'Baskılara son verin'
Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu'nun da aralarında bulunduğu 16 sivil toplum çalışanı, gazeteci ve sanatçıya yönelik iddianameye, hak örgütlerinden tepki geldi. Hak örgütleri, sivil topluma yönelik giderek artan baskılara son verilmesi çağrısında bulundu.
484 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ve yaklaşık üç aydır tutuklu bulunan Yiğit Aksakoğlu'nun da aralarında bulunduğu 16 sivil toplum çalışanı, gazeteci ve sanatçı hakkında geçtiğimiz hafta 'hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs' iddiasıyla dava açılması için iddianame hazırlanmıştı. Hak savunucusu örgütler hazırlanan iddianameye tepki gösterdi.
Uluslararası Af Örgütü, Yurttaşlık Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Hakları Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi, Eşit Hakları İçin İzleme Derneği ve Civil Rights Defenders, 27 Şubat Çarşamba günü Galatasaray Aynalı Geçit'te ortak basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda hak savunucusunun katıldığı basın toplantısında Uluslararası Af Örgütü Kampanyalar ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener konuştu.
Açıklamada, sivil toplum aktörlerine yönelik iddiaların mesnetsiz olduğuna dikkat çekildi ve sivil toplum üzerinde artan baskılara son verilmesi istendi.
'Suç işlememişlerdir'
Akşener, konuşmasında soruşturma sürecini eleştirdi:
''Suçlanan kişileri temsil eden avukatların halen görmediği iddianameye göre iddialar, 2013'te yaygın polis şiddetine başvurularak hükümet tarafından bastırılan, temel karakteri barışçıl olan Gezi Parkı protestolarına dayanıyor. Sivil toplum aktörlerinden oluşan çok daha büyük bir gruba yönelik soruşturma da aynı kapsamda sürdürülüyor. Haklarında soruşturma yapılan ve iddianame hazırlanan kişiler ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken Gezi Parkı protestolarına katılmakla herhangi bir suç işlememiştir. Mahkeme suç oluşturma amacıyla uydurulmuş komplo teorilerine dayanan ve güvenilir hiçbir kanıt içermeyen tüm iddianameleri reddetmeli, 16 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Osman Kavala ile 3 aydır cezaevinde bulunan Yiğit Aksakoğlu derhal serbest bırakılmalıdır.''
Akşener, Büyükada, Özgür Gündem'le Dayanışma, Barış için Akademisyenler davalarını hatırlatarak hükümetin bu davaları Türkiye'deki sivil toplum aktivistlerini susturmak için kullandığını söyledi.
'Baskılara son verin'
Akşener şunları söyledi,
“Devletler, insan hakları savunucularının düşünce ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı ve örgütlenme özgürlüğü olarak tüm haklarını korumakla yükümlüdür. Türkiye'deki bağımsız sivil toplumu yok etmeye yönelik bu çabaların karşısında duruyoruz ve hak savunucularına yönelik planlı yıldırma ve hukuki taciz yöntemlerine derhal son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.”
Toplantıda hak savunucusu örgütlerin temsilcileri de söz aldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, dayanışma içinde olmaktan onur duyduklarını söyledi. Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi'nden Emel Ataktürk Sevimli, insan hakları savunucularını itibarsızlaştırmaya çalışılmasının haksızlık olduğunu dile getirdi.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Türkiye Temsilcisi Andrew Gardner, insan haklarının ağır saldırı altında olduğu her yerde, hak savunucularının hedef haline getirildiğine dikkat çekerek Türkiye'de de bağımsız sivil toplumun yok edilmek istendiğini söyledi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da iddianamede adı geçen insanların meşru bir yerde durduklarını hükümet yetkililerinin de iyi bildiğini ve altı yıl sonra iddianame hazırlamanın sadece güven zedelediğini söyledi.
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Nur Tüysüz de, soruşturmanın gerçek bir garabet olduğunu belirtti. Civil Rights Defender’dan Sinan Gökçen de, toplum üzerinde baskı oluşturulmasını kabul etmediklerini vurguladı.
