Acemoğlu: Önümüzde çok fazla belirsizlik var
Dünyaca ünlü ekonomist ve MIT’de profesör Daron Acemoğlu 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı İkinci Tur Seçimi'nden sonra yeni değerlendirmelerde bulundu. Sosyal medya hesabı üzerinden bir yorum yapan Acemoğlu, Erdoğan'ın seçilmesinin Türkiye demokrasisi açısından "iyi bir haber olmadığını" vurguladı ve "Muhtemelen daha da kötüye gidecek ve kesinlikle daha iyi olmayacak" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Daron Acemoğlu'nun sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirme şu şekilde;
-Negatif reel faiz, kurumların bağımsızlığını tamamen yitirmesi ve geniş çaplı kötü yönetimin artan maliyetleri olacaktır. Bunlar Merkez Bankası'nın tükenen rezervlerinde de görülebilir.
-Daha büyük tehdit, mevcut üç ana sorunun pekişmesi. Üretkenlik artışı ve verimlilik iyileştirmelerinin olmaması, kurumsal ve mali bilançolar ile kötüleşen mali durum. Üçü de çok maliyetli.
-Ekonomik büyüme, inşaat sektörü, kredi büyümeleri ve hükümet harcamaları temelli, yeterli yatırımın veya üretkenlik artışının olmadığı, düşük kaliteli bir büyüme. Yolsuzluk ve patronaj durumu daha da kötü bir hale getiriyor.
-Şirket bilançoları kötüleşti ancak ne kadar kötü olduğunu bilmek imkansız. Bu, büyük oranda Covid ekonomisi ve hükümetin işçi çıkarımını engelleyen baskılarıyla ilgili.
-Bankalar, özellikle de kamu bankaları, kısmen kurumsal bilanço sorunları nedeniyle, kısmen de borç vermeyi kesmemeleri yüzünden baskı altında kaldıkları için muhtemelen çok sayıda batık krediye sahip.
-Hükümet harcamaları arttı ve kur korumalı mevduat (liradaki düşüşü durdurmak için uygulamaya konuldu), gelecekteki gelirleri garanti eden çeşitli özel-kamu programları ile devlet bankalarının bilançoları aracılığıyla büyük örtülü garantiler bulunuyor.
Bütün bunlar, depremin neden olduğu mega yıkımın mali ve ekonomik maliyetleri ve bunun gerektirdiği yeniden inşa (artı halen devam eden mülteci sorunu) nedeniyle daha da kötüleşiyor.
-Mevcut durumda, bunların tümü muhtemelen daha da kötüye gidecek ve kesinlikle daha iyi olmayacak. Körfez’den ve belki de Rusya'dan gelen turizm gelirleri rezervlere bir süreliğine destek olabilir fakat önümüzde çok fazla belirsizlik var.
-Negatif reel faiz, kurumların bağımsızlığını tamamen yitirmesi ve geniş çaplı kötü yönetimin artan maliyetleri olacaktır. Bunlar Merkez Bankası'nın tükenen rezervlerinde de görülebilir.
-Daha büyük tehdit, mevcut üç ana sorunun pekişmesi. Üretkenlik artışı ve verimlilik iyileştirmelerinin olmaması, kurumsal ve mali bilançolar ile kötüleşen mali durum. Üçü de çok maliyetli.
-Ekonomik büyüme, inşaat sektörü, kredi büyümeleri ve hükümet harcamaları temelli, yeterli yatırımın veya üretkenlik artışının olmadığı, düşük kaliteli bir büyüme. Yolsuzluk ve patronaj durumu daha da kötü bir hale getiriyor.
-Şirket bilançoları kötüleşti ancak ne kadar kötü olduğunu bilmek imkansız. Bu, büyük oranda Covid ekonomisi ve hükümetin işçi çıkarımını engelleyen baskılarıyla ilgili.
-Bankalar, özellikle de kamu bankaları, kısmen kurumsal bilanço sorunları nedeniyle, kısmen de borç vermeyi kesmemeleri yüzünden baskı altında kaldıkları için muhtemelen çok sayıda batık krediye sahip.
-Hükümet harcamaları arttı ve kur korumalı mevduat (liradaki düşüşü durdurmak için uygulamaya konuldu), gelecekteki gelirleri garanti eden çeşitli özel-kamu programları ile devlet bankalarının bilançoları aracılığıyla büyük örtülü garantiler bulunuyor.
Bütün bunlar, depremin neden olduğu mega yıkımın mali ve ekonomik maliyetleri ve bunun gerektirdiği yeniden inşa (artı halen devam eden mülteci sorunu) nedeniyle daha da kötüleşiyor.
-Mevcut durumda, bunların tümü muhtemelen daha da kötüye gidecek ve kesinlikle daha iyi olmayacak. Körfez’den ve belki de Rusya'dan gelen turizm gelirleri rezervlere bir süreliğine destek olabilir fakat önümüzde çok fazla belirsizlik var.
