BM raporu: Suriye'de Mart'tan beri 38 Alevi kadın ve kız çocuğu kaçırıldı
Birleşmiş Milletler, Şubat 2025'ten bu yana Suriye'nin farklı bölgelerinde özellikle Alevilere kadın ve kız çocuklarına yönelik kaçırma, kaybolma ve cinsiyete dayalı şiddete ilişkin rapor yayınladı.
Rapora göre, Mart 2025'bu yana Lazkiye, Tartus, Hama, Humus, Şam ve Halep dahil olmak üzere çeşitli illerde 38 Alevi kadın ve kız çocuğunu kaçırıldı. Yaşları 3 ile 40 arasında değişen mağdurların, okula ya da akrabalarını ziyaretine giderken veya evlerinden gündüz vakti kaçırıldıkları bildirildi. Birçok vakada aileler kaçırılanlar tarafından tehdit edildi, bu yüzden kaçırılmalar polise bildirelemedi.
Birleşmiş Milletler raporunu hazırlayan uzmanlar, "Cinsiyete dayalı şiddet, tehditler, küçüklerin zorla evlendirilmesi ve Suriye geçici hükümetinin etkili bir yanıt vermemesi gibi nedenlerle Alevi kadınlar ve kız çocuklarının özel olarak hedef alındığını düşündürüyor" dedi.
Uzmanlar, bazı mağdurların uyuşturulduğu ve fiziksel saldırıya uğradığının aktarıldığına çekti. Ayrıca çocuk yaşta evlilik vakalarının olduğunu da belirtti ve "Suriye Geçici Hükümeti'nin çoğu vakada zamanında ve tarafsız soruşturma yürütmediği, bazı durumlarda şikayetleri kaydetmediğini" ifadelerini kullandı.
Raporda bazı vakaların Suriye güvenlik güçleri veya Suriye Geçici Hükümeti kurumlarıyla bağlantılı kişileri içerdiği de bildirildi: "Özellikle azınlık kadın ve kız çocuklarının hedef alınması, özellikle onların şiddet riski altında olduklarını gösteriyor ve bu da acilen önlemler alınmasını gerektiriyor."
Uzmanlar, Suriye Geçici Hükümeti'ne kayıp kişileri arama yükümlülüğünü hatırlatarak, iddialar hakkında derhal, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız soruşturma yürütmesini, failleri tespit edip yargılamasını ve mağdurların güvenliğini ve rehabilitasyonunu sağlamasını talep ettiler. "Dini ve etnik azınlıklara mensup olanlar da dahil olmak üzere tüm kadınlar ve kız çocukları, güvenlik ve huzur içinde yaşama hakkına sahiptir," dedi ve acil önlem alınması çağrısında bulundu: "Suriye'de azınlıklara yönelik devam eden saldırılar, özellikle de Süveyda'da Dürzi toplumundan onlarca sivilin kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürüldüğü ve aralarında iki kadın ve iki çocuğun da bulunduğu olaylar göz önüne alındığında, koruma önlemlerinin acilen alınması elzemdir."
