Belki bir gün Sams gelir

 LUSYEN KOPAR

Küçükken çalışmadan sınıf geçmeyi, okumadan çok şey bilmeyi, geze geze dünyanın her yerine gitmeyi, çok paramın olması  dilerdim.  Bugün o dileklerimin hiçbirinin gerçekleşmediğini görüyorum, ama yinede birçok yeni şey istiyor ve diliyorum.

Dilemek, dilek tutmak, insanı hayata bağlar. Hepimizin arzu ve dilekleri var.  Peki acab kaçımızın dileği kendi için doğru olan, hayırlı olan? Dilediğimiz şeyler her zaman doğru olmaz. Önemli olan doğru zamanda, doğru şeyi dilemektir.

Bir gün dilekler ve gerçek dostluklar üzerine kurulmuş bir kitap okumak, kocaman kafalı, kayık ağızlı, domuz burnun hatırlatan kısa hortumlu, cin gibi gözlü, kırmızı saçlı, kepçe kulaklı, geniş yüzünde mavi noktalar bulunan, biraz küstah, biraz şirin ama insan üstü güçleri olan yeşil bir yaratıkla tanışmak isterseniz bu kitabı okuyabilir, şu garip tekerlemey sık sık tekrarlayabilirsiniz.

Pazar tatlil günü, güneş açar

Pazartesi bir dost kapıyı çalar

Salı, kel patron kaşları çatar

Çarşamba, hafta ortası, çalışmak yorar

Perşembe, gök gürülder şimşek çakar

Cuma şanslı olan izin yapar

Cumartesi Sams gelir, herkes şaşar

Bay Suspus'un hayatındaki herşey  bu tekerlemedeki gibi gelişti ve denildiği gibi Sams geldi. Sams ne peri gibi güzel, ne cinler kadar akıllı, ne de canavarlar kadar kötü. Şirin de değil ama sevgi dolu, çocuk ruhlu, afacan ve neşeli. Tek dileği babasını mutlu etmek olan bu küçük yaratığın maceralarının ilki  çocuklarımıza ve bize elimizdekinin değerini öğretmeyi hedefliyor.

Almanya Gençlik Edebiyatı ödüllü Paul Maar'ın akıcı, eğlenceli, duygu yüklü ‘Sams ile Bir Hafta’ isimli serinin ilk kitabı dördüncü sınıftan itibaren çocuklarımızın kütüphanelerinin en değerli kitaplarından biri olmaya aday.

‘Sams'ın Maceraları-1’ altbaşlığıyla yayınlanan kitap bu gün  bay Suspus ve bayan Dırdır'ın hayatını değiştirdi, kim bilir yarın kimlerin, hayatını değiştirecek. Belki bir Cumartesi bize, belki bir cumartesi size Sams gelecek. Yeter ki dilemeyi, masallara inanmayı bilelim.