Ayasofya’daki sahur programına tepkiler büyüyor
TRT Diyanet kanalının sahur programı ‘Bereket Vakti’nin bu sene UNESCO mirası Ayasofya müzesinde yapılması tepki çekti. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in de konuk olduğu programın Kültür Bakanlığı’ndan alınan izinle çekildiği ifade edilirken, Yunanistan’an ardı ardına açıklamalar geldi.
Gelen tepkiler üzerine TRT yetkilileri bir açıklama yaptı ve 2011 yılında da Ayasofya’nın içinde Kuran-ı Kerim okunduğunu ve ‘Sahur Bereketi’ isimli programın yapıldığını söyledi.
Yunanistan Dışişleri: Kültüre saygı gösterilmemesi rahatsız etti
Hürriyet gazetesinden Yorgo Kırbaki'nin haberine göre, Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosu Evangelos Sekeris, geçen pazartesi saat sabah 3.00’te, sahur vaktinde Ayasofya’ya gitti.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocyas, Alpha radyosuna yaptığı açıklamada, “İlk açıklamalarımızda dikkatliydik. Çünkü önce Ayasofya’da ne olacağını görmek istedik. Bu nedenle İstanbul’daki Konsolosumuz sabah 03.00’te bölgeye gitti. Sonraki açıklamalarımızda daha sert tavır aldık. Kültüre saygı gösterilmemesi bizi rahatsız etti” dedi.
“Sinirli bir komşu”
Kocyas şöyle devam etti: “Kendini güvenli hissediyorsan, topraklarındaki dünya kültür mirası eserlere saygı gösterirsin. Bu eserlere medeni olmayan bit şekilde yaklaşmazsın.
Kocyas Türkiye’nin bazı olumlu şeyler de yaptığını söyledi: “Sözgelimi uzun yıllar sonra İzmir’de dini ayinler gerçekleşiyor. Patrik ve metropolitlere Türkiye’de terk edilmiş kiliselerde ayin düzenlemelerine olanak tanındı. İmroz’da Rum ortaokulu yeniden açıldı. Bunlar olumlu. Ancak Ayasofya için gelişmeler olumsuz. Bu da Türkiye’nin çelişkisini gösteriyor. Erdoğan Türkiye’de özellikle güçlü bir şahsiyet olmaya devam ediyor. Ancak, Erdoğan önderliğindeki ordu da aynı anda dört savaşı birlikte yürüttüğü için yeniden gündeme geliyor. Ordu, Gülencilere, Türkiye içinde Kürtlere, Türkiye dışında Irak ve Suriye’de savaş veriyor. Türkiye sinirli bir komşu”.
Muhalefet: Kışkırtıcı ve saygısızca
Yunanistan muhalefet partilerinden merkez sağ partisi ‘Yeni Demokrasi’ de bir açıklama yayınlayarak Ayasofya’nın tüm dünyadaki Ortodoks Hristiyanları için önemine vurgu yaptı. Yapılan açıklamada tarihi yapının müze olarak kullanıldığı hatırlatılarak, “Bu hareket kışkırtıcı, anlaşılmaz ve dünyanın dört bir yanındaki Ortodokslara karşı saygısızlığın bir göstergesidir, bu da Türkiye’nin Avrupa Birliği süreciyle uyuşmamaktadır” dedi.
Muhalefet partisi ‘Potami’ de (Nehir Partisi) yaptığı açıklamada, geçtiğimiz sene Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi için hazırlanan imza kampanyasını hatırlattı ve “Bu yönlendirmelerin hedefinde 900 yıl boyunda Ortodoksluğun en yüksek kilisesi sayılan, 500 yıl boyunca cami, 1934 yılından bu yana ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’in kararıyla müze olarak işleyen bir anıt bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Bilgiç: Aklı selime devat ediyoruz
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç bir açıklama yayımlayarak, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasının ‘kabul edilemez’ olduğunu savundu.
Bilgiç, “Başkentinde yıllardır cami yapılmasına izin vermeyen, Batı Trakya Türk azınlığının dini özürlüklerine sürekli müdahale eden ve İslam karşıtlığını çağdaşlıkla karıştıran Yunanistan’ı üslubunda ve açıklamasında aklı selime davet ediyoruz. Bu bağlamda çağdaş, demokratik ve laik toplumların değerleri arasında başka dinlere ve ibadetlerine saygının da bulunduğunu hatırlatmak isteriz” ifadelerini kullandı.
ABD ve Almanya da tepkili
Yunanistan basınında yer alan haberlere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner gazetecilere Ayasofya’yla ilgili açıklama yaptı.
Toner, bir gazetecinin sorusu üzerine 'karmaşık bir tarihi geçmişe sahip olağanüstü Ayasofya yapısına Türkiye’nin de saygı duymasını beklediklerini' belirtti.
Öte yandan, Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schaefer da 'UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan yapının, dünya kültür mirası statüsüne dokunulmadan kullanılmasını dilediklerini' bildirdi.