Bakanlık, sivil toplum temsilcileriyle görüştü
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi'nden Emel Ataktürk Sevimli, 21 Şubat Perşembe günü Adalet Bakanlığı'nın daveti üzerine bazı hak örgütlerinin insan hakları sorunlarına dair temel başlıklarda bilgi paylaşımı için biraraya geldiklerini söyledi. Ataktürk Sevimli, düzenlenen çalıştayda, sorunların çözümlerine dair madde madde önerilerini dile getirdiklerini belirterek katılan sivil toplum örgütlerinin, çalıştayla ilgili olarak yakın zamanda kamuoyunu bilgilendireceklerini ifade etti.
Uluslararası Af Örgütü, Yurttaşlık Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Hakları Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi, Eşit Hakları İçin İzleme Derneği ve Civil Rights Defenders, 27 Şubat Çarşamba günü Galatasaray Aynalı Geçit'te ortak basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda hak savunucusunun katıldığı basın toplantısında Uluslararası Af Örgütü Kampanyalar ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener konuştu.
Açıklamada, sivil toplum aktörlerine yönelik iddiaların mesnetsiz olduğuna dikkat çekildi ve sivil toplum üzerinde artan baskılara son verilmesi istendi.
'Suç işlememişlerdir'
Akşener, konuşmasında soruşturma sürecini eleştirdi:
''Suçlanan kişileri temsil eden avukatların halen görmediği iddianameye göre iddialar, 2013'te yaygın polis şiddetine başvurularak hükümet tarafından bastırılan, temel karakteri barışçıl olan Gezi Parkı protestolarına dayanıyor. Sivil toplum aktörlerinden oluşan çok daha büyük bir gruba yönelik soruşturma da aynı kapsamda sürdürülüyor. Haklarında soruşturma yapılan ve iddianame hazırlanan kişiler ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken Gezi Parkı protestolarına katılmakla herhangi bir suç işlememiştir. Mahkeme suç oluşturma amacıyla uydurulmuş komplo teorilerine dayanan ve güvenilir hiçbir kanıt içermeyen tüm iddianameleri reddetmeli, 16 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Osman Kavala ile 3 aydır cezaevinde bulunan Yiğit Aksakoğlu derhal serbest bırakılmalıdır.''
Akşener, Büyükada, Özgür Gündem'le Dayanışma, Barış için Akademisyenler davalarını hatırlatarak hükümetin bu davaları Türkiye'deki sivil toplum aktivistlerini susturmak için kullandığını söyledi.
'Baskılara son verin'
Akşener şunları söyledi,
“Devletler, insan hakları savunucularının düşünce ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı ve örgütlenme özgürlüğü olarak tüm haklarını korumakla yükümlüdür. Türkiye'deki bağımsız sivil toplumu yok etmeye yönelik bu çabaların karşısında duruyoruz ve hak savunucularına yönelik planlı yıldırma ve hukuki taciz yöntemlerine derhal son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.”
Toplantıda hak savunucusu örgütlerin temsilcileri de söz aldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, dayanışma içinde olmaktan onur duyduklarını söyledi. Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi'nden Emel Ataktürk Sevimli, insan hakları savunucularını itibarsızlaştırmaya çalışılmasının haksızlık olduğunu dile getirdi.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Türkiye Temsilcisi Andrew Gardner, insan haklarının ağır saldırı altında olduğu her yerde, hak savunucularının hedef haline getirildiğine dikkat çekerek Türkiye'de de bağımsız sivil toplumun yok edilmek istendiğini söyledi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da iddianamede adı geçen insanların meşru bir yerde durduklarını hükümet yetkililerinin de iyi bildiğini ve altı yıl sonra iddianame hazırlamanın sadece güven zedelediğini söyledi.
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Nur Tüysüz de, soruşturmanın gerçek bir garabet olduğunu belirtti. Civil Rights Defender’dan Sinan Gökçen de, toplum üzerinde baskı oluşturulmasını kabul etmediklerini vurguladı.
Bakanlık, sivil toplum temsilcileriyle görüştü
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi'nden Emel Ataktürk Sevimli, 21 Şubat Perşembe günü Adalet Bakanlığı'nın daveti üzerine bazı hak örgütlerinin insan hakları sorunlarına dair temel başlıklarda bilgi paylaşımı için biraraya geldiklerini söyledi. Ataktürk Sevimli, düzenlenen çalıştayda, sorunların çözümlerine dair madde madde önerilerini dile getirdiklerini belirterek katılan sivil toplum örgütlerinin, çalıştayla ilgili olarak yakın zamanda kamuoyunu bilgilendireceklerini ifade etti.
