Atina’daki Documenta eleştirilerle başladı

Beş yılda bir Almanya’nın Kassel kentinde düzenlenen ‘Documenta Çağdaş Sanat Sergisi’nin Yunanistan ayağı, 8 Nisan’da Atina’da açıldı. Bu yıl 14.’sü düzenlenen sergide çeşitli ülkelerden 160’tan fazla sanatçının işleri üç ay boyunca kentin farklı bölgelerinde sergilenecek. Aralarında Atina Konservatuarı, Olimpia Zeus Tapınağı ve Atina Güzel Sanatlar Fakültesi’nin de bulunduğu 40 farklı mekâna yayılan serginin Almanya dışına taşınmasındaki amaçlardan biri de Yunanistan’daki ekonomik ve politik krize dikkat çekmekti. 

‘Atina’dan öğrenmek’

2014’te alınan bu kararı, serginin sanat direktörü Adam Szymczyk şu sözlerle açıklamıştı: “Documenta’yı Kassel’e paralel olarak Atina’da yapmak istememizin sebebi, bu bölgede yaşanan politik sorunların ne kadar vahim olduğunu göstermek ve bunların yakında çok daha kötü bir hal alabileceğine vurgu yapmaktı.” Bu fikirden hareketle ‘Atina’dan öğrenmek’ temasıyla izleyicisiyle buluşan Documenta, bu kriz coğrafyasına ulusal basının ve sanatseverlerin dikkatini çekmekle kalmadı, aynı zamanda atıl birçok sergi mekânını canlandırarak bir kültür turizminin başlamasına da vesile oldu. Ne var ki, aralarında eski Maliye Bakanı Yannis Varufakis’in de bulunduğu bazı siyasetçiler ve sanatçılar, iyileştirici saiklerle yapılan bu girişimin daha geniş ölçekte kültürel bir sömürü geleneğinin parçası haline gelmesinden endişelendiklerini dile getirmişlerdi. Mültecilerin barınma hakkına aykırı uygulamalara karşı oluşturulan bir sanatçı topluluğu ise, serginin açılış haftasında, Documenta’nın bu gerçeğe sessiz kaldıkça öngördüğü amaca ulaşamayacağının altını çizen açık bir mektup yayımladı.

Documenta 2017, hem içeriği hem de yarattığı tartışmalar dolayısıyla, şimdiden, göç, ekonomik kriz ve kültürel sömürü gibi birçok temayı sanat üzerinden yeniden düşünmemize vesile oluyor. Türkiye’den Nevin Aladağ ve Banu Cennetoğlu’nun katıldığı sergi, Atina’da 16 Temmuz’a kadar, Kassel’de ise 10 Haziran - 17 Eylül arasında açık olacak.