‘Abdullah Gül’ün sağduyu çağrısına kulak vermek gerek’
Cengiz Çandar, fezlekeyle birlikte ülkenin 'demokrasi açığı'nın 2000'li yıllarda tekrarlanması tehlikesi söz konusu olduğunu belirtti. Çandar, DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını hatırlatarak yeniden milletvekili seçildiklerine işaret etti. Sürgüne gitmek zorunda kalan Zubeyir Aydar’ın Oslo’da PKK müzakerecisi olarak devletin karşısına oturduğunu hatırlattı.
Çandar şunları yazdı; “Eğer bir grup BDP milletvekilinin dokunulmazlığı kalkar ve tutuklanmalarının yolu açılırsa, geri kalan BDP milletvekilleri de TBMM'ye terk edecekler. Bu durumda, üç milyon dolayındaki oy -ki, sahip oldukları 'siyasi özgül ağırlık'ın niteliksel değeri ve önem niceliksel olandan çok daha fazla- TBMM çatısı altında bulunmayacak demektir. Türkiye'nin -BDP'ye ne kadar karşı olursanız olun- böyle bir 'gerilim'e ve 'siyasi kriz hali'ne ihtiyacı var mıdır? Abdullah Gül'ün 'Bu konulan herkesin çok büyük sorumluluk altında götürmesi gerekir' sözlerinden çıkartılacak anlam da budur”
Milliyet’ten Hasan Cemal 4 Mart 1994’te DEP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını eleştirdiği yazısını köşesine taşıyarak şunları eklemiş,
“O zaman yapılan, bugün tekrarlanmak üzere. 18 yıl önce işleri kötüleştirmekten başka hiçbir yararı dokunmayan bir adımın bugün hayırlara vesile olmasını kimse beklemesin. Bu adım, 18 yıl önce olduğu gibi bugün de Türkle Kürdün arasını daha beter açacak, “Benim seçip gönderdiğimi Ankara hapse atıyor!” duygusunu bölgede çok daha fazla güçlendirecek, siyasal istikrarı zehirleyecek ve Türkiye’nin dışarıdaki manevra alanını daha da daraltacaktır. Bu arada not etmekta yarar var. Cumhurbaşkanı Gül, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı. Keşke Cumhurbaşkanı Gül’ün bu konuyla ilgili sağduyuyu yansıtan mesajlarına ve “Geçmişe dönmeyelim, kendimizi çıkmaz sokaklara sokmayalım” sözlerine kulak verilse siyaset kurumunda, iktidar çevrelerinde, Ak Parti’de.”
Radikal’den Oral Çalışlar da Gül’ün açıklamalarına dikkat çekti,
Çalışlar,“Cumhurbaşkanı'nın bu değerlendirmeleri; önemli ve yerinde bir siyasi saptama olmanın ötesinde, AK Parti ve CHP içinde benzer düşüncede olan insanlara da tercüman oluyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan'la aynı siyasi gelenekten geliyor. Ancak aralarında siyasete bakış noktasındaki farklar da gözden kaçmıyor. Sorunu üslup ve mevki sorunu olarak açıklamak yeterli olmaz. Demokrasi anlayışında da ciddi bir farklılığa işaret ediyor. BDP'lilerin dokunulmazlıklarının şu ortamda kaldırılması, bu fezlekelerinin siyasi maksatla 830 fezlekenin önüne çıkarılması büyük bir siyasi hata olacaktır. Bunun nelere yol açabileceğini şimdiden tahmin edebiliriz. Silahları mı susturmak istiyorsunuz, yoksa konuşturmak mı! Cumhurbaşkanı Gül iyi ki orada diye düşünüyorum” diye yazdı.
