembolize eden ayakkabılar anıtı hafızalaştırma çalışmaları içersinde oldukça önemli ve vurucu bir yere sahip.
• Ünlü piyanist ve Macaristan’ın simgelerinden Ferenc Liszt hayranıysanız ilk durağınız Ferenc Liszt’in eşyalarını ve eşsiz piyano koleksiyonunu görebileceğiniz Ferenc Liszt müzesi olmalı.
• Alışveriş severler için Vaci Utca Caddesi’ndeki Kapalıçarşı ve meşhur paprikanın envai çeşidini bulacağınız Market Hall birebir.
• Mevsim baharsa, vakit bolsa, bir günü Margrit Adası’na ayrılmalı, piknik yapılmalı.
• Budapeşte’nin bir diğer olmazsa olmazı ise ‘ruin bar’ denilen yıkıntı barlar. Bu barlar genelde terk edilen binalarda yer alıyor ve eski eşyalarla, hatta sokağa atılan eşyalarla yaratıcı bir şekilde dekore ediliyor. Szimpla Kert ise en popüler yıkıntı bar.
